Herkesin dilinde bir süredir 'bulut' ya da 'bulut bilişim hizmeti' kelimeleri var. Peki bu kelimeler ne anlama geliyor? Bulut hizmeti, internet üzerinden veri depolama, işleme ve yönetim hizmetleri sunan bir bilişim modeli. Bu hizmetler, fiziksel sunucular ve veri merkezleri yerine sanal altyapı kullanılarak sunuluyor. Aslında elektrik hizmetinden bir farkı yok. Elektrik hizmetini kullanırken hangi santralin elektriğini kullandığınızı bilmezsiniz. Bulut hizmetlerinde de genelde kullanılan sunucuların nerede konumlandığını müşterilerin bilmesine gerek yoktur.
TEMELLERİ DEVLET ATTI
Bulut hizmetlerinin temelleri aslında devlet yaklaşımıydı. ABD'de 1960'larda John McCarthy, bilgi işlem gücünün tıpkı kamu hizmetleri gibi sunulabileceği fikrini ortaya attı. Ancak o dönemde teknolojik altyapı yetersizdi. Erken dönem temeller böyle atıldıktan sonra telekom altyapılarının gelişmesiyle yeni nesil servislerin temelleri atılmış oldu. Kısacası veri ekonomisinin temelleri atıldı. 1980'ler ve 1990'larda telekomünikasyon firmaları, sanal özel ağlar (VPN) aracılığıyla daha güvenilir ve ölçeklenebilir ağ hizmetleri sunmaya başladı. Bu, bulut bilişimin ilk temellerini oluşturdu.
BULUTLU MİLENYUM YILLARI
Kronolojik olarak bulut hizmetinin izini takip edelim. Gerçek anlamda bulut hizmetlerinin başlamasını milenyum yani 2000'li yıllara borçluyuz. 1999 yılında Salesforce. com, internet üzerinden sunulan ilk başarılı bulut üzerinden yazılım hizmeti yani SaaS uygulamalarından biri olarak piyasaya sürüldü. Bu, bulut bilişimin ticari olarak uygulanabilir olduğunu gösterdi. 2002 yılında Amazon Web Services (AWS), bulut tabanlı hizmetler sunmaya başladı ve 2006'da Elastic Compute Cloud (EC2) hizmetini başlattı. Bu, modern bulut bilişimin yaygınlaşmasında önemli bir dönüm noktası oldu. 2008 yılında Google, Google App Engine ile PaaS hizmetlerini sunmaya başladı. Aynı dönemde Microsoft, Azure platformunu duyurdu. 4G altyapısı, dev veri merkezleri sonucunda 2010'lardan sonra bulut hizmetleri hızla yaygınlaştı. Büyük teknoloji firmaları kendi bulut çözümlerini geliştirdi. İşletmeler ve bireyler için bulut tabanlı çözümler yaygın bir tercih haline geldi.
4 TEMEL DEĞER ÖNERİYOR
Bulut teknolojisi kurumlara ve bireysel kullanıcılara 4 temel değer öneriyor. Bu temel değerler bugün bulut hizmetlerinin tartışmasız şekilde hızla yaygınlaşmasını sağlıyor. Şimdi o 4 temel değeri sıralayalım:
Esneklik ve Ölçeklenebilirlik: İhtiyaçlara göre kaynakların kolayca artırılıp azaltılabilmesi.
Maliyet Tasarrufu: Fiziksel altyapı ve bakım maliyetlerinin düşürülmesi.
Erişilebilirlik: İnternet bağlantısı olan her yerden verilere ve uygulamalara erişim sağlanabilmesi.
Güvenlik ve Yedekleme: Veri güvenliği ve yedekleme hizmetleri sayesinde verilerin korunması ve geri yüklenmesi kolaylığı.
3 FARKLI KATEGORİDE
Bulut hizmetleri genellikle üç ana kategoriye ayrılır ve kullandığın kadar ödeme yönteminin yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Yazılım servis ve altyapı hizmetlerinin bulut üzerinden sunulmasını 3 ana başlıkta şöyle anlatalım:
1 SaaS (Software as a Service): Yazılım uygulamalarının internet üzerinden sunulması. Örnekler: Google Workspace, Microsoft Office 365.
