"Köpek insanı değil, insan köpeği ısırırsa haberdir."
Gazetecilikte 'haber değeri'ni belirleme ilkesinin metaforik bir ifadesi olan yukarıdaki cümle, bu haftanın önemli gündem maddelerinden Vatan Şaşmaz cinayetinin neden bu kadar çok konuşulduğunu izah eder nitelikte.
'Takıntı cinayetleri' olarak tasnif edebileceğimiz sınıfta maktulün kadın, katilin erkek olduğu türden haberlere alışkın olan kamuoyu, bir erkek 'celebrity'nin, bir kadın tarafından soğukkanlılıkla planlanıp eyleme geçirilmiş bir cinayetle öldürülmesine yoğun ilgi gösterdi. (Filiz Aker'in iki ay önce bir mezar yaptırması ve taşına da kendi ismini/doğum tarihini yazdırması, Şaşmaz'ı öldüreceğini daha önce ima etmiş olması ve cinayet ânında eldiven kullanması gibi bilgiler olayın baştan sona planlı olduğunu gösteriyor.)
Bu tür bir kadın şiddeti, insanın köpeği ısırmasıdır çünkü. Öyle ya, katil (Vatan Şaşmaz'ı öldürdükten hemen sonra intihar ettiği için aynı zamanda müntehir) Filiz Aker'in, kurbanına yönelik "Ya benimsin ya toprağın" raddesindeki bağımlılığı, genelde eril bir düşünce olarak kabul edilir. 1989'da işlenen Bergen cinayeti bunun simgeleşmiş popüler örneği haline gelmişti. Şaşmaz olayı ise, bir kadının da bu düşünceyle cinayet işleyebileceğinin simgeleşmiş popüler örneği olmaya namzet.
Olayla ilgili cevabı bilinmeyen en önemli soru, Vatan Şaşmaz'ın -kendisine yönelik takıntısını bildiği- Filiz Aker'in otele davetini neden kabul ettiği.
Daha önce de intihara kalkışan Aker'in, benzer bir tehditte bulunmuş olabileceği değerlendiriliyor. Polisin vardığı bir diğer kanı ise ikili arasındaki 'akçeli ilişkiler'in (Aker'in Şaşmaz'a para verdiği ve geri almaya çalıştığı yönünde iddialar var) bir araya gelmelerine olanak sağladığı. Şaşmaz ve Aker'in 2009 yılında beraber oldukları ve daha sonra ayrıldıkları biliniyor. Aker, bu ayrılıktan bir süre sonra 2011 yılında ilaç içerek intihara teşebbüs etmiş.
Emniyet'in tespitlerine göre ikili, son telefon görüşmesini 30 gün önce yapmış. Olay günü ise telefonla mesajlaşarak buluşmuşlar.
SUÇLAR 'RUHSATSIZ'LA İŞLENİYOR
Vatan Şaşmaz cinayetinde tartışılan konulardan biri, Filiz Aker'in cinayette kullanılan silahla otele nasıl girdiği. Taşıma ruhsatlı silahlarla otellere girilebiliyor. Ama Aker'in ruhsatı taşıma değil, bulundurma. Aker, silahının ruhsatını geçen yıl almış. İkametgâh adresi olarak ablasının Şişli'deki evini göstermiş. Aker'in otele bulundurma ruhsatlı silahla alınmasında bir ihmal olduğu muhakkak.
Polislerin çektiği cinayet mahalli görüntülerine göre Şaşmaz, sırtından dört kurşunla vurulmuş. Katil Aker'in de sağ kulak üstünden bir mermi girişi saptandı. Şaşmaz'ı ve kendini vurduğu tabanca Aker'in sağ elinde kalmış.
Vatan Şaşmaz'ın yerde yatma şeklinden, Aker'le konuştuktan sonra odadan çıkmak üzere kapıya yöneldiğinde ilk kurşunu sırtından yediği anlaşılıyor. Diğer 3 kurşunu ise Aker'in, Şaşmaz'a arkasından iyice yaklaşarak ateşlediği belirlendi. Daha sonra Aker'in yatağa oturduğu ve sağ kulak üzerine bitişik atışla tek el sıktığı saptandı.
