Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki siyasi normalleşme ikliminin bir devamı niteliğinde, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 13-15 Aralık tarihlerinde neredeyse 6 yılın ardından BAE'ye bir resmi ziyaret düzenledi. Çavuşoğlu'nun söz konusu ziyaretinde gerçekleştirilen temaslar ve görüşmeler, Türkiye ve BAE ile Türkiye ve Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerin geleceğine dair ipuçları verdi. Çavuşoğlu'nun ziyaretindeki önemli bir nokta ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da 14-15 Şubat 2022 tarihlerinde BAE'ye bir ziyaret düzenleyeceğinin açıklanmasıydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 15 Şubat tarihinde Expo 2020 çerçevesinde düzenlenecek olan Türkiye Milli Günü hasebiyle de Türkiye pavilyonunu ziyaret edeceği ifade edildi.
Çavuşoğlu'nun BAE ziyaretini gerçekleştirdiği 13-15 Aralık tarihleri sırasında aynı zamanda 14 Aralık tarihinde Körfez İşbirliği Konseyi'nin 42. Zirvesi de Riyad'da düzenlendi. Bu bakımdan da, Körfez'de Al Ula sonrası yeni siyasi uyumun şekillendiği zirve sırasında, Çavuşoğlu da bu yeni dönemi simgeleyen ziyaretinde BAE'de temaslarına devam etti.
Çavuşoğlu, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid Al Nahyan'ın yanında, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid ve BAE Devlet Başkan Yardımcısı, Başbakanı ve Dubai Emiri Muhammed bin Raşid Al Maktum ile de bir araya geldi. Abu Dabi ve Dubai liderleri ile ayrı ayrı görüş alışverişleri gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanı'nın BAE'de Emirlik liderleri ile gerçekleştirdiği görüşmelerde BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Tahnun bin Zayid, Türkiye'nin BAE Büyükelçisi Tugay Tunçer, Türkiye'nin Dubai Başkonsolosu Mustafa İlker Kılıç ve BAE Devlet Başkanlığı Bakanlığı Danışmanı Muhammed bin Hamed bin Tahnun da yer aldı. Liderler ile gerçekleştirilen görüşmelerden çıkan ortak sonuç, Türkiye ve BAE arasındaki güçlü ekonomik ilişkilerin devam ettirilmesi konusunda mutabık kalındığı oldu.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini amaçlayan ziyaretinde Çavuşoğlu bu amaca matuf bir çerçeve içerisinde Expo 2020'deki Türkiye pavilyonunu da ziyaret etti. Çavuşoğlu ayrıca bununla birlikte Dubai'deki temasları sırasında, Dubai-Türk İş Konseyi üyeleri ile de görüşme gerçekleştirdi. Bunun yanında iki ülke arasında varılan bir diğer mutabakat ise, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi ve Anwar Gargash Diplomasi Akademisi arasında da iş birliği protokolünün imzalanması oldu. Dolayısıyla Kasım ayında Muhammed bin Zayid'in Ankara ziyaretinde imzalanan anlaşmalara ek olarak, Türkiye ve BAE arasındaki iş birliği protokolleri de genişletilmiş oldu.
Ortak İradenin Tesisi
Türkiye ve BAE arasındaki siyasi yumuşama sürecinde üst düzey ziyaretlerin devam ettiği bir çerçeve çizilmektedir. İki ülke ilişkilerinde şu aşamada önemli bir nokta ilişkilerin daha olumlu bir şekilde ifa edilebilmesine yönelik ortak iradenin tesisine dönük yürütülen çabalardır. Ekonomik ilişkilerin, yatırım ilişkilerinin ve ikili ticari ilişkilerin ilk elde her iki ülkeye de fayda sağlayacak şekilde geliştirilmesi, Türkiye'nin de BAE'nin de tesis etmek istediği ortak iradenin en temel halkasını oluşturmaktadır. Bu anlamda, Tahnun bin Zayid ve Muhammed bin Zayid'in Ankara'yı ziyareti, Çavuşoğlu'nun BAE'yi ziyareti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın planlanan BAE ziyareti, her şeyden önce iki ülke arasında ilişkilerin geleceğine yönelik ortak iradenin tesis edilme sürecinin hızlandırıldığını göstermektedir.
Yapısal Nedenler, Bölgesel Sonuçlar
Bu anlamda Türkiye ve BAE arasında devam eden siyasi yumuşama sürecinin, 2021 dönemi itibariyle başlayan bölgesel normalleşme sürecinin de bir devamı olarak değerlendirilebileceği daha önceden de ifade edilmişti. ABD'de Biden yönetiminin göreve gelmesi ve Kovid pandemisinin küresel ekonomik sıkıntılara yol açması ile birlikte Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Mısır gibi ülkeler askeri angajmanlarını ve müdahaleci dış politika anlayışlarını terketmişler ve bir bölgesel normalleşme eğilimi başlamıştı.
Dolayısıyla Ortadoğu'da temelde yapısal nedenlerden ötürü başlayan ülkeler arası siyasi yumuşama hamleleri, Türkiye ve BAE gibi ilişkiler örneğinde görüldüğü gibi ikili ilişkilerde ve bölge siyasetinde sonuçlara dönüşebilmektedir. Buradan hareketle, iki ülke arasındaki üst düzey ziyaretler aracılığıyla devam ettirilen siyasi normalleşme hamlelerinin, şu aşamada ekonomik, ticari ve yatırım ilişkileri üzerinden ilerletildiği görülse de, yakın dönemde iki ülke arasında dış politika meselelerinde de bir uzlaşı kültürünün geliştirilmesine evrilebilecektir. Uzlaşı kültürünün gelişmesi, tıpkı ekonomi, ticaret ve yatırım konularında olduğu gibi siyasi konuların da müzakere konusu olabileceği ortamı oluşturmayı taahhüt eden siyasi iradeyi yansıtmaktadır. Fakat yine bu aşamada, bölgesel siyaset ve dış politika konularında fikir birliğinin kısa vadede gerçekleşmesini beklemek doğru olmayacaktır.
Bölgesel Siyasi Yumuşama Modeli
Çavuşoğlu'nun ziyareti ile bir ileri aşamaya kadar götürülen Türkiye-BAE siyasi yumuşama süreci, Türkiye'nin Mısır, İsrail, Suudi Arabistan gibi bölge ülkeleri ile sürdürmeye gayret ettiği yumuşama süreçlerinde de birkaç açıdan etkili olabilecektir. Burada, Türkiye ve BAE'nin ilk elde ekonomik ilişkileri bir öncelik haline getirerek belirli bir ortak siyasi irade oluşturması, Mısır, İsrail ve Suudi Arabistan ile ilişkiler de de bir model olarak izlenebilecektir.
Her ülke ile kurulan ilişkilerin farklı dinamikleri ve farklı tarihi gerçekliklerinin olduğu da hesaba katıldığında bu ortak siyasi iradenin oluşturulması sürecinin her ülke ile aynı zaman dilimi içerisinde gerçekleşmeyebileceği unutulmamalıdır. Türkiye – BAE ilişkilerinin yine Mısır, İsrail ve Suudi Arabistan ile ilişkilere katabileceği bir diğer nokta da BAE'nin halihazırda Mısır, İsrail ve Suudi Arabistan ile kurduğu iyi ilişkilerdir. Bu anlamda, BAE'nin Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmesi, Mısır, İsrail ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin de Türkiye ile devam eden yumuşama süreçlerini hızlandırmalarını ve ikili ilişkiler için olumlu adımların gerek ülkelere gerekse de bölge siyasetine faydalı bir girişim olduğunu değerlendirmeleri sürecini hızlandırabilecektir.