15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden altı yıl geçti. Bu altı yıllık süre içerisinde FETÖ'ye karşı farklı kulvarlarda yoğun bir mücadele yürütüldü. Bunlardan belki de en önemlisi 15 Temmuz darbe girişimine dahil olanların yargılandığı fiili darbe davalarıdır. Yargı, darbe girişimi öncesinde FETÖ'ye karşı başlatılan mücadeleye güçlü bir destek vermiş, 15 Temmuz günü önceki darbelerden farklı olarak darbecilerin değil demokratik sivil iradenin yanında durmuş ve sonrasında birçok sıkıntıya rağmen FETÖ/PDY ve darbe davalarını etkili bir şekilde yürütmüştür. Bir taraftan kendi içindeki FETÖ mensuplarından arındırma sürecini yürüten yargı, hâkim/savcı mevcudunun yaklaşık üçte biri ihraç edilmesine ve bunun sonucunda artan iş yüküne rağmen diğer taraftan hem FETÖ/PDY davalarına hem de darbe davalarına bakmıştır.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın 12 Temmuz günü Anadolu Ajansına yaptığı açıklamalara göre, bu yargılamalarda şu ana kadar 117 bin 208 kişi hakkında mahkûmiyet, 87 bin 519 kişi hakkında ise beraat kararı verilmiştir. Yargılanan bu kişiler dışında hakkında adli işlem yapılan çok sayıda kimse için kovuşturmaya yer olmadığına dair karar çıkmıştır. Cezaevlerinde hali hazırda 19 bin 300 kişi FETÖ/PDY'den tutuklu ve hükümlü olarak bulunuyor. Haklarında yakalama kararı olduğu halde henüz yakalanmamış 29 bin 455 FETÖ/PDY mensubu ise firari durumdadır.
Aynı habere göre, darbe teşebbüsünden sonra darbeye kalkışan askerler ve bunlara yardım edenlerle ilgili bugüne kadar 58 şehirde toplam 289 dava açılmıştı. Fiili darbe davaları veya 15 Temmuz darbe davaları adı verilen bu davalardan 56'sı Ankara'da, 56'sı İstanbul'da ve geri kalanları da Muğla, Malatya, Diyarbakır, Sakarya, Erzurum, Kars, Ardahan, Edirne, Kocaeli, Manisa, Isparta, Siirt ve Şırnak gibi Türkiye'nin diğer şehirlerinde yürütülmüştür. Bu davalarda ilk karar 2017 yılında Erzurum'da açıklandı. Son olarak bu yıl içerisinde Çanakkale 5. Alay Komutanlığı davasının karara bağlanmasıyla yaklaşık 6 yıllık yargılama sürecinin sonunda darbe girişimine yönelik açılan 289 dava sonuçlandırıldı. Bugün itibariyle darbe davalarının tamamının ağır ceza mahkemelerinde görülen ilk derece yargılaması bitmiş durumda.
Ayrıca davaların büyük bir kısmının Bölge Adliye Mahkemelerindeki istinaf aşaması ve Yargıtay'daki temyiz aşamasının tamamlandığı görülüyor. Yani darbe girişimine yönelik yürütülen yargılamalar önemli oranda kesin hükümle sonuçlanmış veya sonuçlanmaya yakın. Yargıtay'a ulaşmış 263 dosyadan 119'unun onandığı veya düzelterek onandığı, 46'sının ise bozulduğu veya kısmen bozulduğu biliniyor. Buna göre bu 119 dosya Yargıtay'ın onama kararı ile kesin hükümle sonuçlanmıştır. Dört dosya ise kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir. Halihazırda 71 dosya halen Yargıtay'ın 3. Ceza Dairesi'nde incelenmektedir.