2 PaaS (Platform as a Service)**: Yazılım geliştirme ve dağıtımı için platformlar sağlanması. Örnekler: Google App Engine, Microsoft Azure.
3 IaaS (Infrastructure as a Service)**: Sanal makine, depolama ve ağ kaynakları gibi altyapı hizmetlerinin sunulması.
Örnekler: Amazon Web Services (AWS), Google Cloud Platform.
GÜVENLİK VE YEDEKLEMENİN KOLAY ADRESİ
Bulut hizmetinde güvenlik ayarlarını kontrol edin ve iki faktörlü kimlik doğrulama gibi ek güvenlik önlemlerini etkinleştirin. Ayrıca, düzenli olarak yedekleme yaparak verilerinizi güvence altına alınmasını sağlıyor. Veri taşıma veya eşitleme sırasında karşılaştığınız sorunlar için bulut hizmeti sağlayıcısının destek kaynaklarını kullanabiliyorsunuz. Bu sayede yeni bir cihaz aldığınızda, arızalandığında veya kaybolduğunda verileri kolayca taşıyabiliyorsunuz.
BULUT TEKNOLOJİSİ UZMANI OLUN
Türk Telekom'un, gençlerin kariyer gelişimine destek sağlayan ve bulut bilişim konusunda uzmanlaşmak isteyen gençlere yönelik hazırladığı 'Bulut Bilişim Kampı'nı geçtiğimiz yıl Eylül ayında düzenlemişti. 2 yıldır düzenlenen kamp konusunda bu yıl da hazırlıkları takip etmekte fayda var. Türkiye'nin dijital dönüşümüne liderlik eden Türk Telekom, düzenlendiği 'Bulut Bilişim Kampı' ile şirketler için kritik hale gelen bulut bilişim alanında gençlere kariyer desteği sunuyor. Uzman isimlerden bulut veri merkezleri, dijital dönüşüm, otomasyon, IaaS ve PaaS platformları, açık kaynak teknolojileri gibi konu başlıkları kapsamında 20 saatin üzerinde ücretsiz eğitim alırken, sektörün öncü isimlerinin yer aldığı panellere katılabilliyor. Kamp sonunda ise gençler kariyerlerinde iz bırakacak bir eğitim sertifikasının sahibi oluyor.
MOBİL CİHAZLARDA MASAÜSTÜNDE KULLANABİLİRSİNİZ
Öncelikle kullanacağınız bulut hizmetini seçin. Seçtiğiniz bulut hizmetine kaydolun ve ilgili uygulamayı cihazlarınıza indirin. Bilgisayarlar için: Genellikle Windows ve macOS için masaüstü uygulamaları bulunuyor. Mobil Cihazlar için: iOS ve Android için mobil uygulamalar mevcut. Bulut hizmetinin masaüstü uygulamasını kurun ve giriş yapın. Uygulama ayarlarında, hangi klasörlerin bulut ile eşitleneceğini belirleyin. Seçilen klasörlerdeki dosyalar otomatik olarak buluta yedeklenir ve eşitleniyor. Bulut hizmetinin mobil uygulamasını indirin ve giriş yapın. Fotoğraflar, videolar ve belgeler gibi içerikleri uygulama ayarlarından yedeklemeyi etkinleştirin. Otomatik yedekleme ve eşitleme ayarlarını yapılandırarak verilerinizin buluta yüklenmesini sağlayın. Verileri belirli klasörlere taşıyarak veya kopyalayarak buluta aktarabilirsiniz: Dosyaları masaüstü uygulamasındaki bulut klasörüne sürükleyip bırakabilirsiniz. Mobil cihazlarda, dosyaları paylaşma menüsünü kullanarak bulut hizmetine yükleyebilirsiniz. Farklı cihazlardan bulut hesabınıza giriş yaparak verilerinize erişebilir ve yönetebilirsiniz. Çeşitli cihazlarda aynı hesap ile giriş yaparak verilerin senkronize edildiğinden emin olun.
