Herkesin merakla beklediği GQ Türkiye'nin 'Men of the Year' ödül töreni bugün "İYİ GELENLER" temasıyla online olarak gerçekleşecek. Çözümlere ve fark yaratan insanlara odaklanan GQ Türkiye'de iklim, modern etik, görgü gibi konu başlıkları öne çıkıyor. Bu kapsamda UN Women ile ortaklaşa yürütülen eşitlik ve yeni kimlik konuları da derginin gündeminde. Hal böyle olunca, kadın sorunları konusundaki tavrıyla bilinen Kalben, ilham veren hikayesiyle Yılın Kadını Ödülü'nün sahibi oldu. Kalben ile hem ödülünü hem de kadın sorununu konuştuk...
- Tebrik ederim. Bu ödülü alacağınızı duyduğunuz an ne hissettiniz?
- Çok heyecanlandım ve çok mutlu oldum. Hemen kostüm bakmaya başladım. Beni en korkutan şey madem yılın kadınıyım nasıl yılın kadınına benzeyeceğim oldu. Çok fazla çalıştılar ekipçe, insan haklarından, özgürlükten, eşitlikten bahsettikleri için teşekkür ederim. Cesur bir kurumun ilk kez kapağında olacağım için çok mutluyum. Hatta iki katı hatta beş katı daha mutluyum. 36 beden bir kadın dergisinde kapak olmak yerine yılın kadını olarak GQ Türkiye'nin kapağında olacağım için çok heyecanlıyım. Kural dışı bir şeyler yapıyoruz. Ödül töreninin teması İyi Gelenler, bu yıl o kadar iyiliğe ihtiyacımız var ki o yüzden çok iyi oldu.
- Eşitlik konusu için kız çocuklarına ve tüm kadınlara ne söylemek istersiniz?
- Kalbimden geçen ilk şey benim bütün gücümü bu dünya güzeli çocuklardan genç kızlardan ve kadınlardan aldığımın farkında olmaları. Ben aslında onların eşsiz hikayelerinden cesaretlerinden güç alıyorum. O yüzden dilerim onlardan aldığımı biraz yansıtabiliyorumdur. Her şeyin karşısında durup ben bunu yapmak istiyorum demek mümkün. Her şeyin karşısında durup hayır ben burada olmak istemiyorum, ben kendi yolumda yürümek istiyorum demek mümkün. Kimi zaman bunun için ölümü de göze alan kadınların çocuklarıyız, torunlarıyız biz. Sadece erkekler savaşmadılar bu dünyada ülkeler kurmak için kadınlar özgürlükleri için savaştılar. Ve biz hâlâ bunun için savaşmaya devam ediyoruz ve bu savaş çok onurlu bir savaş. Bu savaş hiç kimsenin sömürülmemesi üzerine kurulu.
- İçinde bulunduğunuz müzik sektöründe kadın olmanın zorlukları için neler söylersiniz?
