Bir türlü barışamadık, ne tarzımızla, ne vücudumuzla, ne de yüzümüzle. Gıdımıza gıcık oluyoruz, alnımızdaki küçücük bir çizgi moralimizi bozuyor, kaz ayaklarımızsa bir felaket!
Küçük dokunuşlar adı altında masum bir müdahaleyle başlıyor her şey, sonra iş büyüyor. Yapılan hiçbir şey yetmiyor, Instagram filtresi gibi görünmemizi sağlayamıyor. Olmuyor, olmuyor, yetmiyor, yetmiyor!
Son olarak Safiye Soyman, adı da Lolita olan bir operasyonla 'yeni' ve pürüzsüz biri oldu! Gıdısını kulak altına topladıklarını, yüzünün üç santim gerildiğini, doktoru da bizzat kendisinin bulduğunu anlattı uzun uzun.
Ben operasyonun adında takılı kaldım; Lolita. Belli ki Safiye hanım, 60'larında bir lolita olmak istiyordu. Bu tür kararları sorgulamamak, yargılamamak lazım. Öyle mutluysa, bırakalım lolita olsun demek lazım. Ama, o kadar da değil dememek için zor tutuyorum kendimi.
60'larında lolita gibi görümek istemek, biraz da sıkıntılı bir memnuniyetsizlik hali değil midir sevgili okur? Kankası Seda Sayan'ı da doktoruyla tanıştırdığını, onun da operasyonlarında aynı lolita imzasının olduğunu da söyledi Safiye Soyman.
Bu iki ünlü kadının hali araştırma yapmayı gerekli kıldı. Dünyada yaşından memnun, lolita olmak istemeyen, yaşında görünmeyi seçen, adeta değirmenlerle savaşan Don Kişot'lar yok mudur diye internetin dehlizlerine daldım.
HİÇBİR ŞEY KAÇMIYOR
Ve anladım ki, en sevdiğim Hollywood yıldızları oldukları haliyle barışık. Vogue Fransa edisyonunda Helen Mirren'a güzellik anlayışını sormuşlar. 78 yaşındaki adeta ışıldayan oyuncu "Yaşla gelen faydalara ve bunun bedenime, cildime ve ruhuma yaptıklarına katlanmak beni daha mutlu ediyor" diyor. Saçları, tırnakları ve cildi için Hint yağı kullandığını, antrenman yaptığını söylüyor. Aşırı bir şey yapmıyorum ama her gün yapıyorum diyor. Zamanı geri çevirmek veya herhangi bir şeyi değiştirmek gibi bir arzusu olmadığını vurguluyor. "Biri bana sihirli olanı sallayacağım ve tekrar 25 yaşında olacaksın dese, hayır, bunu istemiyorum derdim. Gerçek şu ki, yaşlandıkça vücudunuz değişir, ancak zamanla çok şey öğrenirsiniz. Sadece kabul etmeli ve her yaşta avantaj ve dezavantaj olduğunu fark etmelisiniz" diye açıklıyor felsefesini.
Diğer yandan dünyalar güzeli Charlize Theron, "Toplumumuzda kadınlar kategorilendirildiği için bizler de kendimizi bir süre sonra solmaya mahkum vazo çiçekleri gibi hissediyoruz. Ama ben artık bunun doğru olmadığı kanısındaydım. Her yaşın tadını çıkarabiliriz. Yaşlanmaktan korkan 20 yaşındaki genç kadınlara cesaret vermek isterim: Sinirinizi bozmayın, yaşlanmak o kadar kötü değil. Lütfen endişe etmeyin" diyor. Sonrada şöyle ekliyor: "Şimdi daha yaşlıyım ve biliyorum ki hiçbir şey kaçmıyor."
Cindy Crawford mesela... Şahane yaşlanan bir kadın. Ünlü süpermodel, kadınları yaşlı gösterdiği düşüncesiyle makyaj yapmayı bırakmıştı. Beslenme konusunda ''zone'' diyeti uygulayan Crawford, spor olarak platesle ilgileniyor. 57 yaşındaki modelin yüzü ise tanınmayacak halde değil!
ESTETİK DAHA İYİ GÖSTERMİYOR
Peki ya Demi Moore! Her yaşın ayrı bir güzelliği var cümlesinin yaşayan örneği. 60 yaşındaki aktrist çiğ beslenme sayesinde genç kaldığını söylüyor. Meyve, sebze suları, çorba ve smoothielerle besleniyor. Dolgu, yüz gerdirme ise hiç ona göre değil.
Merly Streep zaten karakter olarak inanılmaz bir kadın. Kariyerinin hiçbir döneminde güzellik takıntısı olmadığını defalarca ispat etmiş bir isim. Haftada düzenli olarak 3 veya 4 kez yüzüyor. Cildini güneşe maruz bırakmayan 73 yaşındaki Merly, tam bir estetik karşıtı!
Sandra Bullock, 58 yaşında olmasına rağmen cildinin genç görünümünü antiaging bakımına borçlu.
Michelle Pfeiffer ise kırışıklarıyla harika görünen biri. 65 yaşındaki oyuncuyu Instagram'da devamlı koşu bandı üzerinde geçirdiği vakitleri izlemekse bir keyif. Jane Seymour, şimdilerde 61 yaşında. Fit görünümünü düzenli golf ve tenis oynamasına borçlu.
Estetik uygulamalar hakkında fikri sorulan Jodie Foster, "Bana göre değil. Başkalarının yaptırmasına karşı değilim" diyor.
Julia Roberts ise kadınların yaşlandıklarını bile görmeyi beklemediği bir toplumda yaşamalarını şanssızlık olarak nitelendiriyor. Oyuncu, "Çocuklarımının sinirlendiğimde veya mutlu olduğumda bilmesini istiyorum" diyor.
İngiliz oyuncu Emma Thompson, "Neden insanlar bedenleri kesip içine bir şeyler koyduruyor? Kendimize ne yapıyoruz? Bu uygulamaların gençlere normal bir şeymiş gibi gösterilmesinden korkuyorum" diyor.
Oscar ödüllü oyuncu Kate Winslet ise estetik uygulamalar hakkında "Ahlaki değerlerime ve doğal güzelliğe bakış açıma tamamen aykırı" diyor! Julianne Moore ise SON noktayı koyuyor, "Yapan insanları eleştirmek istemem ama bu uygulamaların insanları daha iyi gösterdiği fikrine inanmıyorum" diyor.