AK Parti, 2024 yerel seçimleri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak Murat Kurum'u açıkladı. İstanbul'da düzenlenen büyük bir törenle ve bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyurulan Kurum'un adaylığı aslında sürpriz olmadı. Zira 2023 seçimlerinin ardından başlayan süreçte İstanbul için birçok isim kamuoyunda tartışılıyordu. Nitekim Kurum da bu tartışmalarda öne çıkan birkaç isimden biriydi.
Öte yandan Murat Kurum'un adaylığı farklı açılardan değerlendirilmeli. Çünkü 31 Mart'ta kendisi açısından oldukça duygusal bir anlamı olan İstanbul'da seçimleri kazanmak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en önemli önceliklerinden biri. Bu açıdan Murat Kurum, Erdoğan ve AK Parti'nin uzun süren değerlendirme süreçlerinden sonra belirlediği bir isim. Yine yerel seçim kampanyası süresince tercih edilecek kampanya ve söyleme uyacağına inanılan stratejik bir tercih. Diğer bir ifadeyle Murat Kurum'un İstanbul adaylığı, taşıdığı siyasal anlam açısından oldukça önemli.
PROFİL VE TOPLUMSAL ALGI
Murat Kurum, bir siyasetçi olarak aslında İstanbul'un en çok ihtiyaç duyduğu özellikleri kendinde barındıran bir profile sahip. Zira 6 Şubat Depremleri ile İstanbul'un ve 16 milyon İstanbullunun artık ertelenemez bir şekilde deprem dirençli bir yeni yapılanmaya ihtiyacı var. Bu konu dışındaki tüm meseleler, yine önemini korumakla beraber deprem dirençli İstanbul'u inşa etme mecburiyetinin ardından geliyor.
Kurum ise Türkiye'de bunu başarabilecek sayılı siyasetçilerden biri. Çünkü birçok açıdan sahip olduğu tecrübe ve özellikler, onu rakiplerinden olumlu anlamda ayrıştırıyor. Örneğin Kurum, profesyonel anlamda bir inşaat mühendisi. Üstelik kentsel dönüşüm alanında lisansüstü eğitime sahip. Dolayısıyla İstanbul'un dirençli bir şekilde yenilenmesi için gerekli uzmanlığı ve tecrübesi bulunmakta. Ayrıca hem teorik hem de pratik anlamda deneyimli ve birçok açıdan konuya oldukça hakim.
Kurum, siyasal anlamda yükselişini ise bürokratik kariyerindeki başarısına borçlu. Zira önce TOKİ'de gerek Ankara gerekse İstanbul'da yaptığı çalışmalar, ardından Emlak Konut tepe yönetiminde gösterdiği performans ile dikkat çekti. Böylelikle meselenin bir diğer boyutu olan bürokratik perspektif ve işleyişi de öğrendi. Yine şehircilik, konut üretimi ve kentsel dönüşüm konularındaki tecrübelerini yönetici olarak ileriye taşıdı.
Kurum'un doğrusal bir çizgide ve istikrarlı bir şekilde İstanbul adaylığına giden süreç de dikkat çekiciydi. 2018'de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olması aslında merdivenin bir diğer basamağıydı. Kurum, beş senelik bakanlığı süresince siyasal tecrübesini ve yönetici deneyimini artırdı. Tüm bu sürecin nihayetinde ise siyaset, onu reddedilemeyecek bir pozisyon olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı'na taşıdı.
Öte yandan Kurum, beş senelik bakanlık sürecinde TOKİ liderliğinde birçok kentsel dönüşüm, sosyal konut ve afet sonrası yeniden inşa faaliyetini yönetti. Özellikle deprem, yangın ve sel gibi Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yaşanan afetler sonrası oldukça hızlı bir şekilde yeniden inşa edilen konutların afetzedelere teslim edilebilmesi, Kurum'un toplum nezdindeki pozitif algısını pekiştirdi. Yine 6 Şubat Depremlerinin ardından neredeyse bütün mesaisini doğrudan sahada geçirmesi ve süreci Ankara'dan değil, deprem bölgesinden yönetmesi dikkat çekiciydi. Dolayısıyla Kurum'un icracı, çalışkan, dinamik ve hizmet odaklı profili, siyasal açıdan pozitif bir etki bıraktı.
