1996'da çıkardığı Ben Sana Aşık Oldum albümüyle kısa sürede müzik listelerinde zirveye çıkan, nevi şahsına münhasır bir sevgi adamıydı Murat Göğebakan. Şarkılarının yanı sıra mütevazı kişiliğiyle gönüllerde sağlam yer etti. Hayatı film olur denilen insanlardandı. Nitekim onun Adana'nın barlarından İstanbul'da milyonların gönlüne uzanan 45 yıllık kısa ama bir o kadar da zorlu yolculuğu sinemaseverlerle buluştu. Geçtiğimiz cuma günü gösterime giren Kalbim Yaralı adlı filmde Göğebakan'ı müzik geçmişi de olan Burak Sevinç canlandırıyor. Göğebakan'ın 5 şarkısını seslendiren Sevinç, role 3 hafta gibi kısa sürede hazırlanmış. Göğebakan için "Tüm duygularını, her şeyi çok yukarıda yaşayan biriydi. Ben daha sakin ve sessiz yaşarım, soğukkanlıyımdır" diyen Sevinç'le filme hazırlık sürecini ve merhum sanatçıyı konuştuk.
- Role çok kısa sürede hazırlanmışsınız. Acaba daha fazla bir hazırlık süreci olsaydı nasıl yansırdı sizce?
- Evet 3 hafta gibi kısa bir hazırlık sürecimiz oldu. Tabi bir biyografik bir film çekerken çok daha uzun süreler gerekebilir. En büyük şikâyetimiz buydu ama şimdi düşündüğümde daha uzun bir hazırlık süreci geçirseydim bunun ötesine geçmezdi diye düşünüyorum. Mesleğine o kadar saygılı bir ekiple çalıştık ki herkes elinden gelen her şeyi yaptı. Başta yönetmenimiz Ali Ayyıldız olmak üzere ekibimiz muhteşemdi.
- Çekimler de kısa sürmüş...
- Evet bu gerçekten çok kısa sürede hazırlanılıp çok kısa sürede çekilen bir filmdi. Ben Murat Göğebakan'ın hem gençliğini hem hastalığını hem yaşlılığını aynı gün içinde oynadım mesela.
- O kısa hazırlık sürecini nasıl geçirdiniz? Nelerden faydalandınız?
- Bulabildiğimiz bütün video kaynaklarını kullanmaya çalıştık. Öncesinde ve çekimler devam ederken dahi tekrar tekrar aynı kaynakları izlemeye dinlemeye devam ettim. Mecburdum, çünkü o rolden çıkmamam Murat Göğebakan'ı bırakmamam gerekiyordu. Bir nebze taklit diyebiliriz buna. Ses tonum ve konuşma tarzım bile değişmişti bir süre. Çekimlere başlamadan hemen öncesinde tanıştık. Muhteşem insanlar. Onlar da çok yardımcı oldu.
- Murat Göğebakan nevi şahsına münhasır biriydi. Sevgi adamıydı. Sizin için nasıl bir yeri vardı?
- Ben zaten Murat Göğebakan'ı bilen şarkılarını dinleyen biriydim. Oralara yetiştim. Gerçekten çok seviyordum. Her şeyi çok yukarıda yaşayan biriydi. Şarkılarında görüyorduk ama ben bunu bu film özelinde daha iyi anladım. Meğer psikolojisi de öyleymiş sadece şarkıları değil. Hayatı da öyle yaşamış. Bütün duyguları yukarıda yaşamış. Onu tek kılabilecek en önemli özelliği bence bu.
- Peki, hayatına girdikçe sizi en çok etkileyen yeri neresi oldu?
- Aslında bilgim vardı ama internette de olmayan şeyleri bize sunduklarında hadi canım dediğim yerler oldu. Doğumundan itibaren her şeyi beni etkiliyor gerçekten. Arazlı doğduğu için hayata 1-0 geride başlayan birisi. Biz insanlara yansıyan, yaşarken kendisinin de anlattığı röportajlarında söylediği şeyleri aktarıyoruz. Ama bilinmeyen şeyleri çocukluğuydu gençliğiydi.
- Sonrasında İstanbul'da şans kapısı açılıyor...
- Aslında tam olarak açılmıyor. Yapım şirketine attığı imza yüzünden albümleri milyon satarken satışlardan para alamıyor. Sadece konserlerden para kazandığı o kadar üne şöhrete rağmen kıt kanaat geçirdiği dönemleri var. Bir simidi ikiye bölüp günde iki öğün yiyen bir adamdan bahsediyoruz.
