"Sokak köpeği nüfusunun bu derece hızlı, neredeyse entropik, düzensiz çoğalmasına izin verilmemeliydi. Sorun, çoğalma hızı. Bu çoğalma hızıyla ülke, hakikaten 'Köpekler Vadisi'ne dönecek. Şehirlerde kurtlara özenerek sürü halinde yaşayan, çeteleşmiş köpek topluluklarının sayısı artacak. Ve bunlar çocuk, yaşlı, kadın gördüğü zaman saldırmaya temayüllü olacak."
Yukarıdaki paragraf, geçtiğimiz ay, 16 Haziran'da bu köşede yayınlanan Köpekler Vadisi başlıklı yazıdan. Sokak hayvanlarıyla ilgili yasa tasarısı nihayet TBMM'ye geldiği ve bu yazının yazıldığı saatler itibarıyla Meclis'te ele alınmaya başlanacağı için yazının ikinci bölümünü yazmak elzem oldu. Tasarının ayrıntılarına birazdan geleceğiz, ama önce sorunun bugünkü ve yakın gelecekteki çapına ve cesametine bakalım.
Türkiye'de tahmini olarak 4 milyon sokak köpeği var, kediler ayrı. Daha önemli veri şu: Son yıllarda olağanüstü diyebileceğimiz biçimde çoğalmaya başlayan köpeklerin sayısı eğer önlem alınmazsa çok değil, bundan altı yıl sonra, 2030 senesinde 50 milyonu bulabilecek. O zaman yandı gülüm keten helva!
Bu yüzden ilk ve en acil tedbir, kısırlaştırma. Ancak bu, tek başına yeterli olmayacak. Çünkü saldırgan pek çok sokak köpeği var, bunların uyutulması gerekiyor. Bir sokak köpeğinin saldırgan olup olmadığı anlamanın yolu; onu tek başına iken değil, sürüsünün içindeyken gözlemlemek. Çıkacak yasadan sonra -'hayvan psikiyatrları' olmadığına göre- veterinerlerin gözetiminde hangi köpeklerin saldırgan olduğu yönünde çalışma yapılması gerekecek. Ötanazi olmadan tek başına kısırlaştırmanın yeterli olmayacağı aşikâr. Barınaklara yerleştirme de tek başına çözüm değil, ama o da yine yapılmalı.
ÖTANAZİ EMSALLERİ İNCELENDİ
Gelelim meşhur uyutma, yani ötanazi seçeneğine... Bakalım müstakbel yasa bu konuda ne öneriyor? Uyutma seçeneği, ötanazi kavramı olarak geçecek. Ötanazi kapsamında İngiltere, İtalya ve Portekiz gibi ülkelerde uygulanan 'uyutma' yöntemleri incelendi.
Ötanazi süreci veteriner hekim kontrolünde yürütülecek. Misal kuduz hastalığı veya bir başka bulaşıcı hastalık taşıyan, saldırganlığı artmış ve rehabilite edilemeyecek nitelikteki köpekler 'Büyük Uyku'ya yatırılacak. Böylelikle onlar da, tehdit ettikleri insanlar da bir dertten kurtulacak. Ötanazi kararını verecek olan da barınaktaki yönetici veteriner hekim ve ilgili kamu yöneticileri.
BELEDİYELERE BÜYÜK İŞ DÜŞECEK
Yapılacak düzenleme, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifi olarak geçiyor. Tasarıya göre büyükşehirler başta olmak üzere bütün il ve ilçelerde toplama ve kısırlaştırma merkezleri kurulacak. Hali hazırda hizmet veren barınakların durumu iyileştirilecek ve yeni barınaklar yapılacak.
Tasarıya göre her belediye, barınaklarında bulunan köpeklerin fotoğraflarını çekip internete koyarak hayvanları sahiplendirme çalışacak. Sahiplenme süreci ilandan sonra 30 gün. Sahiplenilen köpeklere çip takılacak ve sahiplenen kişilerin sorumluluklarını yerine getirip getirmediği takip edilecek.
Bu tasarının yasalaşmasıyla birlikte sokak köpekleri meselesinde ilk somut çözüm adımı atılmış olacak. Yasanın hayata geçmesinden sonra neredeyse her gün yurdun dört bir yanından gelen sokak köpeği saldırılarında bir niceliksel azalma bekleniyor. Bekleniyor ama sorunu kökten halletmek kolay olmayacak, zaman alacak. Ve ayrıca hepsinden önemlisi tartışmalar, yasa çıktıktan sonra da devam edecek. Bu süreçte mama lobilerine bağlı çevreler veya Animalist dediğimiz ideolojik çevreler hangi engeli çıkarmaya çalışırsa çalışsın ana stratejinden geri adım atılmamalı. Ülkenin 'Köpekler Vadisi'ne dönüşmesini engellemenin tek yolu bu.
İNSANIN DOĞAYA KARŞI SAYGISI YOK
İnsan türü olarak doğaya haşin, nobran davrandık; o da bizden bu şekilde intikamını alıyor. Ayrıca insan dediğimiz tür, kendi ırkına karşı da yeterince merhametli, adil değil ki! Savaşlarda bebek, çocuk demeden öldüren bir türden bahsediyoruz. Kendi bekası ve giderek hegemonyası söz konusu olduğunda, kendisinden çok daha büyük bir güce, dünyaya bile kafa tutan bir türdür insan evladı. Yanlış olmaya yanlış ama insan maalesef böyledir. Dolayısıyla insana karşı merhametsizken hayvana merhamet gösterilerinin samimi olmadığı da izahtan vareste.