Vatan Şaşmaz cinayeti, bireysel silahlanmanın tekraren tartışılmaya başlanmasına da neden oldu. Bireysel silahlanmada sorun, daha ziyade ruhsatsız silahlar. Taşıma ruhsatı olanların çoğu, silah kullanmak şöyle dursun silahın görünmesinden bile çekinirler. Burada ruhsat kaybetme endişesi belirleyici faktörlerden biri. Asıl belirleyici faktör ise 'silah taşıma bilinci/ahlakı'.
Nitekim Türkiye'de işlenen suçların çoğunda (maganda kurşunu dâhil) ruhsatsız silahlar kullanılıyor. İşte oran: Son 10 yılda ruhsatlı silahla işlenen suç sayısı 25 bin 547. Ruhsatsız silahla işlenen suç sayısı ise 159 bin 123. (Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Daire Başkanlığı verileri.) Verilere göre son 10 yılda ruhsatlı silah sayısında da azalma kaydedilmiş. 2005 yılında 102 bin 796 adet silah ruhsatı düzenlenmişken bu sayının 2015 yılında 99 bin 421 olduğu görülüyor.
YA İNTİHAR YA CİNAYET
Öte yandan Filiz Aker'in hayatından bir biçimde geçen herkesin, sıra dışı sonlarla dünyaya veda etmesi de olaydaki 'haber değeri'ni artıran faktörlerden biri. Deyiş yerindeyse anlamlı bir rastlantı eseri Aker'le 'adı anılan' hiç kimse eceliyle ölmemiş!
Misal Filiz Aker'le bir dönem ilişkisi olduğu söylenen 1990'ların ünlü sendikacısı Şemsi Denizer bir cinayete kurban gitti. Türk-İş Genel Sekreterliği ve Genel Maden-İş Başkanlığı yapan 'Yerli Walesa' lakaplı Şemsi Denizer 6 Ağustos 1999'da Zonguldak'taki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmüştü. Denizer'in katili, eski koruması Cengiz Balık'tı. Denizer'in öldürülmeden önce katiline "Kaç para aldın?" diye bağırdığı ve ruhsatlı silahıyla karşılık vermeye çalıştığı halde silahını çekemeden 8 mermiyle vurulduğu belirtilmişti.
Denizer ile Aker'in ilişki yaşadıkları, bir gazinoda düzenlenen galaya birlikte katılan ikilinin fotoğraflarının çekilmesiyle ortaya çıkmıştı. Aker, iddiayı "Aramızda duygusal bir yakınlık olmadı" diyerek yalanlamıştı.
Yine bir dönem Aker'le ilişkisi olduğu yönünde iddialar ortaya atılan OHAL eski bölge valilerinden Hayri Kozakçıoğlu'nun intihar ettiğini de hatırlatalım. Aker'in, Kozakçıoğlu'nun Akatlar'daki dairesinde ablası Eda Eren ile birlikte kiracı olarak kaldığı ortaya çıkmıştı. Dönemin magazin basını, ev sahibi ile kiracı arasında ilişki olduğu iddialarını yazmıştı.
Kozakçıoğlu 25 Mayıs 2013'te Sarıyer'deki villasında intihar etmişti. Aker'in, Vatan Şaşmaz cinayetinde kullandığı marka silahla -bir Smith&Wesson revolver ile- kalbine ateş ederek… Filiz Aker'in Vatan Şaşmaz'ı öldürdüğü silah ise 'Lady Smith' olarak bilinen bir Smith&Wesson. O da revolver, yani toplu tabanca. 9,65 çapında beş adet mermi alıyor. Aker, mermilerin hepsini kullanmış. Dördünü kurbanına, son kurşunu kendisine sıkarak…
Vatan Şaşmaz cinayeti, bağımlılığa dönüşmüş bir 'platonik aşk' yüzünden işlendi. Aker'in bunu neden yaptığı sorusunun yanıtı, ruhsal bir rahatsızlığı olduğu hesaba katılarak aranmalı. Katil/müntehirin psikotik bir rahatsızlığının olduğunu görmek için psikiyatr olmaya gerek yok.
Aker'le 'adı anılan' hiç kimsenin eceliyle ölmediğini yazmıştık. Bir başka deyişle Aker'in dokunduğu yanmış! Şemsi Denizer öldürüldü, Hayri Kozakçıoğlu ise intihar etti. Filiz Aker'se hem cinayet işledi, hem de kendini öldürdü. Hikâyenin sonu, Aker'in fırtınalı/sorunlu hayatının âdeta bir özeti.