- O süreci de aslında çok bilinmiyor.
- Tabi bunu bütün yakınları anlattığı için söylüyorum. Bu bir acındırma değil. Çok zor dönemler geçirmiş hakikaten. Çok dibe inmemeye çalıştık. O yüzden herkese güvenmemek lazım. Hele kariyerinizin başındayken attığınız adımlara dikkat edin, herkesi kendiniz gibi insan gibi görmeyin...
ALDATILINCA MAGAZİNİN İLGİSİNİ ÇEKTİ
- Şöhreti kaldıramadı mı sizce?
- Şöhreti kaldırabildiğine adım gibi eminim. Çünkü ikinci eşiyle yaşadığı duruma kadar hiç magazinsel biri değildi Murat Göğebakan. Tek gündeme geldiği nokta oydu. İkinci eşi tarafından aldatılmasıydı. Onun haricinde hiç magazinsel bir Murat Göğebakan gördünüz mü siz? Ben görmedim. Sadece şarkılarıyla ve konserleriyle anılan bir adam vardı. O adamı biz magazinsel olarak bozduk ne yazık ki. Buna söyleyebileceğim bir şey yok.
ŞANS ESERİ OYUNCU OLDUM
- Kırılma noktasını merak ediyorum. Profesyonel müzik hayatından oyunculuğa nasıl evrildi kariyeriniz?
- Tamamıyla şans eseri. Ahmet Katıksızdır müsebbibi. Senin tarzında bir oyuncu bulamıyorum gel bir deneme çekimi yapalım demesiyle başladı her şey. İstediğimi bulamadım senin tipin tam uygun deyince gidip çekim yaptık. Bir buçuk saat benimle uğraştı. Kanala gönderilen görüntüler beğenilince ben bir anda oyunculuğa başladım. Hiç aklımda yokken... Aslında ben Devlet Tiyatroları sahnesinde 8 yıl müzisyen olarak çalıştım. Bütün oyunculuklara şahit oldum o sahnede. Sahne tozu derler ya oyuncuların tozunu yuttum ben de.
- İlk sete çıktığınızda ne hissetiniz peki?
- Elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemedim. Çok heyecanlandım doğal olarak. 4. bölümden sonra ben bu işe âşık oldum.
- Şu an kaçıncı yılınızdasınız?
- Şu an 13. yılımdayım ve muhteşem gidiyor.
AŞK TEKDÜZE OLMAZ
- Şarkı performanslarınız çok başarılı. Şarkıcı kimliğinizin de olması çok büyük katkı sağlamış. Siz nasıl buldunuz, çıkan sonuçtan memnun musunuz?
- Evet, gayet memnunum. Herkes de benzetiyormuş sağ olsunlar. Ben filmde 5 şarkıyı seslendirmeye çalıştım. Bazı yerlerde uyuşan tınılarımız var. Müzisyen olmak benim artım oldu yoksa onun sesini taklit etmeye çalışmak dünyanın en zor şeyi olabilir. Çünkü çok özel bir ses rengi var.
- Bu şarkıların hikâyeleri de var...
- Evet. Ama yanlış bilgiler de var. Mesela Kalbim Yaralı şarkısı aldatıldıktan sonra yazıldı sanılıyor ama çok önceki albümlerinde yer alan bir şarkı. Vurgunum da öyle. O şarkının da aşk acısıyla bir sevgiliye yazıldığı düşünülüyor ama aslında Allah'a yazılan bir şarkı. Ben Sana Aşık Oldum şarkısını ilk eşi Gül Hanım'a yazıyor. Duygularını şarkıyla ifade diyor.
- Sizce aşkını ifade ederken neden zorlanır insan?
- Aşkı ifade etmek çok zordur çünkü herkesin yaşadığı aşk başkadır. Aşk tekdüze olamaz. Birbirine benzemez. Sen başka yaşarsın ben başka yaşarım, kadınlar başka yaşar erkekler başka... O yüzden bunu ifade etmek çok zor.
- Siz nasıl ifade ediyorsunuz aşkı?
- Ben sözlerle değil de galiba davranışlarıma yansıtıyorum. Sözlere dökebilmeyi isterdim ama onu yazabileceğimi düşünmüyorum. O düşünceleri satırlara dökmek başka bir meziyet. Benim kalemim de iyi değildir zaten. Olsaydı senarist olurdum oyuncu olmazdım büyük ihtimalle.