Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Frieze Londra

Bu yılki Frieze Londra sanat fuarı öncekilerden farklı olduğunu daha kapıdan girişte duyumsatıyordu. İlk galerilerde fark ettim ki, önceki yıllardaki gibi sert, radikal bir kavramsal sanat görmeyeceğiz

5 Ekim 2016
Koridorlar boyunca sıralanmış eski, yeni, tanıdık tanımadık galerileri dolaşınca ilk düşüncemin doğru olduğu ortaya çıktı.
Bu yıl, tuval işleri yani bir taşıyıcı yüzey üstüne yapılmış ve taşınabilir yapıtlar, doğrudan doğruya nesnelerin dönüştürülmesiyle elde edilen yapıtlardan sayıca daha çoktur. (Nesnelerin dönüştürülmesi derken anlamlarından bahsediyorum. Yoksa Duchamp'tan beri güncel sanatın nesneyi aynen alıp kullandığını biliyoruz ki, çağdaş sanatın bugün tıkandığı noktalardan biri de bu.)
Fuarın göze çarpan ilk özelliği buydu. Neden böyleydi diye düşününce aklıma doğrudan doğruya gelen bir şey yok ama bunun koleksiyonerlik dokusuyla ilgili olduğunu öne sürebilirim. Koleksiyonerler artık çok zengin. Büyük birikimlerini hızla vakıflara, müzelere dönüştürüyor, hiç olmazsa koleksiyonlarını halka açıyorlar.
Bu kuşağın başlangıçta yapıtlarını aldığı sanatçılar hem artık çok pahalılaştı hem de artık yavaş yavaş klasikleşiyor. Bu durum koleksiyonerler için de geçerli. Dolayısıyla o kuşak şimdi yeni ve daha radikal yapan sanatçılara bakmıyor, klasikleşmeye yüz tutan sanatçılara yöneliyor. Bu da tuval düzeyinde daha kolay bir şey.
Fuarın ikinci özelliği gösterilen bazı işlerdi. Örneğin pembe oda en iyi galeri mekanlarından biri seçildi. Böyle bir işin, daha birçok yapıtla birlikte, kiçin doğrudan kendisi olduğunu öne sürmek yanlış değil. Evet, güncel sanat, malzemenin, nesnenin doğrudan sanat olduğu bir alan. Bu nedenle bir dokümanter, bal gibi sanat yapıtı olabiliyor. Ama buradaki gösterim o anlamın ötesindeydi.
Bahsettiğim tutumu ben kendimce bu anlayışın tartışmaya açılması, güncel sanatın gündelikle ilişkisini yeniden keşfetmek ve irdelemek için bir fırsat diye görüyorum. Bu işin daha fazla böyle devam etmesine imkan yok.
Üçüncüsü Gerilla Kızlar bu defa koleksiyonerleri hedef almışlardı. Mülti-milyarder koleksiyonerlerin 'varlığını' sorguluyorlar. Sanat yapıtının her dönemde alınıp satılır bir nesne olduğunu biliyoruz. Fakat hiçbir dönemde alışveriş bugünkü dokuya sahip değildi. Bunu sağlayan amiller, bunun sanata getirdiği boyut, yaptığı katkı veya sanattan götürdüğü şimdi başlı başına bir irdeleme konusu. Biraz zaman geçince iş daha da derinleşecek.
Frieze zengin, çekici, ilginçti. Ama yenilik planında hemen hemen hiçbir boyuta sahip değildi. Bu fuar da belki başkaları gibi bir süre sonra 'müzeleşecek'.
Şimdi sıra İstanbul'da, iki hafta sonra başlayacak Contemporary Istanbul sanat fuarında. Onun en az bu kadar ilginç olacağını sanıyorum. Ne de olsa işin içinde bir de İstanbul var...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA