"Tabii Fransa'nın, Türkiye aleyhine faaliyetlerinde Cumhurbaşkanı Emmaneul Macron'un haddi aşan tarz-ı siyasetinin de etkisi var. Ancak istihbarat teşkilatı başkanlarından beklenen şey, ülkelerinin siyasi yöneticilerini; kısa, orta ve uzun vadede ilgili ülkeyle ilişkileri bozacak diplomatik agresifliklerden uzak tutmaya ikna etmektir. Umarız Richard Moore bunu başarır. Zira imamlardan örgütün finansörlerine İngiltere'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) pek çok önemli ismi barınıyor."
Yukarıdaki cümleler, 2 Ağustos 2020'de bu köşede yayınlanan 'Hısım diplomat, hasım istihbaratçı' başlıklı yazıdan. İngiltere'nin -güneşi batmayan imparatorluğa yakışan (!) ismiyle Birleşik Krallık'ın- Ankara Büyükelçisi Richard Moore'un, İngiliz Gizli Servisi MI6'in başına atanmasından sonra yazdığım bir yazıydı. Çünkü Türkiye'de iken 'Y ve Z kuşağını etkilemek için' Twitter'ı neredeyse bir troll gibi kullanan, daha doğrusu sempatik tweetler atan Moore'un gizli servis patronluğuna tayini epey tartışılmıştı. Ülkesinin gizli servisinin başına yalnızca diplomatik başarılarından ötürü mü atandı, yoksa ezelden beri bir istihbaratçı mıydı diye... Tartışmalar bu minvaldeydi.
Bu hafta ise Üç Boyutlu Portre'de Richard Moore'un; büyükelçi olarak haleflerinden olan, daha doğrusu atalarından olan ilginç bir diplomatın öyküsünü anlatacağım sizlere.
POLİTİKASI DA AKSANI GİBİ İNGİLİZLEŞMİŞ BİR İSKOÇ
2010 yılının kış aylarında Norveç'in başkenti Oslo'da o dönemde 'Çözüm Süreci' olarak adlandırılan görüşmelerde İngiliz aksanıyla konuşan bir gizemli şahıs vardı. Hatırlayacaksınızdır. Bugüne dek kimliği ortaya çıkmayan o şahıs, Sir unvanlı İngiliz emekli diplomat Kieran Prendergast.
Öncelikle şunu söyleyeyim: Bu bilginin, eğer teyitli olmasa yazılmayacak kadar hassas bir bilgi olduğunun farkındayım. Belki herkes için önemli değil, ama hassas… Önemi, kim olduğunuza ve meseleye nasıl baktığınıza göre değişir. Ancak bu nüansın hassas olduğu konusunda hemfikir olabiliriz. Bilgiyi bir kaynaktan edindikten sonra görüşmelerdeki ses kayıtları ile Kieran Prendergast'ın bir röportajını karşılaştırdım. 'Koordinatör Ülke Temsilcisi'ne ait olduğu belirtilen sesin Prendergast'ın sesi/aksanı olduğunu anlamak için bence ses/aksan uzmanı olmaya gerek yok. Ama şayet uzman görüşüne ihtiyaç olsaydı gereği yapıldığında bilgi teknik olarak da doğrulanabilirdi.
Ha, Oslo ses kayıtlarının montaj olmadığı ne malum derseniz, onun da cevabı var. Bu konudaki belgelere derinlemesine vakıfım. Ses kayıtlarının montaj olduğuna dair bir bilirkişi görüşü yok. Bilakis bilirkişi raporlarında ses kayıtlarının doğruluğu, 'doğrudan' olmasa bile teyit edilmiş.
Demek ki elimizdeki isim, kesinlikle Kieran Prendergast. Prendergast, Türkiye'de vaktiyle büyükelçilik yapmış, bir diplomat, dilerseniz 'istihbaratçı' da diyebilirsiniz. 'Çift mesleklilerden' diyelim.
Kieran Prendergast, 2 Temmuz 1942 İskoçya Campbeltown doğumlu. Avustralya'da ve İngiltere'de okudu. Ardından, 1964-65 yıllarında Türkiye'ye geldi ve dilimizi öğrendi. Türkçe'yi akıcı biçimde konuşuyor, Fransızcası da güçlü.