Bozdağ'ın verdiği bilgilere göre, bu yargılamalar sonucu şu ana kadar 1.634 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis, 1.366 kişi hakkında ise müebbet hapis ve 1.891 sanığa ise 2 ay ile 20 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası verildi. Toplamda 4 bin 891 sanık hakkında mahkumiyete hükmedilmiş iken 2 bin 870 sanık beraat etti. Ayrıca, 964 sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına hükmedildi.
Darbe Girişiminin Failleri Cezalandırıldı
İlk derece yargılaması tamamlanan bu darbe davalarının tek tek ele alınması böyle bir yazının hacmini aşar. Ancak genel bir değerlendirme yapılacak olursa, bu yargılamalar sonucunda 15 Temmuz darbe girişiminde işlenen suçlar ve bu suçların faillerinin tespit edildiğini, bu faillerin - firari olanlar hariç - hukuk sistemi içerisinde cezalandırıldığını söylemek mümkündür.
Darbe davalarına ilişkin iddianamelerin ve kararların FETÖ'nün genel yapısı ve TSK'daki örgütlenmesini açık bir şekilde ortaya koyduğu, darbe hazırlıklarından başlamak üzere darbe girişiminin gelişim sürecini ve bu süreçte yer alan failler ile bu faillerin işledikleri suçları önemli oranda açığa çıkardığı görülmektedir. Darbe girişimi doğrudan FETÖ mensubu siviller ve askerler tarafından Fetullah Gülen'in talimatları ile hazırlanmış ve icra edilmiştir.
Ana davalardan Genelkurmay Çatı davası FETÖ'nün TSK'daki örgütlenmesini, darbe girişiminin hazırlık sürecini, nasıl icra edildiğini, Genelkurmay Karargâhında gerçekleşen eylemleri ve darbenin askeri yöneticilerini açığa çıkartmıştır. Davanın odaklandığı konu FETÖ tarafından sevk ve idare edilen darbe girişiminin askeri yöneticileridir. Karşılaştırma yapacak olursak, bir diğer ana dava olan Akıncı Üssü davasında 15 Temmuz girişimini FETÖ adına yöneten darbenin gerçek liderleri olan sivil kanat öne çıkmakta iken, Çatı Davası eylemleri sivil yöneticilerin direktifleri doğrultusunda gerçekleştiren ve organize eden askeri kanada odaklanmaktadır.
Şüphesiz darbe girişimine ilişkin hala açığa çıkmamış bazı ayrıntılar söz konusu olabilir. Bunun sebeplerinden birisi FETÖ'nün TSK'daki hücre tipi yapılanmasının son derece gizli oluşudur. Daha önemlisi ise, darbe girişiminin başarısız olması üzerine kısa süreli panik yaşayan örgüt birkaç gün içerisinde toparlanmış, yargı süreçlerine ilişkin bir strateji oluşturmuş, şüpheli ve sanıkları bu yönde ikna edip yönlendirmeyi başarmıştır. Bu sebeple ilk aşamada itirafçı olan bazı sanıklar dışında hemen tüm sanıklar örgütün planı doğrultusunda hareket etmiş, FETÖ'yü ve diğer sanıkları darbeden aklamaya çalışmış ve bütün somut delillere rağmen inkar yolunu seçmiştir.
FETÖ'nün yönlendirmesiyle sanıklar tarafından uygulanan her türlü yönteme rağmen yargı etkili ve adil bir yargılama yürütmüştür. Somut ve açık delillerle darbe günü işlenen suçları ve failleri tespit etmiş ve yargılamaları sonuçlandırmıştır.
Ancak FETÖ'nün örgüt yapısı, çalışma şekli, mesiyanik inançları ve uluslararası bağlantıları farklı perspektiflerden mücadeleyi zorunlu kılmaktadır. Böyle bir örgütle sadece yargının ceza hukukunun araçları ile mücadele etmesi beklenemez. Dolayısıyla kamuoyunun davalara olan ilgisinin ve FETÖ ile mücadeleye desteğinin canlı tutulması da bir diğer önemli husus olarak karşımıza çıkmaktadır.