Ünlü oyuncu Pelin Akil, son dönemin en dikkat çeken isimlerinden. Atv dizisi Ben Bu Cihana Sığmazam'ın başrollerinden olan Akil, dizide eşi tarafından yıllarca kandırılan doktor Firuze'yi canlandırıyor. İlk bölümdeki ameliyat sahnesi için özel olarak hazırlandığını belirten ünlü oyuncu, "Yanımda alanında uzman bir genel cerrah vardı. Aletlerin kullanımı, hastaya dikiş atılması gibi durumlarda beni bilgilendirdi" dedi.
Dizinin yanı sıra Broadway'den İstanbul'a müzikalinde de izleyiciyle buluşan Akil, bu yoğunluğun içinde setten arta kalan tüm boş vaktini çocuklarıyla geçiriyor. Ünlü oyuncuyla bir araya geldik. Yeni dizisini, özel hayatını ve ikizleriyle değişen yaşamını konuştuk.
- Ben Bu Cihana Sığmazam ilk bölümüyle izleyiciyi etkisi altına aldı. Böyle bir başarı bekliyor muydunuz?
- Açıkçası bekliyordum, çünkü güçlü senaryosu ve güçlü oyuncu kadrosu bu projede yer alıyor olmamı sağladı. Hikayeyi biliyor olmama rağmen ilk bölümü heyecanla izledim. Verilen emek, sarf edilen çaba beni gururlandırdı. Bu sebeple bu başarı benim için beklenir bir durumdu.
- İlk bölümü izlerken neler hissettiniz?
- İlk bölümü maalesef ki gününde izleyemedim. Çünkü benim müzikalimle aynı tarihe denk geldi. Ama sonrasında bölümü izlediğimde sevgili Onur Tan ve tüm ekibin çok güzel bir iş başardığını görmüş oldum. Ertesi gün reytingler ile heyecanımız, mutluluğumuz ikiye katlandı.
- Firuze tüm hayatının yalan olduğuyla yüzleşiyor. Onunla çıktığınız yolculuk size neler hissettiriyor?
- Firuze ile çıktığım bu yolda, hayal kırıklığı hissi ile karşılaştım. İnandığı, güvendiği dağlara karların yağması fakat bunun yanı sıra çok tutkulu büyük bir aşk hissi de var Firuze ve Cezayir arasında. Bu yüzden birbirlerini de bırakmayacaklarından çok emin Firuze. Ama öyle bile olsa hayatlarına bambaşka insanlar girmeye başlıyor, aile bildikleri insanlar daha da kalabalıklaşıyor. Tabii ki bu durum Firuze'yi heyecanlandırıyor çünkü kalabalık aile ortamını, kalabalık masaları özleyen bir karakter ama Firuze'nin heyecanı kadar endişeleri ve korkuları da var. Kendi çekirdek ailesine zarar gelebilme ihtimali bile onu tedirgin etmeye yetiyor.
- Eşinin başka bir hayatı olduğunu öğreniyor. Siz böyle bir durumla karşı karşıya kalsanız ne yapardınız?
- Böyle bir durumun benden 17 yıl saklanılıyor olması kalbimi kırar ve neden diye sorgularım. "Neden benimle paylaşmadın? Neden bana anlatmadın?" Ben Firuze kadar güçlü olup onun bu sorunlarla olan mücadelesini verebilir miyim bilmiyorum. Demek ki, bu kadar sene birbirimize o güveni ve samimiyeti vermemişiz diye düşünürüm. Benden bu kadar büyük bir olay bu kadar uzun bir süre saklanılıyorsa Pelin olarak bu durumu kaldıramıyor olabilirim.
- Çocukken doktor olma hayali olanlardan mıydınız?
- Hayır ama babam benim için böyle hayaller kurmuştu. Doktor olmamı çok istemişti. Hatta ben bir dönem diş hekimi olacağımı zannediyordum mesela. Ama mesleki anlamda ne istediğimin çok farkındaydım ve istediğim yoldan devam ettim.
- İlk bölümde ameliyata da girdiniz. Nasıl bir çalışma yaptınız o sahneler için?
- Öncelikle yanımda alanında uzman bir genel cerrah vardı. Aletlerin kullanımı, hastaya dikiş atılması gibi durumlarda beni bilgilendirdi.
- Kendinizi izleyip eleştirmeyi seviyor musunuz?
