Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERVE YURTYAPAN

Kabuğuma çekilip demlenmek bana iyi geldi

Ünlü oyuncu Ece Uslu, bir süredir ekrandan uzaktaydı. Bu sırada İzmir’e yerleşen güzel oyuncu, yeni projeler için enerji topladı, sektörü uzaktan izlemeyi tercih etti. Uslu; bu sürece dair, “Oyuncuların belli dönemlerde özlenmeleri gerektiğini düşünüyorum” diyor

Ünlü oyuncu Ece Uslu, dört yıl inzivaya çekildi. Başrollerin aranılan oyuncuları arasındayken bir anda memleketi İzmir'e taşınma kararı aldı. Şehir hayatından uzak, doğayla iç içe zaman geçirip kendisiyle baş başa kalmak isteyen ünlü oyuncu, bu süreçte dinlendi, sektörü uzaktan izleme fırsatı yakaladı ve yeni projeler için kendini hazırladı. İstanbul'a dönen Uslu ile bir araya geldik. Sanat dünyasından uzak geçirdiği dört yıllık süreci nasıl değerlendirdiğini konuştuğumuz Uslu, kariyerini, hayatının dönüm noktasını, yaşadığı değişimi ve özel hayatını anlattı.
- Başrollerin aranılan oyuncusu olduğunuz dönemde ani bir kararla İzmir'e taşındınız. Bu kararı almanızdaki nedenler neydi?
- Aslında hayalim bir dönem doğduğum yere yine gitmek, insanlarını, duygusunu, kokusunu ve havasını soluyabilmek, anımsamak ve tekrar denemekti... Öyle de yaptım. Ve tam da bu arayış içinde İzmir'de vakit geçirirken pandemi oldu. Stres, korku, hastalık ve bilinmezlik içinde herkes hayatıyla ilgili ister istemez çok değişik yollara da girdi. Hayata, insanlara, dünyaya bakış açımız değişti. Kısacası tam da doğduğum yerde pandemiye yakalandım. Bu süreci kendi evim, alanım ve hayatımdan uzakta, annemin evinde geçirmek zorunda kaldım, aslında planım bu değildi. Tam da farklı bir düzene geçme hayalleri içindeyken bambaşka bir sınava dönüştü benim için. "Çifte kavrulmuş kararlar zamanı" gibi oldu.



- Her şey planlarınız dışında gelişti gibi görünüyor...
- Zaten çok yoğun bir çalışma süreci yeni bitmişti, haliyle dinlenme amaçlı bu hayallerimin peşinden gitmeye karar vermiştim. Dinlenmeye de gerçekten çok ihtiyacım vardı. İzmir'e yerleşme kararım da bu yüzdendi aslında, fakat bu kadar uzun sürsün istememiştim. Pandemi de denk gelince süre uzadı. Gelen birçok projeyi de geri çevirmek zorunda kaldım, o şartlarda setlerde olmak beni çok korkutmuştu, hiçbirimiz ne olacağını bilmiyorduk. Çok değişik bir deneyimdi hepimiz için ama kendi adıma iyi dinlendim. Geçen sene şubat ayında İstanbul'a tekrar yerleşmem ile bu süreç son buldu. Artık tekrar İstanbul'dayım, İstanbul'u da özlemişim ama bir ayağım yine de İzmir'de olur. Seviyorum İzmir'i, oradaki Ece'yi de seviyorum. (Gülüyor)
- Bu yılların yorgunluğu muydu? Kabuğunuza çekilip kendinizi sıfırlamak mı istediniz?
- Dizi setleri sürelerden dolayı yeterince zorlu, yoğun ve yorucu geçiyor. Zaten en son uzun soluklu işim hem şehir dışı (Gaziantep), hem de dört sezon sürmüştü. Dolayısıyla kendime bile vakit ayırmaya vaktim yoktu. Yılların da, her şeyin de yorgunluğu olabilir elbette ve olmalıdır da zaten. Kendim ile baş başa kalmak, şehir hayatından uzakta, doğa ile iç içe zaman geçirmekte bana ayrıca iyi geldi. Doğru bir zamanda durmuş ve bence harika bir yerde denk gelmişim pandemiye. İstanbul'da olsaydım aynı şekilde hisseder miydim emin değilim. Kabuğuma çekilmek, kendimi dinlemek, yeni kararlar almak çok iyi geldi, evet. (Gülümsüyor)



- Sektöre uzaktan baktığınızda nasıl değerlendirmeler yaptınız?
- Bu kadar çok içinde olduktan sonra uzaktan bakmak çok da kolay değildi aslında. Zaten derdim kendimle ilgilenmekti. Şimdi tekrar bakmaya başladım uzaktan ve bu dönüp baktığımda bir 'sekiz-dokuz sene' gibi bir zaman dilimine denk geliyor. Bu arada evet proje kabul etmeyeli de tam dört sene olmuş. Bu benim için ara verdiğim en uzun sürelerden biri. En fazla bir iki sene ara vermeyi tercih ederdim hep. Kısacası beni heyecanlandıran bir projeyi hâlâ arıyorum. Döndüğümden beri birçok proje okudum. İnsanlarında beni özlediğini hissetmek gerçekten çok güzel. Bu beni çok heyecanlandırdı. Zaten bu süreçte mesleğimi de özledim. Şimdi doğru projeye karar vermek için gelen her senaryoyu büyük bir özenle okuyorum. Hepsi çok kıymetli işler. Ancak benim de hayalini kurduğum projeler var. Onlara denk geleceğimi biliyorum ve güzel bir geri dönüş yapmak için de sabırlı davranıyorum.

İYİ BİR GERİ DÖNÜŞ OLDU
- Peki uzaklaşmak kariyer olarak size
nasıl geri dönüşümler sağladı?
- Unutulmak ve unutulmamak çok göreceli kavramlar. Her şey o kadar çok değişti ki. Ben oyuncuların belli dönemlerde özlenmeleri gerektiğini düşünüyorum. Yepyeni ve daha güçlü bir dönüşe hazırlıyor hem oyuncuyu hem seyirciyi bu özlem. Kariyerimden uzaklaşmanın ardından şu an buradayım ve yeni senaryolar okumaya devam ediyorum. Yaptığım işler bu güne kadar hep ses getiren işler oldu. Yine en çok içime sinen ve içinde olmaktan mutluluk ve gurur duyacağım bir projeyi bulmak yolundayım. Ayrıca hem keyifli, hem zorlu bir sürecin sonunda kendimi çok iyi hissediyor olmam da, kendi adıma iyi bir geri dönüş oldu diye seviniyorum.



- Dönemlerin ses getiren dizilerinde başrollerde yer aldığınızda da sizi iş dışında pek ortalıklarda görmezdik. Bunun nedeni nedir?
- Özel bir sebebi yok. Zaten yoğun bir çalışma ortamındayken tamamen ona konsantre oluyorum sanırım. Söylemeden de geçemeyeceğim bir oyuncunun gece hayatında konuşulmasındansa yaptığı işi ile konuşulmasını tercih ederim. Bu tip ortalıkta görünmeler oynadığınız projeye, role zarar veren şeyler olabiliyor zaman zaman.
- "Sadece işimi yapıyorum, popülerlikle ilgilenmiyorum" diyenlerden misiniz?
- Evet aslında tam da bu. İşinizi iyi yaptığınızda o size beraberinde popülerliği de getiriyor zaten. Ben popüler olmak için bir şey yapmıyorum ama işimi yaptığım dönemlerde de popüler oluyorum dersem daha doğru olur sanırım...
- Sizce kariyerinizin dönüm noktası neydi?
- Bence "Kara Melek" dizisi kariyerimin ilk dönüm noktasıydı diyebilirim.
- O yıllara döndüğünüzde hayatınızda nelerin değiştiğini görüyorsunuz?
- 'Kara Melek' zaten sene 1997-2000 yılları arasında dört sezon süren, hâlâ Türkiye'de herkesin bildiği bir dizi idi. Özelliği de asıl dizi furyasının başlamasına sebep olan ilk projelerden biri olmasıydı. Öncelikle bir ilkti... Konusuyla, hikayesiyle, oyuncu kadrosu ve ekibiyle efsane bir iş olmuştu. Benim de ilk büyük projemdi diyebilirim. Bugünden baktığımda hayatımda elbette ki çok şey değişti. Ben değiştim. Büyüdüm, olgunlaştım, deneyim kazandım. Çok daha farklı bir yerdeyim. Tam da demlendiğimi hissediyorum. Daha derin, daha ses getirecek işler yapmak istiyorum.

UZUN SÜREDİR HAYATIMDA KİMSE YOK
- Hayatta olmazsa olmaz dediğiniz şeyler nelerdir?
- Sevgisiz olamaz, net.
- Pişmanlıklarınız ve keşkeleriniz var mı?
- Herkes gibi benim de pişmanlıklarım ve keşkelerim olmuştur. Hatırladığım kadarıyla bunlar beni çok da etkilememiş. Kendimi yeni duruma hemen adapte etmeye çalışıyorum ve bakış açımı değiştiriyorum. Bu da hayatımı kolaylaştırıyor sanırım.
- İlişki yaşarken duygularını yüksek yaşayan biri misiniz?
- Uzun zamandır hayatımda kimse yok. (Gülüyor)

AŞKSIZ DÜNYA ÇOK TATSIZ
- Aşk size ne ifade ediyor?
- Aşk; dünyanın en keyifli hali. Aşkın her çeşidini yaşıyor olmak, kendi hayatımda tutkuyu eksik etmiyor olması bana çok iyi geliyor. Doğaya, hayvanlara, insanlara ve mesleğime olan aşk. Bunları daha da çeşitlendirebiliriz. Aşksız bir dünya tatsız bir dünya olabilirdi. (Gülüyor) Gençliğin insana yaşattığı en gerçek, en tutkulu, en heyecanlı, en acılı ve insanoğlunun kendi değerini dahi tamamen yok edebildiği tek alandır diyebilirim.

TEK KELİMEYLE NE İFADE EDİYOR?

- Hırs?
- Gerekli

- Özveri?
- Zaman zaman

- Şöhret?
- Sabun köpüğü

- Kariyer?
- Güç

- Mücadele?
- Yorucu

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA