Geçen hafta dostum, AK Parti Milletvekili Burhan Kayatürk'le beraber Pakistan'daydım. O sebeple bu köşe boş kaldı. Kayatürk,Pakistan-Hindistan- Afganistan coğrafyasını parlamentoda en iyi bilen isimdir, o coğrafyanın dillerini, dinamiklerini, tarihini çok iyi bilir.Oranın 'establishment'ını çok iyi tanır, nitekim hepsiyle görüştük orda. Bizim diplomatlarımız bizi çok sıcak karşıladı, çok uzun ve verimli sohbetler yaptık. Pakistan'la ilgili izlenimlerimi de ileride bu köşede yazacağım ama önce Pakistan'da karşılaştığım ilginç bir olayla başlayayım...
ÜÇ XANAX'LI MALUM KİŞİ
Pakistan'da da -189 ülkede olduğu gibi- Hizmet'in okulları var. Hem Karaçi'de hem İslamabad'da çok aktif ve başarılılar. İslamabad'da okulları gezerken bir kardeşim yanıma geldi ve "Hüseyin Gülerce, geçen gün sizi Üç Xanax'lı malum kişiyi havale ettiğini söyledi," dedi. Etrafındakiler de gülüştü. Şaşırdım açıkçası... 3 Xanax'lı terimi, tek Türkiye'de değil, Pakistan'da da yerleşmiş... Ben de arkadaşlara "Ruhsal sorunları için günde 3 Xanax alması çok insani bir şey. Bununla dalga geçerseniz ayıp olur. Gerekirse herkes kullanabilir, fakat bu arkadaş kötülük ve alçaklıklarının üstünü örtmek için ilaç kullanıyor, böylece robot gibi hissiz gözükebiliyor. Pislik burada," dedim... Havale meselesinde de sonradan anladım ki, Gülerce'nin Ali Bulaç ve Ahmet Turan Alkan'la Mehtap TV'de yaptığı programı kastediyorlar. Ben de sonradan medyaradar.com'da haberini gördüm. Daha evvel o kardeşimin Üç Xanax'l diye andığı şahıs "Ben Ergenekoncu muyum, söyle Hüseyin Bey?" gibilerinden bir şeyler söylemişti. Gülerce de Mehtap'taki programda o şahsa hitaben "Ben seni Rasim Ozan Kütahyalı'ya havale ediyorum, o bilir o işleri," demiş. Ahmet Turan ve Ali Bulaç üstadlar da kahkahayı basıyor... Hüseyin Gülerce, bu şahsın Ergenekon irtibatları konusunda beni bilirkişi tayin ettiğine göre, biz de bazı gerçekleri yeniden hatırlatalım. Ne de olsa Hüseyin Gülerce üstada saygımız vardır...
ODA TV İLE İLLEGAL BAĞLANTI
Şimdi bu şahsın iddia edilen Ergenekon uzantısı Oda TV suç örgütünün elebaşı olarak tutuklu olan Soner Yalçın'la yakın ilişkileri herkesin malumu. Oda TV iddianamesinin ek delil klasörlerinde de tutuklu şahısla, bu şahsın sürekli olan bağlantıları ve ilişkileri ortaya konuyor. Emniyet ve savcılığın perspektifine göre bu şahsın Oda TV suç örgütüyle ilişkileri illegal bir mahiyet taşıyor. Soner Yalçın'la olan ilişkileri "Aralarında hiyerarşik alt-üst ilişkisi olmamakla beraber ortak ve koordineli hareket ettikleri, birbirilerini ve diğer örgüt üyelerini ortak bir örgütsel amaç etrafında yönlendirdikleri saptanmıştır," diye ifade ediliyor fezleke metinlerinde. Zaten o yüzden sadece ben değil, bu bilgilere dayanarak Ergun Babahan, Şamil Tayyar, Cem Küçük, Ahmet Memiş, Cemil Barlas gibi isimler de yazdı bu şahsın 'Oda TV suç örgütü mensubu' olarak değerlendirildiğini. Yani soruşturma süreci açısından tablo net... Elbette emniyet fezlekesine de, savcı mütalaasına da karşı çıkabilirsiniz "Benim bu örgüt sanıklarıyla hiçbir ilgim yok," diyebilirsiniz, ama Türk medyasında herkes zaten bu ekipten 'çete' diye bahsetmiyor muydu? Hoşlarına gitmeyen bir adamı, illegal yöntemlerle dört bir koldan bitirme operasyonlarına giriştiğini bilmeyen mi vardı? Herkes bu çetenin şerrinden korkuyordu, bu şahıs da başta çete saldırısına maruz kalmış, sonrasında ise o çeteye üstten dahil olarak o da yok etmek istediklerine illegal operasyon yapma işlerine girişmişti. Tamamen pis, iğrenç ve illegal bir ilişkiler ağı vardı ortada. Sonunda hukuk bu illegal çeteye müdahale etti, kimi tutuklandı, kimi yurtdışına kaçtı, kimi tasfiye oldu. İkinci iddianame sonrası bu örgütsel yapının dışarıdaki elemanları da muhtemelen göçecek... Bu yapının Ergenekon terminali olmak dışında çıkar amaçlı kişilik suikastı operasyonları da iddianamede çok açıkça belirtiliyor... Bu örgütün Fehmi Koru ve İsmail Küçükkaya'ya yönelik yapmak istedikleri, illegal örgüt yapısını başlı başına deşifre ediyor. Fehmi Koru'ya organize saldırı kararının kim tarafından bu ekibe emredildiği konusunda emniyet ve savcılığın net bir görüşü var ama açıkçası o bağlantıyı delillendiremiyorlar. Türk medyası da bu kişiyi biliyor. Koru'yu bitirme emrini veren kişi 'İmamın illegal oğlu' kod adlı, popüler adı 'Üç Xanax'lı' olan şahıs gibi amatör değil, profesyonelce hareket etmiş, hukuksal iz bırakmamış. Öte yandan emri alan elemanlar telefon trafiğiyle yaptıkları illegal işi deşifre etmişler... Yasal dinleme kayıtlarında "Fehmi'ye i..e diyelim, kullandığı parfüm i..e parfümü diye yayalım, mutluluk çubuğu taktırdığını yazalım," gibi, tamamen imalat, örgütsel kara propaganda girişimleri ortaya dökülüyor. Biri tutuklu, öbürü yurtdışında kaçak öbürü de 'Üç Xanax'lı' diye bilinen bu şahıslar örgütsel işbirliği içinde Fehmi Koru'yu bitirme operasyonuna girişiyor. Önce illegal örgüt sitesinde bu kara propaganda haberleri çıkıyor, sonra köşelerden saldırılar başlıyor,alt düzey örgüt elemanları da sosyal medyada bunu yayıyor. Tek hedef var: Koru'ya 'karakter suikastı' yapmak, itibarsızlaştırmak ve bitirmek. Ergenekon'u bir yana da atsanız sadece bu bile açık bir illegal organizasyondur... Bu örgütsel yapının diğer illegal operasyonlarına ve bir de bu şahsın şu güne kadar açıklanmamış başka bir davadaki kriminal dosyasına önümüzdeki hafta devam edeceğim...