- Açıkçası dürüst olmak gerekirse, kendimi izlemeyi pek sevmiyorum. Çünkü çok eleştiriyorum. Sürekli daha iyisi olduğunu bildiğim için bana kendimle ilgili her şey yabancı geliyor.
- Hem aksiyon hem drama hem de macera. Dizide her izleyiciyle hitap eden bir şeyler var. Başarısı bundan mı geliyor?
- Özellikle samimi ve güçlü aile bağlarının olması, unutulan özenilen önceden sadece bayramlarda bir araya gelinen kalabalık sofraların bu dizide her zaman olması, dolu dolu yaşanması ve birbirlerini sürekli koruyup kollayan bir aile yapısının olması bence izleyiciyi çok çekiyor. Çünkü bunlar özlenilen duygular... Bununla birlikte draması da çok kuvvetli olan bir dizi Ben Bu Cihana Sığmazam. Senaristlerimiz, gerçekten ince eleyip sık dokuyan işini özveriyle yapan kişiler. Hatta kadın hikayelerinin yer aldığı sahnelerin yazımına ayrı yoğunlaşılıyor. Bunların hepsi bir arada olduğunda her türlü izleyiciye hitap ediyoruz. Tabii ki bu çok kıymetli...
KAÇIRILMA SAHNESİ YÜREĞİMİ BURKTU
- İki kadın bir adamın aşkı var. Cezayir Türk'e hak verecek mi izleyiciler?
- Bu dizinin en güzel yanı, hiç bir karakterin suçunun olmaması. Bakıldığında her karakterin bir derdi var ve haklılar. Bir düşmanlık olmadığı ve bütün karakterlerde mağduriyet olduğu için seyirciler Cezayir' i de anlayacaklardır diye düşünüyorum.
- Semerkant'taki çekimleriniz nasıldı?
- Semerkant'ta çekimlerimiz çok güzel geçti. Bir tek sıcakla boğuşmak zordu denilebilir. Aslında oranın kimyası, hissettirdiği, kültürel birikimleri bunlara tanık olmamız her şey çok anlamlıydı.
- İlk bölümde Leyla ile Cezayir'in kızları kaçırıldı. Bir anne olarak ne hissettiniz izlerken?
- Ben anne olduktan sonra çocukların olduğu sahnelere daha farklı baktığımı hissettim. Daha çok empati kurmaya başladım. Diziyi izlemenin yanı sıra, kızım olan karakter Mercan ile daha sıcak oynuyorum. Cezayir'in kızının kaçırılma sahnesi izleyici olarak benim de yüreğimi burktu.
TEZCANLI, ÖZGÜRLÜKÇÜ VE ÇÖZÜMCÜ BİRİYİM
- Hayatta kırmızı çizgileriniz var mı?
- Hayatta kırmızı çizgilerim, öyle iddialı cümlelerim yok tabii, ama tahammül edemediğim bazı durumlar var. Ben mesela, ikiz annesi olduktan sonra çok pratik olmaya, pratik düşünmeye, çözümcül olmaya ve hızlı hareket etmeye alışkınım. O yüzden bunların aksi olduğunda gerilebiliyorum. Aslında herhangi bir konuda çözümü çok kolay olan durumların bu kadar dert edilebiliyor olmasına tahammül edemiyorum denilebilir. Bir de kırmızı çizgi olarak yalan söylenmesi olabilir. Yalana tahammülüm yoktur.
- Pelin Akil'i en iyi hangi kelimeler tanımlar?
- Tez canlı, özgürlükçü, çözümcü.
- Eğlenceli tavırlarınızla sizi görmeye alışkınız. Peki sizi en çok ne üzer?
- İyi niyetimin suistimal edilmesi beni çok üzer. Çünkü ben insanlara kalbimi çok çabuk açarım, çok çabuk inanırım. İnsanlar hakkında temiz düşünürüm. Temiz düşünüyor olmam, ilk başlarda insanların hoşuna gidiyor ancak belirli bir zaman sonra bu durum suistimale gittiğinde üzülüyorum.
OYNADIĞIM BAZI SAHNELERİ KIZLARIMA İZLETİYORUM
- Kameralara da alışkınlar. Anne babalarının ünlü olduğunun farkındalar mı?
- Tam emin değilim, onlar da çok seviliyorlar.
