Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÖKHAN ERELİ

Birleşik Arap Emirlikleri’nin Levant’ta İşbirliği Arayışları

Körfez ülkelerinin Levant ülkeleri ile siyasi, sosyal ve ticari ilişkilerinde son dönemlerde Lübnan ile yaşanan diplomatik krizin yanında, Suriye rejiminin tekrardan Arap dünyası ile normalleşmesinin sağlanması konusu da öne çıkmaktadır. Bununla birlikte, geçtiğimiz haftalarda Körfez-Levant hattında BAE ve Ürdün arasında meydana gelen enerji ve su konularındaki iş birliği, bu hatta yeni bir boyut eklemiştir. Bu anlamda son haftalarda, BAE ve Ürdün'ün İsrail'i de içerecek biçimde enerji ve su kaynakları konusunda yeni bir iş birliğine gittiği görülmektedir. Söz konusu gelişme ile ilgili olarak imzalanan anlaşmada, Ürdün'de BAE fonuyla kurulacak olan güneş panelleri aracılığıyla İsrail'e enerji sağlanması ve bunun yanında İsrail aracılığıyla da Ürdün'e su kaynaklarının sağlanması beklenmektedir.

Ürdün su kaynaklarına erişim açısından dünyanın en ciddi sorunlarını yaşayan ülkelerden birisidir. Ülkenin su kaynaklarına erişimdeki kısıtlılığı dünya standartlarına göre ciddi bir sorun olarak gündemdedir. Bu anlamda ülkede BAE ve İsrail'in su kaynaklarını çeşitlendirme ve artırma ile ilgili projeleri geliştireceği ifade edilmektedir. Bu anlamda 1994 yılında İsrail ile siyasi normalleşme sağlamış olan Ürdün ile, 2020 yılında BAE'nin de İsrail ile normalleşme sağlaması ile birlikte üçlü ortaklıkların başladığı ifade edilebilecektir. Aynı zamanda enerji ve su konusunda çalışmaların gerçekleştirilmesi, her üç aktörün de ABD'nin çevre politikaları ile uyumlu bölgesel politikalar gerçekleştirmesini sağlayabilecektir.

Ürdün'de İsrail ve BAE ortaklığında hayata geçirileceği ifade edilen güneş panellerinden oluşan projenin aynı zamanda İsrail ile Ürdün'ü içeren en önemli bölgesel projelerden birisi olacağı belirtilebilir. Proje ile birlikte temelde BAE'nin finansal kaynakları sayesinde İsrail'e enerji sağlayacak panellerin Ürdün'de inşa edilmesi beklenmektedir. Aynı zamanda temelde proje, Ürdün'ün su ihtiyacının giderilmesini de belirli oranda sağlayacaktır. Projenin hayata geçirilmesi süresinde ABD İklim Değişikliği Özel Temsilcisi John Kerry'nin de önemli oranda faaliyetler gerçekleştirdiği bilinmektedir. Dolayısıyla proje temelde üç aktör arasındaki iş birliğine vurgu yapmaktadır ve bunun yanında her üç aktörün de ABD ile ilişkisini kuvvetlendirmesi ihtimalini barındırmaktadır.

Projenin İsrail'in yenilenebilir enerji ihtiyacı sebebiyle ortaya atıldığı görülmektedir. Fakat, İsrail'in coğrafi kısıtlamaları, Ürdün'ü geniş coğrafyası ile önemli bir ortak haline getirmektedir. Bu anlamda söz konusu güneş panellerinin BAE'nin Masdar şirketi tarafından inşa edilmesi beklenmektedir. Güneş panellerinin 2026 yılına kadar tamamlanması ve 2030 yılına kadar İsrail'in enerji ihtiyacının belirli bir bölümünü karşılaması beklenmektedir. Proje kapsamında ayrıca İsrail'in Ürdün hükümeti ve BAE şirketi Masdar'a yıllık toplamda 180 milyon dolar ödeme yapması beklenmektedir. Dolayısı ile Ürdün bu anlamda gerek su kaynaklarının artırılması ve çeşitlendirilmesi açısından gerekse de ekonomik kaynak yaratılması açısından önemli bir noktaya gelmiştir. Plan kapsamında temelde Ürdün, İsrail'e enerji sağlayacak ve İsrail ise Ürdün'e su kaynağı sağlayacaktır.

Proje ile ilgili bir ön anlaşma Dubai Expo 2020 çerçevesinde imzalanmıştır. Bu anlamda projeye İsrail açısından bakıldığında, İsrail'in gerek 1994'de siyasi normalleşme sağladığı Ürdün ile büyük bir proje gerçekleştirecek olması önemli bir gelişmeye işaret ederken 2020 yılında siyasi normalleşme sağladığı BAE ile de ilişkilerini geliştirecek bir gelişmeye işaret etmektedir. Ürdün açısından ise doğrudan ya da dolaylı olarak bu proje ülkeye İsrail ve BAE fonlarının girmesini sağlayacak ve ülke içerisindeki gelir dağılımındaki adaletsizliklerin kaldırılmasına yönelik bir adım olarak değerlendirilebilecektir. Fakat, gerek söz konusu anlaşmanın uzun dönemi kapsaması gerekse bölgesel normalleşme eğilimlerinin ortasında atılmış bir adım olması, anlaşmanın son derece konjonktürel bir hamle olarak görülmesini sağlayabilir. Bu anlamda her üç aktör de böylesine bir hamle gerçekleştirirken, aynı zamanda Suudi Arabistan, Irak, Mısır gibi bölge ülkelerini pasifize etmekte ve yeni siyasi gerilimlere kapı aralamaktadır. Nitekim, Suudi Arabistan'ın konuyla ilgili olarak İsrail'i dışlayan yeni bir plan önerdiği ve bu planın, BAE'nin etkisi ile elimine edildiğinin ifade edilmesi de söz konusu endişeleri doğrular niteliktedir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA