Büyük Selçuklu'nun kurucusu ve ilk sultanı Tuğrul Bey, Alman filozof Friedrich Nietzsche'nin "Oğlu (çocuğu) olmayan adam, gerçekten ölür" sözünü tekzip eden tarihsel karakterlerden biridir. Oğlu olmadığı için mührü, yeğeni Alp Arslan'a vermiş ve Alp Arslan da Tuğrul Bey'in ölümünden çok değil, sekiz yıl sonra Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt Savaşı'nı kazanarak Türk, İslam ve dünya tarihinde büyük yer tutan bir toplumsal, siyasal dönüşümün baş aktörü olmuştur. Tuğrul Bey, bu yönüyle siyasi açıdan 'ölümsüzdür'.
Pek bilinmese de Türk tarihinde istihbaratın en etkin biçimde kullanıldığı savaşlardan biri olan Malazgirt Muharebesi'nde Alp Arslan, Bizans ordusunun büyüklüğünü, 'Berid' adı verilen casuslarının topladığı bilgilerle öğrenmiştir. Bizans İmparatoru Romen Diyojen, büyük bir güçle bölgeye geldiği için Alp Arslan, Diyojen'in asıl hedefinin bugünkü İran sınırlarında yer alan İsfahan'a girmek ve Selçuklu'yu yıkmak olduğunu anlamıştır. Malazgirt'te Türkleri zafere ulaştıran azim ve motivasyon, iş bu kritik bilginin savaş öncesinde edinilmesiyle oluşmuştur. Alp Arslan'ın kendisinden dört kat büyük orduyu yenmesinin esbabı mucibelerinden biri istihbarattır.
Aslında 26 Ağustos 1071'e gelinene kadar Türkler, Alp Arslan komutasında Anadolu'ya epey sefer düzenlenmişlerdi. 1070'deki ilk muharebelerde Doğu Anadolu'daki bazı kaleler ele geçirilmiştir. Ancak Anadolu'nun tapusu bundan tam 952 yıl önce Malazgirt'te alınmıştır.
ZAFERİN İKİ ŞİFRESİ: İSTİHBARAT VE HİLAL TAKTİĞİ
Alp Arslan; 4 Eylül 1063'te, yani Tuğrul Bey'in vefat ettiği gün tahta çıktı ve istisnasız her Selçuklu sultanı gibi 24 Kasım 1072'de ölümüne kadar tahtta kaldı. Doğum adı Muhammed bin Davud Çağrı'dır. (Babasının adı Çağrı olduğu için…) Alp Arslan, Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucularından Horasan Valisi Çağrı Bey'in oğludur.
Alp Arslan, ilk olarak Anadolu'da şimdi Van sınırları içinde yer alan Erciş ile Muş sınırları içinde yer alan Malazgirt'i ele geçirdi. Ardından o dönemde Diyarbakır bölgesine ait olan bugünün Urfa Siverek'ine girdi.
1071 yılında Bizans hâkimiyetindeki Urfa'yı kuşattıysa da başarılı olamadı.
Sonra Halep'e yöneldi, burayı aldı. Ancak Diyojen'in büyük bir ordu toplayıp Malazgirt'e yöneldiğini Berid sayesinde istihbarat alınca Malazgirt'e yöneldi. İki ordu Malazgirt Ovası'nda karşılaştı. Bu savaşta Alp Arslan, Türklerin meşhur hilal taktiğini ziyadesiyle uygulayarak zafere erişti. Dolayısıyla Malazgirt'in kazanılmasının sebeplerinden biri istihbarat ise, diğeri hilal taktiğinin etkili biçimde uygulanmasıdır.
Anadolu'da doğup Yunan Anakarasında ölen Milattan Önce dördüncü yüzyılın meşhur filozofu Diyojen'in adaşı olan devrik İmparator, tahtı geri almak için Bizans yönetimi ile yürüttüğü savaşlarda yenildi ve Adana yakınlarında bir kaleye sığındı. Sonra katır sırtında Adana'dan ta Kütahya'ya götürüldü. Oradan İstanbul'a getirildi ve 29 Haziran 1072'de gözlerine mil çekildikten sonra Kınalıada'ya sürgüne gönderildi. Gözlerine son derece anti-steril koşullarda mil çekildiği için bir buçuk ay bile yaşayamadan 4 Ağustos 1072'de enfeksiyondan öldü. Malazgirt Zaferi, yalnızca bir yıl sonra Diyojen'in ölümüne neden olmamış, fakat aynı zamanda Bizans'ın da bir tür fetret devri yaşamasına sebep olmuştur.
AHLAT, 'MEKANSAL KIZIL ELMA'DIR
Alp Arslan ise bu önemli zaferden sonra ordusuna ve milletine, "Size öyle bir vatan aldım ki, ebediyyen sizin olacaktır" demiştir. Bu nedenle eğer 'Kızıl Elma' bir yer olsaydı Anadolu'da bu ismi alabilecek ilk yerlerden biri, hatta birincisi Malazgirt/Ahlat'tır. Malazgirt tamam da, neden Ahlat? Çünkü şehit kabirlerimiz, yani tapumuz oradadır.
Kızıl Elma, Türk mitolojisinde; düşünüldükçe uzaklaşan, ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülkü/ütopyayı simgeleyen bir soyut kavram. Bununla birlikte artık eskisi kadar 'soyut' değil. 'Kızıl Elma', geçtiğimiz sene Samsun Teknofest'te görücüye çıktı.
Bu sene Malazgirt Zaferi kutlamaları yine Başkomutan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan başlayarak üst düzey devlet erkanının katılımıyla gerçekleştirildi.
Organizasyonda her sene olduğu gibi bu sene de aynı zamanda Okçular Vakfı'nın Başkanlığı yürüten Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız'ın emeği var. Kutlamalar, her yıl 25-26 Ağustos günlerinde, yani son iki günde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli'nin katılımı ile gerçekleştiriliyor. Etkinlikler her sene olduğu gibi bu yıl da 23'ünde başladı, 26'sında sona erdi.
Konserler, yarışmalar, geleneksel oyunlar ve spor müsabakaları gibi etkinlikler yapıldı. Ve cuma günü Cumhurbaşkanı ve devlet erkanı Ahlat'taki bin yıllık kabristanı ziyaret etti.
Ahlat, 'Kubbet'ül İslam', yani İslam'ın Kubbesi şehirlerden biri. Misal bizim Ata toprağı Maveraünnehir'deki Buhara gibi... Bu manada Kubbet'ül İslam denilen şehirlerin eski Türk şehirleri olması dikkate şayandır. Ahlat da dâhil bu şehirlere (diğer ikisi Buhara ve Behl) 'Kubbet'ül Türk' de demekte bence bir beis yok.
Malazgirt Zaferi kutlamalarının mimarlarından Haydar Ali Yıldız, Kubbet'ül İslam şehirlerinden Ahlat'ın önemi şu cümlelerle anlatıyor:
"Bundan 952 sene önce Londra'nın nüfusu 60 bin, İstanbul'un nüfusu 40 bin, Ahlat'ın nüfusu ise 320 bin. Bir köklü medeniyet var. Şimdi bugün devlet başkanları gelse, Sayın Cumhurbaşkanımız da 'Ben Ahlat'tayım, sizi de Ahlat'ta misafir edeceğiz' dese. Şehri turlarken kabristanı da göstererek tarihten söz etse, misal ABD Başkanı da sorsa 'Kaç yıl önce oldu bütün bunlar' diye. 950 sene önce, düşünün. Yani ABD'nin kuruluşundan 700 yıl önce... Biz şimdi dedelerimizin kanlarıyla bize vatan kılınmış bu topraklarda secde ediyoruz."
Haydar Ali Yıldız, Ahlat'ta 25 Ağustos 2020'de açılan Külliye ile ilgili de, "Bunlara gerek yoktur dediğiniz zaman bu toplumu köksüz, mazisiz hale getirirsiniz. Dedelerimiz bize bu toprağı vatan kıldılar" diyor.
MEZARLIKLAR TARİHSEL TAPULARIMIZDIR
Anadolu'ya bundan 952 sene önce yerleşen Türkler, Malazgirt'ten 'Van Denizi' kıyısındaki kadim kent Ahlat'a uzanan 52 kilometrelik yolu at üstünde beş saatte kat etmişlerdi.
1650 metre rakımlı Ahlat'ta UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'ndeki dünyanın en büyük Türk-İslam mezarlığı olma özelliğini taşıyan Selçuklu Meydan Mezarlığı bulunuyor. Kabristan, bu sene de Malazgirt Zaferi'nin 952. yıl dönümü vesilesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ziyaret edildi.
Erdoğan, geçtiğimiz yıl Selçuklu Meydan Mezarlığı'nı ziyareti sırasında sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Maziden atiye kurduğumuz köprünün kilit taşları… Ahlat…" ifadesini kullanmıştı.
Ahlat, kabirleriyle Selçuklu'nun tapusunun muhafaza edildiği yerdir. Mezarlıklar, medeniyetlerin kuruldukları yerlerdeki yegâne tapudur. Dolayısıyla ancak ve ancak Malazgirt'ten Ahlat'a tapularımızın, kabristanlarımızın ruhunu anlarsak maziden atiye uzanabiliriz.