İSTANBUL ADAYLIĞI VE SİYASAL ANLAMI
Söz konusu pozitif etkinin sonucu ise Kurum'un İstanbul'a aday gösterilmesi oldu. Zira Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın İstanbul'a verdiği özel önem düşünüldüğünde kendisinin adaylığı, birçok siyasal anlamı da kapsıyor.
Bunlardan ilki Erdoğan ve AK Parti'nin izleyeceği yerel seçim stratejisiyle alakalı. Zira seçim kampanya ve söyleminin İstanbul'da kentsel dönüşüm, yapı stokunun yenilenmesi, konut üretimi, özetle İstanbul'un özellikle dirençli bir şehir haline getirilmesine odaklanacağı söylenebilir. Ulaşım, trafik, alt ve üstyapı gibi diğer sorunlar ihmal edilmemekle birlikte deprem gerçeği düşünüldüğünde aslında bu tercih oldukça anlaşılabilir.
Nitekim AK Parti, Kurum'u seçerek aslında İstanbul'a bu mecburiyeti hatırlatıyor ve görev talep ediyor. Dolayısıyla hem siyasi stratejisinin hem de kampanyasının aday veya isim değil, İstanbul odaklı şekilleneceği mesajını veriyor. Diğer bir ifadeyle Kurum tercihi, aslında hedefin bireysel veya kişisel değil, İstanbul olduğu ve hatta böyle olması gerektiği anlamı taşıyor.
Öte yandan Kurum, İstanbul'un ihtiyaç duyduğu yeni atılımı gerçekleştirecek ve yönetecek takımın kaptanı ve yüzü olarak görülmeli. Zira İstanbul'da yürütülmesi gereken süreç, oldukça zorlu ve kapsamlı. Bu süreci yönetmek ise bireysel çaba ile değil, ekip çalışması ile mümkün. Nitekim Kurum, söz konusu süreci ve olması gereken ekibi başarıyla yönetecek ve koordine edecek, merkezi yönetim, bürokrasi ve sahadaki çalışmalar üçgeninde bir tür köprü rolü üstlenmeye aday.
Seçimlerin pratikte iki aday arasında gerçekleşeceği düşünüldüğünde mevcut başkan Ekrem İmamoğlu karşısında Kurum profilinde bir adayın çıkarılması da siyasi açıdan önemli. Zira AK Parti, kişisel kariyer planlarını önceleyen ve İstanbul'u bir basamak olarak gören bir isme karşı tam zıttı profilde bir aday çıkararak odağın "kişi" değil "İstanbul" olduğu mesajını da güçlü bir biçimde veriyor. Yine İmamoğlu'nun genel siyaset gündemiyle ilgili girdiği polemikler, CHP'nin fiili liderliği gibi yoğun gündeminde ikinci planda kalan İstanbul'a, onu merkeze alan, polemiğe değil hizmet ve çözüme odaklı, teknik ve pratik tecrübesi yüksek bir isimle sesleniyor. Dolayısıyla İmamoğlu'nda eleştirilen hangi yönleri varsa onun karşıtı bir profille seçmen karşısına çıkıyor.
Netice itibariyle İstanbul, 2024 yerel seçimlerinin belki de geçmişte hiç olmadığı kadar merkezinde olacak. Türkiye'nin en büyük metropolünü yönetmenin getirdiği siyasi ve manevi kazanımlar, seçimlerin İstanbul ve diğer şehirler şeklinde iki ayaklı bir biçimde gerçekleşeceğini gösteriyor. Bu doğrultuda Kurum'un AK Parti ve Cumhur İttifakı adayı olarak gösterilmesi, kendisinin sahip olduğu profil ve taşıdığı siyasal anlam açısından net mesajlar veriyor. Dolayısıyla İstanbul yarışının birbirinin antitezi iki aday arasında geçeceği şimdiden söylemek mümkün.