Şurada artık anlaşsak da cümleten derin nefes alsak, ayakları uzatıp keyfimize baksak; Adamı belediyenin onayıyla kocası yapan kadın zafer kazanmıyor canlar. 100 kere yazalım hadi. Adamı belediyenin...
Bazı ortam kaşıyıcıları çakması sahicisi fark etmez aşksal üçgenlere bayılıyor.
Geride kalanın ünlü ve güzel bir kadın olması ise tatminsiz, ilişkisiz, kıskanç, boşlukta ve yoklukta sağa sola sallanan erkeklerin ve kadınların yüreğine sular serpiyor.
İlişkisi bittikten hemen sonra eski sevgilisi bir başkasıyla evlenen kadın kendini esasen perişan etmiyor.
Mesela onun elinde kocaman "Aslında beni seviyor" kartı duruyor ya da tam tersi "Ne hali varsa görsün bana ne, istesem ayrılmazdım zaten" pankartı.
Kadınlar her daim kolay yırtıyor, gol öyle de böyle de erkeğin kalesine giriyor.
Biriyle yıllarca beraber olup da finalde evlenmeyen kadını bir halt becerememiş kadın zannediyorsunuz ama ilişkilerin esas sistemi böyle yürümüyor.
Tükenen tükenmeden, toplanan puanlar toplanmadan, kaybedilen canlar kaybedilmeden başka levellara atlanmıyor.
Aramızda kalsın ama evliliğe boşuna 'final' denmiyor.
Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi cereyan etmiyor. Çoğu zaman ne âşık âşık, ne üzgün üzgün, ne kıskanç kıskanç, ne de yalnız yalnız aslında. Kalbinden geçeni saklayanların gösterisi bu.
Hepsi ezberden oynanan bir oyun. Zaten sorun burada başlıyor.
Kimse kusura bakmasın ama el ele yürününce 'yılın aşkı' olunmuyor. Yılın aşkı ne lan? Bir yıl bu kadar aşkı kaldıramaz.
Sokaklarda yalnız ve sinirli görüntülenen kadın 'yılın mağduru' olmuyor. Belki de yılın 'en şanslısı' o. Belki de sinirlendiği burnuna sokulan kameralar, uydurma bilgilerle ille de cevap istenen sorular.
Cevap vermezsen, acıların kadını ilan ediliyorsun. Hırsları sağ olsun.
Şunu da eklemeden geçmeyelim değil mi; her çift 'aşkla' ve 'aşk' adına evlenmiyor. Evlilik kafası başka kafa, aşk başka. Sizin aşk dediğinize ben 'hoşt' diyorum.
Zaten yüzde doksan dokuz nokta dokuz evlenince tutku, özlem, isteme, çabalama hissi, merak, gizem uzaklara kaçıyor. Düğün ikili ilişkinizin son gününü kutladığınız etkinlik.
Sanırım evlenmek isteyen kızlar kırk üstü yeni boşanmış-sevgilisinden ayrılmış, kapının önüne konmuş adamların etrafında dolansalar bir bilemedin iki ay içinde alyansı takarlar.
Sonrası Bermuda Şeytan Üçgeni. Açık söyleyeyim değmez.
Ha pardon! Ayıp etmek istemem asla! Yıldırım aşk denen bi'şey de var.
Bazen önceki zorlu, kanlı, gözyaşlı, inatlı, çekilmeli ilişkin seni o yıldırıma, o yılmayacaksın sanmalara, o sürpriz evliliklere itekliyor. Yeni ve beyaz sayfa açılabiliyor.
İnsanoğlu aşk sonrası huzur, huzur sonrası kavga, kavga sonrası sevişme, sevişme sonrası itişme, itişme sonrası intikam, intikam sonrası galibiyet, galibiyet sonrası çekip gitme, çekip gitme sonrası ona buna saldırma daldan dala konma sonra yine aşk, sonrası huzur, sonrası kavga vesaire... arıyor. Bu çemberden çıkılmıyor.
Olandan olmayana, olmayandan olana koşuluyor. Seksi nedir? Olmayan!
Necatiler, Nurlar, Nagehanlar... galiba sadece konu kadına ve erkeğe, aşka ya da ilişkiye gelince ahkam kesilmiyor. Kesilince de tez vakitte bir tarafına giriyor.
O yüzden hep beraber biiiiiir ikiii üüüüç TIP!!!!