Doğallık önemli tabii.
Her şeyimiz doğal maşallah.
Bir 'doğal' etiketidir almış başını gidiyor. Sadece yediğimiz ürünlerde mi, geçen gün televizyonda kadının biri, saçlar yumurta sarısı, dipler siyah, üzerinde binbir türlü takı, gözünde 'dağılın, benden güzeli yok' hırsı bir kamyon laf salladı karşısındakine.
O konuştukça şaşırdım, üzüldüm, ağzım beş karış açık kaldı. Kadın finalde yan yan gülümseyerek cümleyi patlattı: "Açık açık söyledim, bu kadar da doğalım işte."
Onun 'doğal' olarak sıfatlandırdığı, benim gezegenimde aşırılıklarla, kaynaklarla, öfkeyle şekillendirilmiş can yakma, intikam alma, ne pahasına olursa olsun savaşı kazanma konuşmasından başka bir şey değildi.
Ama doğaldı işte, ne yapsın?
Kendine göre doğal.
Marketteki domates kadar doğal, bir halta yarayacağını zannedip avuç avuç yuttuğumuz bitkisel ilaçlar kadar doğal. İçimizi temizleyeceğini sandığımız itiraflar kadar doğal.
Samimiyet adı altında püskürdüğümüz şımarıklıklar kadar doğal.
Galiba artık yarışmak, ipi göğüslemek adına önüne gelene çelme takmak, vazgeçmek, yarı yolda inmek, çıkarına çıkarımlar yapmak doğal.
Doğal yani bunlar doğal, en doğal.
Sahi unutuvermişim, aslında neydi bu doğal?