Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin birinci amacı için ilk hedef, "hak ve özgürlüklere ilişkin standartları yükseltmek üzere mevzuatın gözden geçirilmesi ve gerekli değişikliklerin yapılması" olarak belirlenmiştir. Bu amaç kapsamında oldukça önemli olan ikinci stratejik hedef ise, yeni bir "İnsan Hakları Eylem Planı"nın hazırlanması olarak öngörülmüştür. Üçüncü Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde öngörülen hedef doğrultusunda Türkiye'nin ikinci İnsan Hakları Eylem Planı "Özgür Birey, Güçlü Toplum; Daha Demokratik Bir Türkiye" mottosuyla 2 Mart 2021 tarihinde kamuoyu ile paylaşılmıştır. Türkiye'nin 2014'te yayımlanan "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı"ndan farklı olarak bu eylem planını gerek hak ve özgürlükler kataloğu gerekse de ülkesel dinamikleri dikkate alması açısından daha kapsamlı ve özgün bir belge olarak nitelendirebiliriz. Eylem Planına esas teşkil eden evrensel hukuk ilkelerini insanın doğuştan sahip olduğu haklara ilişkin devletin koruma ve geliştirme yükümlülüğü, hakların özünü oluşturan insan onurunun etkin biçimde korunması, herkesin hukuk önünde eşitliği, kamu hizmetinin herkese eşitlik temelinde sunulması, öngörülebilirlik esasında hukukun uygulanması, sözleşme özgürlüğü, girişim ve çalışma özgürlüğünün geliştirilmesi, masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı, düşünce özgürlüğü, hukuk devleti ve adalete erişimi olarak zikredebiliriz.
İnsan haklarını güvence altına alacak olan temel değerleri ifade eden bu evrensel ilkeler doğrultusunda oluşturulan hak ve özgürlükler kataloğuna uygun amaç ve hedefler öngören eylem planı, Türkiye'nin yaklaşık son 20 yıldır devam edegelen sürdürülebilir reform iradesinin bir eseri olarak 11 temel ilke, 9 temel amaç, 50 hedef ve 393 faaliyet öngörmektedir. Bu anlayış doğrultusunda Eylem Planı, 'Daha Güçlü Bir İnsan Hakları Koruma Sistemi' ile başlayan 9 temel amaç öngörmüştür. İlgili amaç başlıkları altında belirlenen hedefler çerçevesinde sıralanan faaliyetler, somut biçimde 'öngörülebilir ve ölçülebilir' nitelikte eylemler olarak düzenlenmiştir. Nitekim 'öngörülebilir, izlenebilir ve ölçülebilir' nitelikteki somut hedef ve faaliyetler içeren Eylem Planı, sorumlu idari birimleri veya uygulayıcıları belirlemek suretiyle uygulamadan kaynaklanan sorunları çözme odaklı bir perspektif ortaya koymaktadır. Ayrıca Planın hazırlık sürecinde gerçekleştirilen etkin ve çoğulcu paydaş katılımı ile analiz ve çalıştaylar, öngörülen hedeflerin hem toplumsal taleplere uygunluğunu hem de gerçekleştirilebilir nitelikte olduğunu göstermektedir. Bu noktada eylem planının uygulama süreçlerinin 'izlem, denetim ve değerlendirilmesi' büyük önem arz etmektedir.
Bu kapsamda uygulamadan kaynaklanan sorunların giderilmesi ve izlemenin şeffaf bir biçimde yürütülebilmesi adına, izlem süreçlerinde bütün kurum ve kuruluşların çalışmalarının etkin biçimde takip edilebildiği İnsan Hakları Eylem Planı İzleme ve Değerlendirme Kurulu olarak adlandırılan bir organizasyon yapısı oluşturulmuştur. Mevcut Eylem Planı'nın etkin bir şekilde uygulanması ve şeffaf bir anlayışla izlenmesi amacıyla bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının çalışmalarını takip ve koordine etmek üzere oluşturulan İnsan Hakları Eylem Planı İzleme ve Değerlendirme Kurulunun organizasyon yapısında; Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Adalet Bakanı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Dışişleri Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı, İçişleri Bakanı ve Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili bulunmaktadır.
Bu doğrultuda Adalet Bakanlığı, İnsan Hakları Eylem Planı Takip Kurulu oluşturulmasına ilişkin bir iç genelge yayımlamıştır. Bakanlık bünyesindeki ilgili birimlere gönderilen "genelgede, 'Özgür Birey, Güçlü Toplum, Daha Demokratik Bir Türkiye' vizyonu doğrultusunda insan hakları standartlarını yükseltmek amacına ilişkin temel politika belgesi olarak açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı'nın etkin bir şekilde uygulama, izleme, raporlama ve değerlendirme sürecinin tüm kurumların katılımı ve desteğiyle iş birliği içerisinde yürütülmesine ilişkin 30 Nisan'da Cumhurbaşkanlığı genelgesi yayımlandığı hatırlatılmıştır."
Sonuç olarak, evrensel hukuk ilkelerini dikkate alan Eylem Planı aynı zamanda uygulayıcılara yönelik bir yol haritası sunmaktadır. Nitekim hak ve özgürlükler noktasında mevzuat değişiklikleri ne kadar güçlü olursa olsun, reformların başarısının belirleyiciliği 'iyi ve doğru' uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. 'İyi', 'doğru' ve 'etkin' uygulamanın öneminin farkında olarak uygulamadan kaynaklı sorunları bertaraf etmek amacıyla ilgili hedefler için öngörülen faaliyetler açısından bir uygulama takvimi yayımlanmıştır. Eylem Planına ilişkin Cumhurbaşkanı tarafından yayımlanan 30 Nisan 2021 tarihli genelgede 'uygulama süreci 2 yıl olarak öngörülen Eylem Plan'ında 'amaç, hedef ve faaliyetlerin' somut bir biçimde ele alındığı, öngörülen her bir faaliyet için 'kısa' (1 ve 3 ay), 'orta' (6 ay ve 1 yıl) ve 'uzun' (2 yıl) olmak üzere süreli vadeler belirlendiği; Planda yer alan bazı faaliyetler açısından ise 'sürekli' bir takvim öngörüldüğü' ifade edilmiştir. Bu kapsamda 'hukukun üstünlüğü' ile hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi için mevzuat ve uygulamanın düzenli olarak gözden geçirilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması; il ve ilçe insan hakları kurullarının yapısının güçlendirilerek etkinliklerinin artırılması; soruşturma ve yargılamalar hakkında masumiyet karinesine dikkat edilmek suretiyle kamuoyunun bilgilendirilmesini temin etmek için kamu görevlileri ile medya çalışanlarına yönelik farkındalık artırıcı faaliyetlerin yapılması; adliye ve dosya bazlı analiz sonuçları doğrultusunda 'Yargıda Hedef Süre' uygulamasının makul sürede yargılamayı sağlayacak şekilde geliştirilmesine yönelik yeni adımların atılması' vb. çeşitlenen birçok faaliyet için 'sürekli bir takvim' öngörülmüştür. Süreklilik arz edecek olan bu faaliyetler, Eylem Planına esas teşkil eden evrensel insan hakları misyonu ile de uyumluluk sergilemektedir. Nitekim hukuk devleti açısından 'hukukun üstünlüğü, hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi, insan haklarının etkin bir biçimde güvence altına alınması' gibi temel ilkeler süreklilik arz eden bir reform iradesini gerekli kılmaktadır. Sürdürülebilir bir insan hakları politikası açısından Eylem Planının kesintisiz ve yetkin biçimde icra edilmesi bu açıdan önem arz etmektedir. Türkiye'nin insan hakları alanındaki reform perspektifini somutlaştıran politik hedeflerinin izlenebilirliğini ve şeffaflığını güvence altına alacak olan bu takvimlendirme, ulusal hak ve özgürlükler düzenini tahkim etme iradesinin sahici bir tezahürü olarak değerlendirilebilir.