Atv dizisi Ben Bu Cihana Sığmazam (BBCS), yeni sezona hızlı bir giriş yaptı. Karadeniz'de başlayan dizide izleyiciyi, hem muhteşem bir doğa manzarası hem de heyecan dolu bir bölüm karşıladı. Yeni sezon ilk bölümüyle reyting listesinin üst sıralarında yer alan, salı akşamı yine aksiyonu ve sürprizleriyle izleyiciyi ekran başına kilitleyecek. Dizinin başrol oyuncularından Ebru Özkan Saban ile bir araya geldik. Karadeniz'de yöre halkıyla buluşan ve kadınların yoğun ilgisini gören ünlü oyuncu, keyifli bir hazırlık süreci geçirdi.
Saban ile diziyi, yeni sezonda yaşanacakları ve Rize'de geçen çekimleri konuşarak başladık sohbete. Ardından özel hayata geldi konu. 7 yıl önce meslektaşı Ertan Saban'la evlenen ünlü oyuncunun kızları Biricik ile mutlulukları iyice pekişti. Ünlü oyuncu, kızıyla değişen hayatını ve mutlu evliliklerini anlattı.
- Ben Bu Cihana Sığmazam'ın ikinci sezonu Karadeniz'de başladı. İzleyiciyi yeni bölümlerde neler bekliyor?
- İnanın biz de sizler gibi heyecanla ve merakla bekliyoruz. Geçen sezon gibi sürprizlerle dolu, aksiyonu ve heyecanı bol yeni bölümler olacağına inanıyoruz. Hep birlikte göreceğiz. Yeni hikayelerle dopdolu bir sezon bizi bekliyor.
- Cezayir eski eşine döndü. Leyla hep içten içe eşini sevdi, aşkını kalbine gömdü. Her zaman gerçek aşk kazanır mı?
- Evet, Leyla'nın gerçek aşkı Cezayir'di. Öncesi ve sonrası yoktu onun için. Sabretti, özverili davrandı, bekledi, savaştı... Yani elinden gelen her şeyi yaptı. Dolayısıyla evet, gerçek aşk yani Leyla'nın aşkı kazandı.
- Çok dik duran, dirayetli, cesur bir kadın Leyla. Siz canlandırdığınız karaktere uzaktan bakınca yaşadığı zor süreç size neler hissettiriyor?
- Ben geçen yıl senaryoyu elime aldığımda Leyla karakterini çok severek okudum. Hemen canlandırmak istedim. Evet, söylediğiniz gibi Leyla sadakatli, korumacı ve bu ailenin yapısına hakim. Tehlikeleri ve diğer her şeyi bilen ve önceden de tahmin eden bir karakter. Leyla'nın geçen sezon yaşadıkları inanılmaz duygulardı, çok ciddi bir çıkmazı vardı. Oradan nasıl çıkacağını ben de çok merak ederek büyük bir keyifle oynamıştım. Bu sezon neler yaşayacağını çok merak ediyorum. Hangi sorunlarla baş etmeye çalışacağını, Cezayir'le hangi konuda anlaşıp anlaşamayacaklarını, tam olarak Leyla'nın ne istediğini ve bu istediğine kavuşup kavuşmayacağını bu sezon görüyor olacağız.
- Karadeniz'de yöre halkının ilgisi yoğundu. Hatta kadınlarla bir araya gelmişsiniz. Neler yaşadınız?
- Karadeniz çok güzel bir yer, ben ezelden beri çok severim. Rize'ye hiç gitmemiştim çok sevdim. İnsanlarını zaten severim, çok sıcak ve misafirperverdirler. Orada da bizi çok güzel ağırladılar. Bize iyi baktıkları için hepsine buradan da çok teşekkür ediyorum.
- Karadeniz mutfağıyla aranız nasıl? Set aralarında neler yaşadınız?
- Karadeniz mutfağı çok güzel, çok lezzetli bulurum. Zaten Karadenizli arkadaşlarımın elinden çok güzel yemekler yediğim için genel olarak bölge mutfağına hakimim. Yani lezzetlere alışığım, Karadeniz'e gidince de çemberi tamamlamış olduk.
- Dizi aksiyonu, çatışmalarıyla erkeklere yönelik gibi geliyor ama çok fazla kadın izleyiciniz var. Bunu neye bağlıyorsunuz?
- Öncelikle aksiyon seven kadınlarımız olduğuna inanıyorum (gülüyor) o yüzden seviyor olabilirler. Ben de aksiyon severim. Kadın izleyicilerimizin olması elbette ki projemizin, senaryomuzun özüyle alakalı bir durum. Sadece fiziksel bir çatışma işlenmiyor. Aşk, aile kavramı ve her evliliğin çıkmazlarının yansıtılması ve duyguların doğal ve direkt yani içten yansıtılmasının payı var. Güven, bağlar, akrabalıklar... Aslında erkek projesi gibi görünüp tüm bunları anlatıyor olması Ben Bu Cihana Sığmazam'ın seçtiğim özelliklerinden biri.
EŞİM VE KIZIM BANA ŞEFKATİ, HUZURU MUTLULUĞU YAŞATTI
- Anne olduktan sonra neler değişti hayatınızda?
- Hayatımda çok şey değiştirdi tabii ki. Hem teknik, hem duygusal, hem yaşam biçimi olarak oldukça kökten değişikliklere sebep oluyor. Anne ve baba olan herkes bunu çok iyi anlayacaktır. Zorlu ama muhteşem bir duygu ve süreç. İyi ki diyorum her zaman... Eşim ve kızım iyi ki varlar. İyi ki bana böyle güzel duyguları; aile birliğini, şefkati, sadakati, huzuru ve mutluluğu yaşattılar. Onlar benim 'iyikilerim'.
- Kızınızla eminim her şeyi yeniden keşfediyorsunuz. Nasıl bir süreç sizin için?
- Bir insanın var olduğu andan itibaren onun büyüme sürecine kadar her şeyine en yakından şahit olduğunuz şeyler oluyor. Kendinizin bire bir 7/24 saat ilgilendiğiniz birine sahip olmak açıkçası çok farklı. Hiç dışardan göründüğü gibi değil elbette. Beraberinde tarif edilemeyecek kadar güzel duygular getiriyor. Eee tabi aynı zamanda korkular, tereddütler, endişeler de barındırıyor çünkü ona küçücük bir zarar gelmesini, bir kötülüğe uğramasını istemiyorsunuz. En sevdiğim kısmı da ben Biricik'le çok şey keşfediyorum, eşim de öyle. Çoğu zaman o bize bazı şeyleri gösteriyor; aslında fark etmemiz gereken şeyi iki adım öncesinde gösterdiğini fark ediyoruz. Bir insan nasıl büyür, nerde nasıl tepki verilir, bütünleşmek nedir ve bunlar gibi çok şey öğreniyoruz. Aslında sizden bağımsız ama bir o kadar da bağlı. (gülüyor) Hem size bağımlı olmamasını sağlamak hem de iyi zamanında da zor zamanında da yanında olmamızı isteyeceği kadar bağlı olması için uğraşıyorsunuz. Bence dünyanın en zor işlerinden biri, ama ne olursa olsun ben anneliği çok seviyorum. Tattığım için hep minnettar olacağım bir duygu.
- Kızınızı ekran önünde çok görmüyoruz. Özellikle geri planda tutma çabanız var mı?
- Biricik'in geri planda olması ben ve eşimin tercihi çünkü daha çok küçük. İlerde kendisi nasıl hissediyorsa, ne istiyorsa yapmakta özgür ama öncesinde biz böyle bir yönlendirmeyle kafasını karıştırmak, öyle bir kalabalığa sokmak istemiyoruz. Karar verebilecek zamana geldiğinde bağımsız bir birey olmasını istiyoruz, bunun için çabalıyoruz. Kendi halinde, sessiz, minimal, rahat bir yaşam biçimi olsun istediğimiz için bu alanı onun için koruyoruz. Okula gidiyor, eve geliyor, arkadaşları var, keyfi yerinde. Kendisi de çok mutlu yaşamından.
- Birlikte bir projede yer almayı düşünür müsünüz?
- Birlikte bir projede yer almak gibi bir düşüncem hiç olmadı. Öyle bir yönlendirmeyi hiç düşünmedim. Tercihimiz Biricik'in olabildiğince bizim iş yaşamamızdan uzakta olması. İlerde ne olur ne biter bilemem, ne isterse biz onun yanında olacağız.
EVE ASLA İŞ GETİRMEYİZ
- Ünlü olmak hayatınızı kısıtlıyor mu? Görüntülenmemek için bazı yerlere gitmediğiniz oluyor mu?
- Ben mümkün olduğunca rahat yaşadığımı düşünüyorum ve yaşamaya çalışıyorum. Israrla gizlendiğim bir durum yok ama zaten çok fazla dışarı da çıkmıyorum. Onun için denk geldiği zaman görünüyoruz denk gelmediğimizde de magazinle karşılaşmıyorum.
- Mesafeli bir duruşunuz var. Hayatınıza zor insan mı alırsınız?
- Evet, hayatıma yani hayatımıza az insan aldığım doğru. Seçici olmayı tercih ediyorum. Yaşımın, tecrübelerimin, olgunluğumun getirdiği sonuçlar bunlar. Belli başlı süzgeçler oluyor oralardan geçenler oluyor geçmeyenler oluyor.
- İki oyuncu olarak eve iş getiriyor musunuz?
- Hayır, getirmiyoruz bizim prensiplerimizden birisi bu. Eve asla iş getirmeyiz. Çok önemli bir konu varsa ve birbirimize danışmak istiyorsak gün içerisinde bir 10 dakika ayırırız. O zaman diliminde konuşur kapatırız. Onun dışında asla.
- Eşinizle birbirinizi izleyip eleştirir misiniz?
- Tabii ki. Ama güzel bulduğumuzda da överiz.
KIZIMIZ EKRANDA BİZİ GÖRMEDİ
- Sizi ekranda görünce kızınızın tepkisi ne oluyor?
- Biricik televizyon izlemiyor. Ekranda bizi görmedi. Aslında gördü ama görmedi. (gülüyor) Bazen fragmanlar bize gönderildiğinde görüyor ve "Anne bu sen misin? Bu babam mı?" diye soruyor ama henüz tam idrak edemiyor konuyu. Çok ilgilenmedi bu durumla.
- Kız çocukları babaya düşkün olur derler. Siz de durum nasıl?
- Biricik ikimize de çok düşkün.
AŞK AİLE DEMEK
Kızınıza en fazla tekrarladığınız cümle?
Kızıma en fazla tekrarladığım cümle seni çok seviyorum, güvendesin.
Aşk?
Aşk deyince aile... Aile deyince aşk.
Estetik?
Estetik kararındaysa neden olmasın.
Güven?
Benim için her şey demek.