Casa da Musica: Dünyanın en önemli konser salonlarından sayılan Casa da Musica ünlü Alman mimar Rem Koolhas'ın eseri. Sıra dışı binanın özelliği, ana konser salonunun iki cephesinin camdan oluşması ve konserler sırasında gün ışığının ya da şehrin ışıklarının salona girmesi. Porto'yu gezme planınız varsa, Casa da Musica'dan konser bileti almayı unutmayın.
Livraria Lello: Ne yalan söyleyeyim bir kitapsever olarak Porto'ya gitmek istememin ilk nedeni bu kitapçıyı gezebilmekti. Livraria Lello dünyanın en güzel kitapçıları listesinin üç numarasında. Öyle ben geldim; diyerek girmek kolay değil, saat 10.00'da kapılarını açıyor ve kapıda kuyruklar oluyor. Bilet kesiliyor, sırayla giriliyor. Harry Potter'ın yazarı J.K Rowling Portekizli bir adamla evlenip buraya yerleştiğinde hep bu kitapçıya gelip, Harry Potter için bol bol ilham topladığını açıklayınca, Lello'da kuyruklar başlamış. Kitapseverler için cennetlik bir atmosfer.
Douro nehrinde günbatımı:Yaşanması gereken Porto anlarından biri. Douro boyunca köprülerin altından geçerek, rengarenk Porto binalarını geride bırakırken pembe-mor-beyaz ve mavinin birleştiği gökyüzüne doğru güneşi batırmak (gördüğünüz gibi pek romantiğim)
Sükunet ve yavaşlama denemesi: Yazarken kolay, yaparken zor hareketlerden biri. Yavaşlamak, sakinleşmek, acele etmemek, tansiyonunun sabitlenmesi... zor tabii, ee, bünye alışkın değil ama Portolular alışkın. Her şey sakin burada, her şey akışında. İki günlük denemeye değer sonrası beni zorlayabilir. Ee alışmışız n'apalım.
Değişik lezzetler: Portekiz ve deniz ürünleri Edi ile Büdü gibi ayrılmaz ikili. Deniz ürünlerini kötü pişirene rastlamak mümkün değil ama sadece deniz ürünleri mi? Tatlılarda ve pastane ürünlerinde de pek başarılılar, ha bir de balkabağı reçelleri efsane.