Birinci Dünya Savaşı'nın başarılı savaş uçağı, İngiliz yapımı Sopwith Camel ve İkinci Dünya Savaşı'nın yıldızlarından Britanya- ABD ortak yapımı P-51 Mustang'den bu yana savaş uçağı teknolojisi büyük gelişme kaydetti.
Havacılık anlamına gelen 'aviation' ile 'elektronics' kelimelerinin birleşmesinden oluşan aviyonik (havacılık elektroniği), beşinci nesil savaş uçaklarında radar izini gizleme esasına dayalı hayalet uçuş özelliklerine odaklanmış durumda.
Türkiye'nin perşembe günü ABD havacılık firması Lockheed Martin'den iki adedini teslim aldığı F-35 Lightning II, beşinci nesil savaş jetlerinin en gelişmişlerinden. Teslimat ABD Senatosu'nun itirazlarına rağmen gerçekleşti.
Alınan iki uçak, 13 Türk pilotu ile 225 teknik bakım ekibinin Arizona Luke Hava Üssü'ndeki eğitiminden sonra Kasım 2019'da Türkiye'ye getirilecek. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin toplam 100 adet F-35'i envanterine katması planlanıyor.
Türkiye, F-35 geliştirme projesine 2002 yılında sekiz ülke ile birlikte katıldı. Bu ülkeler; ABD, İngiltere, İtalya, Hollanda, Kanada, Avustralya, Danimarka ve Norveç. 'Üretici' dokuz ülke arasında yer almayan Japonya, Güney Kore ve İsrail de yabancı satışlar kapsamında jetlerden alıyor.
Uçağın birim fiyatı 94 milyon dolar. Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Serdar Demirel'in verdiği bilgiye göre proje, Türk sanayiine 12 milyar dolarlık katkı sağlayacak. Türk firmalarının projedeki rollerini şöyle özetlemek mümkün:
ASELSAN: Uçağın elektro optik hedef sisteminin önemli parçalarını geliştiriyor.
TAİ-TUSAŞ: Orta gövde üretiminde ABD dışındaki tek tedarikçi.
AYESAŞ: Füze uzaktan kumanda ara birimi ve panoramik kabin ekranının tedarikçisi.
Kale Havacılık: Uçak gövdesinin yapısal parçalarını üretiyor.
Roketsan, TÜBİTAK: Stand Off Mühimmatı (SOM) entegrasyonu ve üretimini yürütüyor.
Alp Havacılık: Uçak gövdesinin yapısal parçaları ve iniş takımı bileşenlerinin üretiminde görevli.
HELİKOPTER GİBİ KALKABİLİYOR
F-35; tek pilot ve tek motorlu, hava-yer taarruz, keşif, taktik savunma gibi çok maksatlı görevleri özel tasarımı ve kaplaması ile sağladığı düşük görünürlük özelliğiyle gerçekleştirebiliyor. Uçak, sahip olduğu DAS sistemiyle 360 derece görüş sağlayabiliyor. F-35, ayrıca Link-16 ve MADL haberleşme sistemleriyle tespit ettiği tehditleri etrafında bulunan diğer F-35'lerle paylaşabiliyor.
Sensör füzyon teknolojisiyle EOTS, DAS, radar gibi kaynaklardan aldığı bilgileri birleştirerek, savaş ortamının resmini pilota sunan uçak, bu sayede dost ve düşmana yönelik tanımlamaların daha doğru şekilde yapılmasını sağlıyor.
F-35'in üç ayrı konfigürasyonu var: Geleneksel kalkış ve iniş (CTOL) yeteneğine sahip F-35A, iniş ve kalkış yapabilmek için piste ihtiyaç duyuyor. Kısa kalkış ve dikey iniş (STOVL) yapabilen F-35B, kısa pistlerden kalkış yapabiliyor ve helikopter gibi iniş gerçekleştirebiliyor.
Uçak gemileri için tasarlanmış versiyon (CV) F-35C ise helikopterler gibi olduğu yerden yükselerek kalkış yapıp ve aynı şekilde inebiliyor.
SENATO ŞERHİNE RAĞMEN
F-35'lerin Türkiye'ye teslim edilmemesi için Amerikan Temsilciler Meclisi ve ardından Senato'da bazı girişimlerde bulunulmuştu.
ABD Savunma Bakanlığı'nın Bütçe Yasa Tasarısı'na Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füzesi alması nedeniyle F-35 teslimatı için 'çekinceler' eklenmişti. ABD Senatosu, 716 milyar dolar tutarındaki yasayı onaylamış ve F-35 savaş uçaklarının satışına da şerh düşmüştü.
Uçağı ilk alan ülke, üretimde yer almamasına ve NATO üyesi olmamasına rağmen gizli NATO üyesi gibi iltimas gören İsrail oldu. Elli adet F-35 siparişi veren İsrail, ilk iki uçağı Aralık 2016'da teslim aldı. İsrail medyasına göre şu anda İsrail Hava Kuvvetleri'nde dokuz adet F-35 var.
İsrail böyle kollanırken, Türkiye'nin, üretiminde yer aldığı F-35'leri envanterine katması eşyanın tabiatı gereği. Önümüzdeki aylarda, yıllarda yaşanacak gelişmelerin ABD ile ortak projelerin geleceğini nasıl etkileyeceğini hep beraber izleyeceğiz. Belli ki, beşinci nesil savaş uçaklarının tedariki için 'son nesil' bir diplomasi mücadelesi de yürütülecek.