1975 yılında Fransa'nın Rambouillet şehrinde; Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya ve Japonya bir araya geldi. Böylelikle şimdi Group of 20 (G-20) adıyla bilinen uluslararası örgütün ilk nüveleri G-6 olarak ortaya çıktı. Sonra bunlara Kanada katılınca örgüt G-7 oldu. 1977-1991 yılları arasında bu üye sayısı sabit kaldı. 1991'den sonra SSCB'nin yerine kurulan Rusya örgüte katılınca G-8 kurulmuş oldu. Ve nihayet 1999'daki Washington Toplantısı'nda, küresel sistem için önemli ülkelerden oluşan 20'ler Grubu (G-20) resmen ilan edildi. Türkiye de bu listede yer alıyordu.
BU YIL ÇİN VE RUSYA YOKTU
Bu listeye 20. sıradan girdiğimizi varsayarsak 17. sıraya kadar yükseldik en fazla. İlk 10'a gireceğimizi açıkladık, ama giremedik, bilakis geriledik. G-20, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan 19 ülkeden ve Avrupa Birliği Komisyonu'ndan oluşuyor. G20'ye üye 19 ülkenin hepsinin millî geliri dünyada ilk 31'de yer alıyor. İspanya, İsviçre, Norveç, İran, Tayvan ve Venezuela ekonomik olarak bazı üyelerden daha büyük olmalarına rağmen G20'de bulunmuyor.
Teması İklim Değişikliği ve Pandemi olan bu seneki zirveye Çin Devlet Başkanı Şi Jinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin video üzerinden katılmayı tercih ettiler, manidar. Çin; iklim değişikliği konusunda -hani bu yılki zirvenin konu başlıklarından biri ya- karbon salınımıyla suçlanmaktan mı çekindi bilinmez. G-20; dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan 19 ülkeden ve Avrupa Birliği Komisyonu'ndan oluşuyor.
G-20 ÜYELERİNİ TANIYALIM
G-20'de kimler var? Sondan başlayalım: Çünkü bizim bu listede 21. sıraya gerilediğimiz iddia edilmişti. Ancak Türkiye, IMF'nin 2021 Gayrisafi Yurt İçi Hasılaları (GSYİH) baz alınırsa halen 20. sırada. 19. sırada Kaşıkçı cinayetiyle meşhur Suudi Arabistan, 18. sırada dünyanın gizli kasası İsviçre, sonra tarım ve hayvancılığı ile meşhur Hollanda, dinamik ekonomisiyle bilinen Endonezya, yeni, güçlü sanayisiyle öne çıkan Meksika, küresel iklim değişikliğinin en çok vurduğu, büyük yangınlarla mücadele etmiş Avustralya, boğalarıyla meşhur İspanya, 'Ayı' sembolüyle ve askeri teknolojisiyle, Dostoyevskisi ile meşhur Rusya, soğuk mu soğuk Kanada, popüler dizi Squid Game'in yapıldığı Güney Kore, futbol devi Brezilya, Roma'nın başkenti İtalya ve İtalya'nın başkenti Roma (Geçtiğimiz günkü zirve de Roma'da yapıldı, malum), Budist Hindistan, Macron'dan ibaret olmayacak kadar derin bir kültürü olan Fransa, güneşi batmayan ülke alışkanlıklarını zaman zaman sürdüren Birleşik Krallık, üretim ekonomisinin simgesi Almanya, bir başka üretim ekonomisinin simgesi çalışkan Japonya (Çalışmak önemli ve gereklidir elbette, ama zirveyi garanti etmez. Dünya liderliği için başka parametreler gerekli), gelmekte olan ejderha Çin ve üç yeşille (Dolar, asker ve çevre yeşili) dünyayı halen yöneten ABD...
SORGULANMASI IÇIN GEÇ KALINDI
Bu arada ABD 20 küsur, Çin ise 13 küsur trilyon dolarlık bütçeye sahip. Ve ABD'nin yönettiği 20 küsur trilyon dolarlık ekonomi, dünyanın toplam ekonomisinin yüzde 25'i demek. Dönüp dolaşıp Birleşmiş Milletler'deki beş daima üye sistemini sorgulayan Erdoğan sözüne geliyoruz: "Dünya beşten büyüktür." Dünya, aynı zamanda ilk 20 ekonomiden de büyüktür, ki zaten G-20'nin dışındakilerin bir kısmının ekonomisi içeridekilerin ekonomisinden büyük. Dolayısıyla tıpkı BM beşlisi gibi G-20'nin de yapısının da sorgulanması gereken zamanlar geldi de geçti bile.