1965-67 yılları arasında Türkiye Büyükelçiliği'nde çalıştı. Türkiye'nin İngiltere Büyükelçiliği'ndeki görevinden sonra 1967'de NATO bünyesinde çalıştı. 1976'da Londra'ya döndü, 1979-82 arasında New York'ta yine BM bünyesinde çalıştı. 1982'de İsrail Tel Aviv'deki görevinin ardından Kenya'ya gitti. Afrika'da Kenya'nın yanı sıra Zimbabve'de çalıştı. Ayrıca Lefkoşa'da İngiliz gizli servis görevlisi olarak bulundu. Resmi sıfatı; İngiliz Milletler Topluluğu temsilcisiydi. Aynı statüyle Lefkoşe'nin yanı sıra İstanbul, Ankara ve Lahey'de de çalıştı. 95 - 97 yılları arasında, daha önce çalışanı olduğu İngiltere'nin Ankara Büyükelçiliği görevini üstlendi. Tıpkı Richard Moore gibi…
Bu arada babasının görevinden dolayı Libya'da doğan Richard Moore'un da aslen İrlandalı olduğunu belirtelim. Birleşik Krallık'ın içindeki bir 'İrlandalı' ama İngiliz gibi davrandığı muhakkak. O da kariyeri boyunca
Türkiye'nin yanı sıra Vietnam, Pakistan ve Malezya gibi ülkelerde çalıştı.
Vaktiyle İngiliz gizli servisinin 'süpermanvari' hayali ajanı James Bond'u oynayan Roger Moore'un soy adaşı olan Richard Moore, geçen sene İngiliz Dış İstihbarat Servisi MI6'in (Diğer adıyla SIS-Secret Intelligence Service) başına atandı.
Biz yazımızın asıl konusu Kieran Prendergast'a dönelim. Prendergast,
1997-2005 yılları arasında ise Birleşmiş Milletler'de Kofi Annan'la yakın çalıştı. Onun Siyasi İşler Danışmanlığı'nı yaptı.
Ölümünün ardından yazdığı bir yazıda Kofi Annan'ın yüksek bir duygusal zekâya (emotional intelligence) sahip olduğundan bahsetmiş Prendergast, 23 Ağustos 2018 tarihli yazısında. Ancak Annan'ın yüksek bir 'istihbarat' (malum, intelligence İngilizce'de aynı zamanda istihbarat anlamına geliyor) bilgisine sahip olmadığı aşikârdı.
Prendergast, Annan ile çalışırken insan hakları ihlalleri ve Darfur'daki etnik temizlik üzerine ihtisas yaptı. 'Etnik temizlik' üzerine çalıştıysa terör örgütü PKK'nın Suriye'deki tek yumurta ikizi PYD'nin bölgedeki etnik temizlik faaliyetleri üzerine de bilgili olması lazım!
ANNAN PLANI'NDA YER ALMIŞ
Prendergast, çözümü zor siyasi/diplomatik konularda arabuluculuk rolünü hayatı boyunca üstlenmiş, ne var ki bu alanda başarı kaydedememiş ya da kaydetmemiş biri. Şurası kabul, hep çetrefil konularda arabuluculuk yapmaya çalışmış. Bu süreçler konusunda, "Yoğun bir yeni süreci vaktinden önce başlatmak sakıncalıdır" diyecek kadar da deneyim sahibi. Bu sözleri, Annan Planı görüşmeleri sürecinde söylemiş. Zaten katıldığı görüşmelerden en önemlileri, Annan Planı'ndan önce ve sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Ankara ve Atina arasında yürüttüğü mekik diplomasisinin tezahürleri idi. Prendergast'ın sonuçsuz kalan en önemli diplomatik girişimlerinden biri, hatta birincisi Annan Planı başarısızlığından sonraki süreçte de başarısız olması. Yani bir anlamda başarısızlığı başarmış olması.
Bu amaçla 31 Mayıs 2005'te Rum Meclis Başkanı ve AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas ile görüştü. Görüşmeden sonra "Hedefler ve endişeler hakkında görüşmeye devam ettik ve bu, iki tarafın niyetinin ve tutumuyla ilgili iyi bir görüntü almanın bir parçasıdır" dedi. Cümleye gelin! Hiçbir şey söylemeyen 'ultra diplomatik' laflar…
Prendergast, bu amaçla Haziran 2005'te de dönemin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'le görüştü. Zaten bu görüşmelerden bir yıl önce 24 Nisan 2004'te Kıbrıs'ta halkoyuna sunulan Annan Planı'na; Kıbrıslı Türkler'in yüzde 65'i 'Evet' derken, Rumların yüzde 76'sı 'Hayır' demişti. Böylelikle Annan Planı rafa kalkmıştı.
