Wagner'in lideri Yevgeny Prigozhin'in geçtiğimiz hafta sonu Rusya'da başlattığı krizin çeşitli coğrafyalara etki edeceği aşikâr. Bu krizin sadece askeri boyutu değil, aynı zamanda kazançlı ticari çıkarlara sahip olduğu Afrika'da da etkilere sahip olacağı çok açık. Ancak Wagner'in sebep olduğu krizin Rusya'nın Afrika'daki faaliyetlerine yansımaları henüz belirsizliğini korumakta.
Son iki yılda Wagner'in faaliyet gösterdiği Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti (OAC), Burkina Faso, Libya, Sudan, Madagaskar ve Zimbabve gibi çeşitli Afrika ülkelerinde operasyonel stratejisinin askeri ve ekonomik kapsamının oldukça genişlediği görülüyor. Nitekim Wagner, sadece askeri hizmetler, danışmanlık ve güvenlik sağlamakla kalmayıp, adeta bir şirket gibi emtia ticareti de yapmaktadır. Dolayısıyla söz konusu krizin Afrika'da beklenen etkilerinin ve yansımalarının kesin olarak neler olacağını şimdiden söylemek zor olsa da kriz nedeniyle bundan sonraki süreçte Afrika'da nelerin yaşanabileceğine dair senaryoları ortaya koymak mümkün.
Wagner Krizi Ardından Afrika'da Muhtemel Senaryolar
Krizin hızlı bir şekilde sona ermesinden sonra hemen Wagner'in Afrika'dan tasfiyesi ile çeşitli ülkelerden yavaş yavaş çekilebileceği tartışmaları söz konusuydu. Ancak böylesi bir durum rasyonel dış politika ilkelerine uyumsuz görünmekte hem de Afrika'da mevcut güvenlik sorunlarına bir yenisinin daha eklenmesine yol açma potansiyelini barındırmakta. Zira Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti başta olmak üzere birçok Afrika ülkesinin güvenlikleri Wagner'in varlığına bağımlı hale gelmiş durumda.
Kıta ülkelerinin bazılarında yerel güvenlik birimlerinin kapasitelerinin sınırlı olmasından dolayı Wagner gibi özel askeri şirketlerin sağladığı danışmanlık, askeri güvenlik, operasyonel destek ve eğitim hizmetlerine ciddi ihtiyaç duymaktalar. Dolayısıyla Wagner'in Afrika'da bulunduğu ülkelerden hızlı bir şekilde geri çekilmesi bu ülkelerin güvenlik açısından daha fazla zayıflamasına, kurumsal kapasitelerinin ciddi ölçüde zorlanmasına, kronik sorunların daha fazla derinleşmesine ve güvenlik tehditlerinin daha fazla artmasına neden olma potansiyelini taşımakta. Bu sebeplerden dolayı Wagner'in Afrika'dan tasfiyesi gibi rasyonel olmayan bir senaryodan ziyade Wagner'in yönetim kademesinin değiştirilmesi, şirketin Savunma Bakanlığı'na bağlanması, farklı ülkelerde yeni oluşturulacak özel askeri şirketlerin kurulması ve bu şirketler üzerinden faaliyetlerin sürdürülmesi daha rasyonel senaryolar olarak öne çıkıyor.
Bu bağlamda Wagner'in Prigozhin başta olmak üzere yönetim kademesinin ve belki de isminin değiştirilerek Afrika'da faaliyetlerine devam etmesi en muhtemel senaryo olarak öne çıkıyor. Hatta özel askeri şirketin Savunma Bakanlığı'na bağlanarak kontrol altında tutulması kolaylaştırılabilir. Nitekim Rusya'nın Afrika politikasının önemli bir aracı konumunda olan Wagner'in rolü yeni süreçte de Rusya etkisini Afrika'da devam ettirecektir. Zira Rusya'nın Afrika'da Batı etkisine, ancak daha özel olarak Batı Afrika'da Fransa etkisine, karşı mücadele etme aracı olarak Wagner'i kullanması söz konusuydu. Örneğin Mali'de, Burkina Faso'da, OAC'de Fransa karşısında farklı unsurları destekleyerek bölgede Fransız etki alanını sarsmış ve kendi gücünü konsolide etmiştir. Ancak Wagner'in diğer ülkelerde olduğu gibi bu ülkelerde mevcut altın, petrol, elmas ve titanyum gibi emtiaları kontrol ederek ticari kazanç elde ettiği unutulmamalı. Wagner'in bu emtialar üzerinden sağladığı kazançlar aynı zamanda Rusya'nın Afrika'daki ağlarını genişletmesine, yeni kaynakların kontrolüne ve varlığını konsolide etmesine olanak sağlıyor. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'un Mali ve OAC başta olmak üzere farklı ülkelerde operasyonlarına ve "çalışmalarına" devam edeceğini açıklaması Rusya'nın Wagner'i her açıdan dönüştürerek bölgedeki varlığını devam ettirecek olduğu senaryonun rasyonel olduğunu gösteriyor.
Öte yandan Rusya, Afrika politikasına ilişkin Wagner'in yanı sıra farklı ülkelerde mevcut diğer özel askeri şirketler ya da yeni özel askeri şirketler üzerinden uygulamalarını sürdürebilir. Ancak bu noktada söz konusu özel askeri şirketlerin liderlerini Wagner içinden komutanlar arasından seçerek hem Wagner'in gücünü sınırlandırabilir hem de bölgede izlenecek politikalarda riskin dağıtılmasını mümkün kılabilir. Zira bu noktada Wagner'in başkaldırısı ile yaşanan kriz sonrası Rusya'nın Wagner'i finanse ettiğini resmi olarak açıklaması, Wagner-Rusya ilişkisindeki birçok belirsizliği de ortadan kaldırdı. Dolayısıyla özel askeri şirketleri daha fazla kontrolünde tutacak olan Rusya'nın Afrika'daki politikaları için bu şirketleri bir noktaya kadar güçlendirmek isteyecektir.
Wagner'in Rusya'ya Maliyeti ve Rusya'nın Afrika Politikası
Prigozhin'in lideri olduğu Wagner'in sebep olduğu başkaldırı, Rusya için bir imaj kaybı ve büyük bir itibar maliyeti oluşturduğu açık. Putin tarafından Rusya'nın Wagner'e fon sağladığının açıklamasıyla Rusya'nın bir yılda Wagner'e bir milyar dolar fonladığı da resmi olarak artık bilinen bir gerçek. Rusya'da yetkililer tarafından Wagner'in operasyonlarının devam edecek olmasına yönelik söylemler ise Rusya'nın Afrika'da Fransa'dan boşalan alanları doldurma çabalarının devam edecek olduğunun çok açık bir göstergesi. Kısacası Putin'in böyle bir başkaldırı ile karşı karşıya gelmesi prestijini zedelemiş olsa da Rusya'nın Afrika'ya yönelik politikasında radikal bir değişimin olması mümkün gözükmüyor.
Putin'in Afrika'da Wagner'e mi nüfuz kazandırdığı yoksa Wagner'in Afrika'da Putin'e mi nüfuz kazandırdığı tartışmaları yaşansa da artık Rusya'nın Afrika politikasında Prigozhin'in olmayacağı kesin. Ancak unutmamak gerekir ki Wagner'in yapısal olarak ve üst düzey yöneticilerinin Afrika'daki ülkelerle kurmuş oldukları ilişkiler, Afrika'da çeşitli ülkelerde dengelerin değişmesine neden olma ihtimalini halihazırda saklı tutuyor. Zira büyük emtia kaynaklarını kontrol eden Prigozhin'in Wagner'inin bir anda bu kaynakların kontrolünü kaybetmek istemesi söz konusu olabilir. Dolayısıyla Wagner'in dönüşümü ya da diğer özel askeri şirketlerin müdahaleleri Afrika'da bulunan Wagner alanlarında birtakım riskleri beraberinde getirmektedir. Bu kapsamda bazı ülkelerin iç dinamikleri ve siyasetlerinin etkilenmesi söz konusu olabilir. Yeni ittifakların ya da gerilimlerin ortaya çıkması ile bu bölgelerdeki güç boşluklarının ortaya çıkma ihtimaliyle terör örgütlerinin ya da isyancı grupların fırsattan istifade etmeleri tehditleri artırabilir. Ancak ne olursa olsun Rusya'nın çeşitli unsurlarla girmiş olduğu Afrika'daki etki alanını kaybetmeyecektir.
Kısacası Rusya'nın Wagner ile ya da farklı bir aktörle/araçla ile Afrika'da izlemiş olduğu militarist politikaların Afrika ülkelerine ya da kıta geneline yakın gelecekte istikrardan ziyade istikrarsızlıklar oluşturması beklenebilir. Zira Wagner'in Rusya'da meydana getirdiği bu kriz ortamı, Afrika ülkelerinin hükümetleri tarafından kendilerini nasıl konumlandırmaları gerektiğine ilişkin ikilem yaşamalarına neden oluyor.