İnsanlar sokakta gördükleri zaman, "Alin, Lina biz sizi takip ediyoruz, çok seviyoruz" diyorlar. Bu durum artık Alin ve Lina'ya normal gelmeye başladı. Bence tüm çocukların hayatının böyle olduğunu düşünebilirler, sanki bütün çocukların hayatı bu, herkes bütün çocukları takip ediyor gibi düşünüyor olabilirler.
Bizim yaptığımız mesleğin farkındalar ara ara ılımlı ve sakin sahnelerimi izletiyorum, bakın bu kim diyorum ve direkt "anneee" diyorlar. En son dışarıda rol aldığım reklamın billboardlarında beni gördüler ve "aaaa anneee" dediler. Arkamı döndüğümde fotoğrafımı görmüştüm.
Evet farkındalıkları var oyuncu olduğumuzu biliyorlar ama ünlü olduğumuzun farkındalar mı emin değilim herkes bu durumda gibi düşünüyor da olabilirler.
- Çocuklarla göz önünde olmanın sizin için zor yanları var mı?
- Benim için zor yanları yok. Anne ve babasının mesleğinin farkında olacaklar ki bence yavaş yavaş farkına varıyorlar. Onlar bizim yol arkadaşlarımız.
Bizler nereye gidersek onlar da ordalar ve illaki göz önünde olacaklar.
Ben ne kadar sakınırsam, saklarsam bence başka sonuçlar doğurur bu. Onları olumsuz etkileyecek bir durum olmadığı müddetçe göz önünde olmalarında bir sakınca görmüyorum.
YENİDEN İKİZİM OLUR DİYE TEDİRGİN OLUYORUM
- İkizler büyüdükçe hayatınız nasıl değişiyor?
- İkiz anneleriyle karşılaştığımda "Ne zaman kolaylaşacak?" sorusunu sorardım hep ve şu cevabı alırdım: "Hiçbir zaman, zorluk derecesi artmayacak ama zorluklar değişecek" Onlarla büyümek, onlarla keşfetmek, onlarla yorulmak her şey çarpı iki ama mutluluğum da çarpı iki! Mesela setten çıktığımda dışarıda vakit geçirmek yerine hemen kızlarımın yanına gitmek istiyorum.
- Kontrolcü bir anne misiniz? Set aralarında ilk işiniz çocuklarınızdan haber almak mı oluyor?
- Kontrolcü bir anne olduğumu düşünmüyorum aslında ama ben kameradan çocuklarımı izleme huyunu bırakamadım.
Anne olan arkadaşlarım söylerdi zaman geçtikçe izlemeyeceksin, bakmayacaksın bile diye ama benim için böyle olmadı. Kameradan çocuklarıma bakmamın nedeni onları merak ediyorum, ne yapıyorlar, keyifleri yerinde mi diye... Kontrolden ziyade onları çok özlüyorum.
- Yeniden anne olmayı isterim demiştiniz. Peki bir kez daha ikiz annesi olmak?
- Ben hep kalabalık ailelere çok özenirim. Hatta bizim dizimizde de kalabalık aile ortamı, aile sıcaklığı var. Ben de özeniyorum. Benim de bir sürü çocuğum olsun isterim. Üçüncü çocuğu düşünür müyüm? Elbette düşünebilirim ama gelecek çocuğun da ikiz gelme ihtimalini düşündüğümde biraz tedirgin oluyorum korkuyorum açıkçası. İkiz gelirse de hoş geldiniz derim ve hayalini kurduğum kalabalık aileye kavuşmuş olurum ama tabii ki de şu anda değil, belki iki sene sonra olabilir. Şu anda iş yoğunluğum çok fazla ve kızlarımı çok özlüyorum. Bir de tüm bu süreci en baştan yaşamak benim için biraz zor olabilir.
- Kızlarınızı hiç sete götürdünüz mü? Reklamlardan alışkınlar ama dizi setinde olmayı sevdiler mi?
- Kızlarımı sete götürmüştüm ama o zaman küçüklerdi ve o zaman daha hareketlilerdi onlarla sürekli ilgilenmem gerekiyordu. Çok küçük bir sahneydi ama benim için zorlayıcı olmuştu. Yakın zamanda müzikal provalarıma geldiler hatta müzikalimi izlediler ama dizi setine getiremiyorum. Bildiğiniz gibi dizi setleri, çalışma saatleri uzun olan setler, bu bağlamda beni beklerken sıkılabilirler ve beklemek onlar için yorucu olabilir.
Ama bir saatlik kısa bir sahnemin olduğu zaman getirmek isterim tabii ki.