EZBER BOZULDU YAPAY ZEKAYI KULLANANLAR İSTİHDAMI AZALTMADI
Araştırmayı görünce bir ezberin bozulduğunu söylemek mümkün. Gerçekten yapay zeka değil, yapay zeka kullanmayı bilen biri sizi işsiz bırakabilir. Bu yüzden insan kaynağının kıymetinin arttığı bir dönem yaşıyoruz. İnsan kaynakları ve personel yönetim platformu Kolay İK tarafından yapılan bir araştırma, yapay zekanın bir trend olmanın ötesine geçerek iş süreçlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu gösterdi. Araştırma kapsamında yapılan ankete göre şirketlerin yüzde 65'i yapay zeka ve otomasyon araçlarını projelerinde aktif olarak kullanırken yüzde 18'inin bu yönde bir planlaması bulunmuyor. Özellikle son yıllarda çalışanların kendilerine sıkça sorduğu 'yapay zeka işimi elimden alır mı' sorusu da ankette yanıt buldu. Katılımcıların yüzde 65'i şirketlerindeki istihdamda bir değişiklik olmadığını, yüzde 10'u da istihdamda artış yaşandığını veya artış planlandığını ifade etti. Ancak bununla birlikte her dört çalışandan biri yapay zekayı şu anda bir tehdit olarak görmese de gelecek için endişeli olduğunu ifade etti. Yapay zekanın özellikle geçtiğimiz yıldan itibaren gösterdiği 'sınırları zorlayan' gelişim, iş dünyasında köklü bir devrimi işaret ediyor. Teknolojiyi kültürlerinin bir parçası haline getiren şirketler, yapay zeka ve otomasyon teknolojilerini kullanarak hem iş süreçlerini optimize ediyor hem de satış-pazarlamadan insan kaynaklarına kadar tüm alanlarda fark yaratıyor. Ancak tüm bu gelişmeler çalışanların kariyerlerine yönelik endişelerini de beraberinde getiriyor. Türkiye'nin SaaS modelinde hizmet veren ilk ve en büyük insan kaynakları ve personel yönetim platformu Kolay İK, yapay zekanın şirketler ve çalışanlara etkileri üzerine bir anket gerçekleştirdi. Başta teknoloji-yazılım, danışmanlık, sağlık ve otomotiv olmak üzere farklı sektörlerden 500'e yakın çalışanın katıldığı anket, şirketlerde yapay zeka kullanımında artış olduğunu ortaya koydu.
GELECEK PLANLARINDA YAPAY ZEKA VAR
Kolay İK'nın anketine göre şirketlerin yüzde 65'i yapay zeka ve otomasyon teknolojilerini aktif olarak kullanırken yüzde 18'inin bu yönde bir planlaması bulunmuyor. Kalan yüzde 17'lik kesim ise pilot projeler üzerinde çalışıyor veya gelecekte yapay zekayı kullanmayı planlıyor. Yapay zeka sırasıyla en çok yazılım, insan kaynakları, müşteri memnuniyeti ve pazarlama faaliyetlerinde tercih ediliyor. İş süreçlerinde yapay zeka kullanmayan şirketlerin gerekçeleri ise yatırım maliyeti, bu alandaki nitelikli istihdam eksikliği ve kendi sektörleri için fayda sağlamayacağı düşüncesi şeklinde sıralanıyor. Endüstri 4.0 ile birlikte üretimin öncelikli konularından biri haline gelen 'robotlar işimi elimden alır mı' sorusu, günümüzde 'yapay zeka işimi elimden alır mı' olarak değişmeye başladı. Ankette bu kapsamda yapay zekanın istihdama etkisi de soruldu. Katılımcıların yüzde 65'i şirketlerindeki istihdamda bir değişiklik olmadığını, yüzde 10'u da istihdamda artış yaşandığını veya artış planlandığını ifade etti. Yüzde 18'i şirketlerinde istihdamın azaldığını söylerken yüzde 7'si ise şirketlerinin henüz buna yönelik bir strateji açıklamadığını belirtti.