Annan Planı sonrası görüşmelerden de istenen sonuç alınamadı. Tıpkı Oslo'da başlayan Çözüm Süreci'nde olduğu gibi… Zaten Türkiye, sürecin yabancı gözetiminde sonuç vermeyeceğini anlayınca İmralı üzerinden de bir süreç yürütmüş, ancak bundan da PKK'nın oportünizmden ötürü sonuç alınamayacağı anlaşıldığında devlet, balyozu eline almış ve örgüte tarihinin en büyük hezimetini yaşatmaya başlamıştı.
Prendergast, ayrıca İsrail-Filistin meselesi üzerine de çalışmış biri. Bu konuda makaleler yazdı. Bir makalesinde İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'yu Oslo I Anlaşması'na uymamakla suçladı. O dönemde İsrail-Filistin görüşmeleri, tıpkı Çözüm Süreci görüşmelerinin Oslo'da başlaması gibi Norveç başkentinde yapılmış ve 20 Ağustos 1993'te sonuçlanmıştı. Sonuçlanmıştı, ama sahaya yansımamıştı.
MİT Başkanı Hakan Fidan'ın Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı iken katıldığı Oslo görüşmeleri Ocak 2010'da başlamıştı. Fidan, 10 Nisan 2010 tarihinde ise İran'ın nükleer programıyla ilgili ABD'deki görüşmelere Türkiye'nin şerpası olarak katıldı. 16 Nisan 2010'da MİT Müsteşar Yardımcılığı'na getirildi, 24 Mayıs'ta da MİT Müsteşarlığı'na atandı.
Bu dönemde İsrail basınında sürekli Hakan Fidan aleyhine haberler çıkıyordu. Hatta İsrail, gözünü öyle karartmıştı ki; Savunma Bakanları Ehud Barak, 1 Ağustos 2010'da Fidan'ın İran'a bilgi sızdırma ihtimali olduğu gibi bir zırvadan bile söz edebildi.
Oslo görüşmelerine ait olduğu ileri sürülen ses kaydı ise 13 Eylül 2011'de internette yayınlandı. Bunun üzerine şimdilerde göçmenlere on kat pahalı su satmaktan söz eden Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan (O dönemde CHP Bolu Milletvekili idi) Fidan ve MİT'in eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş hakkında şikâyet dilekçesi verdi.
13 Ocak 2012'de DTP'nin Diyarbakır il binasında yapılan aramada Oslo görüşmelerine ait ses kayıtlarının bulunduğu WCAV9L170099 seri numaralı 500 GB kapasiteli hard disk bulundu. Böyle böyle 7 Şubat 2012'de FETÖ Savcısı Sadrettin Sarıkaya'nın Fidan'ı tutuklama girişimine gelindi. Bu girişim, o dönemlerde 'paralel devlet' dediğimiz FETÖ'nün siyasi iradeye uzanması hedeflenen ilk operasyondu.
Toparlarken size Kieran Prendergast ile ilgili son bir bilgi vereyim. Bu gizemli zat, Beyond Borders Scotland adlı NGO'nun (Sivil Toplum Kuruluşu) kurucusu. Bir İskoç olmasına rağmen 'İngiliz devletinin ali menfaatleri için' İskoçya'nın bağımsızlığına karşı çıkmış bir isim. İskoçlara İngiltere'ye bağlı kalın diyen Prendergast'ın, PKK'ya aynı şeyi söylediği şüpheli!
Ancak eğer kendisi gibi ayrılıkçı olmayan bir çizgiye alışkınsa PKK/PYD karşıtı Kürtler'in varlığına da hiç şaşırmaması lazım. Kendisi de ülkesinde aynı konumda çünkü.
Oslo'daki İngiliz aksanlı gizemli kişinin -politik söylemleri de tıpkı aksanı gibi İngilizleşmiş- bir İskoç olduğunu biliyoruz artık. "Bunca yıldan sonra ne işe yarayacak" demeyin. Bilginin bayatı olmaz. Hele de ilk kez ortaya çıkarılıyorsa…