- Sanıyorum ki ilk albüm zamanlarında, bakıyorum herkes erkek... Hep onların sözünü dinliyorum falan, şunu yap diyorlar yapıyorum böyle yapalım şöyle yapalım filan... Yine tabii kendi fikirlerim de var şarkıların söz ve müzikleri bana ait. Zaten bir nokta da her şey bana ait hissettiriyor ama bakıyorum ses mühendisi erkek, bakıyorum bas gitarist erkek, bakıyorum davulcu geliyor erkek, bakıyorum albüm mix'lenecek erkek, albüm mastering'e gönderiliyor İngiltere'ye o da erkek, Fransa'ya gönder o da erkek…
- Tüm sektörlerde durum benzer sanırım…
- Zaman içinde şunu fark ettim, özellikle festivallerde çıkmaya başladıkça, bakıyorum 40 tane erkek adı yazıyor ya da rock grupları kurmuşlar hepsi erkek... Üç kadın aralardan bir yerlerden böyle merhaba biz de buradayız arkadaşlar falan diye çıkmışız... Yıllar geçtikçe ne kadar büyük bir eşitsizlik olduğunu fark etmeye başladım. Mesela bir erkek müzisyenin kaşesine bakıyorum; bir de onun kadar albüm çıkarmış, onun kadar başarılı olmuş, onun kadar hem Türkiye'nin hem dünyanın dört bir yanına ulaşmış kadın kaşesine bakıyorum aynı parayı kazanmıyorlar. Bir kadının başarılı olma kıstası nasıl göründüğüyle ne kadar zarif ve tatlı ve uyumlu davrandığıyla ilgiliyken bir erkeğin daha çok para kazanması için daha çok serseri olması, daha çok kafasına göre takılması, o ilişkiden bu ilişkiye atlayıp zıplaması filan işine yarıyor, tamamen başka standartlar var. Kadından istediğimiz şey; içeride olsun, utangaç olsun parasını alsın, çok konuşmasın, çıksın çalsın insin gibi bir şey. Tabii bu değişiyor. Şu an hangi yaştan olursa olsun bangır bangır sesini çıkaran, istediği gibi giyinen, istediği gibi davranan, istediği gibi hikayesini anlatan muhteşem kadınlarla sahne paylaşıyorum ve gurur duyuyorum, o sahneyi paylaştığım için, onlarla onların güçleriyle başarılarıyla ve bunu artık saklama mecburiyetinde olmamalarıyla gurur duyuyorum. Kadın biliyorsunuz ki güçlü olunca cadı oluyor fikrini söylediğinde dırdırcı oluyor.
- Müzik sektörü için böyle bir eşitlik dönüşümü gerekiyor gerçekten de herkes orkestrasını ya kadın erkek eşitliğiyle ya da kadınlardan oluştursa ne güzel olur değil mi?
- Değişiyor, dönüşüyor bu evet, daha çok kadın müzik yapsın, daha çok kadın müzisyen olsun, daha çok kadın gece hayatı demeden, o hayatın içinde, o sektörün içinde yer alabilsin. Bu ön yargıları hep birlikte yıkalım bizde şu an çok kıymetli müzisyenlerle çalışıyoruz gönül istiyor ki kadın erkek demeden çalışalım yani bundan da sıkıldım...
Kadınlar korkularını yensin istiyorum
- Kadınlar çok ciddi sorunlar yaşıyorlar…
- O yüzden bir şeylerin karşısında duruyoruz. Artık üzerimizdeki bu tahakkümden hep birlikte kurtulmak istediğimizi görüyorum. Çocuklar için özellikle ve gençler için bunu ne kadar çok istediğimizi, bu arzumuzun artık nasıl sınırlardan taştığını görüyorum. Bunun artık Türkiyeli bir kadın olmakla da ilgisi yok, bunun şu inanç sistemine mensup, şu dinden, şu dilden, şu ırktan bir kadın olmakla da ilgisi yok. Dünyanın her bir yerinde kadınlar artık bu tacizi, bu tecavüzü, bu yağmayı, bu cinayeti reddediyorlar. Tabii ki ne yazık ki hâlâ kadın olup feminist olamayan, hâlâ kadın olup gücünün farkına varamayan, hâlâ kadın olmanın tadına doya doya varamayan milyonlarca kadın var. Çok istiyorum ki onlar da korkularını yenebilsinler, onlar da bazı şeyleri göze alabilsinler, onlar da kadın olmakla gurur duyabilsinler. Çok mutluyum kadın olduğum için, bu davayı anladığım için. O kadınlarla sarıldığım için, sohbet ettiğim için, onların hikayelerini dinleyebildiğim için, bir şeyin sonunda parçası gibi hissedebildiğim için... Bu çok kıymetli bir şey, kadınsan kadınsın işte bitti.
- Mücadeleden kaçış yok diyorsunuz yani...
- Otomatikman 4 milyarlık bir azınlığın üyesisin ve hadi bakalım bir mücadelenin parçasısın yani kaçışın yok ve çok güzel bir şey bundan kaçmıyor olmak. Kadın olup da feminist olmamak bana fazla rahatlık geliyor.