Türkiye'nin en iyi haber sitesi
VEYSEL KURT

Libya krizinde yeni bir dönemeç: Berlin Konferansı

Libya krizi onuncu yılına girerken Berlin Konferansı ile yeni bir aşamaya ulaştı. Yarın başlayacak konferansa on bir ülkenin birçoğunun devlet ve hükümet başkanları düzeyinde katılması beklenirken BM, AB, Afrika Birliği ve Arap Ligi temsilcileri de katılacak.

Bugüne kadar krizin çözümü için birçok uluslararası konferans düzenlenmesine rağmen kalıcı bir barış ve nihai bir sonuca ulaşılamadı. Bu konferanslar ya Hafter'in varılan anlaşmayı ihlal etmesi sebebiyle sonuçsuz kaldı ya da çözüm üretme konusunda yetersiz kaldı.

Berlin Konferansının nasıl bir sonuç üretebileceğini analiz etmeden önce bu durumlara örnek teşkil edecek iki girişimi zikretmekte yarar var.

2015 Suheyrat anlaşması, BM gözetiminde ortaya çıkmasına ve taraflarca imzalandı. Bu anlaşma yalnızca ateşkes öngörmekle kalmıyor tarafların uzlaşması için de bir altyapı oluşturuyordu. Buna rağmen Hafter bu anlaşmaya sadık kalmadı ve Libya'da iktidarı ele geçirmek amacıyla askeri yöntemleri kullanmaya devam etti. En son Nisan 2019'dan itibaren başlattığı yeni askeri harekat sonucunda Trablus'un kapısına dayandı.

Bir başka konferans ise Nisan 2018'de Palermo'da düzenlendi. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Yardımcısı düzeyinde katıldığı bu toplantı ise Türkiye'nin bertaraf edilmesine yönelik olarak programda olmayan daha dar bir toplantının organize edilmesi dolayısıyla sonuçsuz kaldı. Aslında bu girişimlerin sonuçsuz kalması, süreci domine ederek tarafların varılan mutabakata uymasını zorlayan bir aktörün eksikliğinden kaynaklanmıştır. Hafter'in bütün süreçleri sabote eden tavrını cezalandıracak bir mekanizmanın eksikliği ve askeri yöntemlerle sonuç aldığını görmesi, mutabakatları baltalamasına neden olmuştur.

Bu açıdan bakıldığında Berlin Konferansının önceki girişimlerden çok farklı olduğunu ifade etmek zor. Ancak Türkiye ve Rusya'nın Moskova'da başlayan ateşkes çabaları ve tarafları aynı masanın etrafında bir araya getirmiş olması ve daha önemlisi Türkiye'nin sahaya da ağırlığını koymaya yönelik girişimleri bu sürecin ayırt edici boyutudur.

Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin tezkerenin TBMM'den geçmesi ve Türkiye'nin Libya hükümeti ile 27 Kasım 2019'da imzaladığı iki anlaşma çerçevesinde Serrac hükümetine her türlü desteğin sağlanabileceğine dair tutumu oyun değiştirici bir hamledir. Nitekim bu hamlenin Hafter ve Libya krizine müdahil aktörlerce görmezden gelinmediğini son günlerdeki gelişmelere bakarak görmek mümkün.

Moskova'dan Berlin'e diplomatik hareketlilik

Türkiye-Rusya gözetiminde Serrac hükümeti ile Hafter arasında ateşkesin sağlanması için başlayan müzakereler 13 Ocak'ta Moskova'da gerçekleşen müzakereler sonucunda bir anlaşma metninin oluşturulması ile sonuçlanmıştır. Ancak Hafter'in metni imzalamadan Moskova'dan ayrılması, ateşkes ihtimalini Berlin Konferansına bıraktı. Bu noktada ortaya çıkan soru, ateşkes anlaşmasına Moskova'da imza atmayan Hafter'in Berlin'de mutabakata yanaşıp yanaşmayacağı sorusudur.

Genel beklenti Berlin'e katılan aktörlerin bir mutabakat metni ortaya çıkarması durumunda Hafter'in de bu metne imza atacağı yönünde. En önemli tartışma konusu ise Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesi olacaktır.

Rusya, Fransa, Mısır ve BAE, Hafter'in lehine bir durum ortaya çıkarmak için çaba sarf edecektir. Türkiye'nin pozisyonu ise 27 Kasım anlaşmalarından edindiği kazanımları korumak için Serrac hükümetini destekleyecek ve krizin çözümüne yönelik sürecin siyasi/diplomatik düzlemde devam etmesi üzerinde yoğunlaşacak.

Bununla birlikte dikkat edilmesi gereken şey, mutabakata varılsa bile tarafların bu mutabakata sadık kalıp kalmayacağı meselesidir.

Libya'yı tek başına kontrol etme hırsı Hafter'in bugüne kadar yapılan müzakereleri boşa çıkaracak adımlar atmasına neden olmakta. Bu durum Hafter'in bugüne kadar Berlin'den sonra nasıl bir tutum takınabileceğine işaret. Dolayısıyla Türkiye hem sahada hem de masadaki güçlü varlığını devam ettirmek durumunda.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA