Twitter'da "Beyaz çizmeden hatta beyaz ayakkabıdan nefret edenler parmak kaldırsın" dedim, sanal parmaklar coştu. Beyaz çizmeden nefret edenler birleşti. Beyaz spor ayakkabı, genel afla konu dışı tutuldu. Hazır ayaktayken beyaz arabalar ve çoraplar da Twitter ahalisinden fırçayı yedi.
Beyaz muhabbeti alıp başını gidince, ben de kendi kendime şöyle dedim "Beyaz havlu, beyaz çarşaf, beyaz kanepe, beyaz tişört de tadından yenmez hani."
Geçen akşam bir taksi şoförü bana dikiz aynasından baktı baktı ve şöyle dedi: "Siz nan na naaa değil misiniz?" dedi. Dedim: "Evet ben nan na naaayım" ve gülmeye başladım, biri de bana sadece "Ayşe" desin şu hayatta, hep bir benzetme, hep birinin adıyla adımı anma hali...
Cuma gecesi Beyoğlu Hayal Kahvesi'nde Kargo-Mirkelam sahne alıyordu, biz de eğleniyorduk. Mirkelam iki kere şöyle dedi: "Albüm çıktı almanıza gerek yok, internette var." Bakınız: gerçekleri kabullenmiş sanatçı açıklaması.
Pazartesi akşamı Ezel'de Ramiz Dayı Ezel'e şöyle dedi: "En iyi soygunlar girerken değil, çıkarken bozulur yeğenim." Biz kızlar da çığlıklar atarak şöyle dedik: "Vayyy, hepimiz Ramiz Dayıyız."
Twitter'da biri "Yatağında yanına baktığında değil, tavana baktığında gördüğündür sevdiğin" dedi. Ben bu laftan çok etkilendim ve günlerdir herkese dedim. Şimdi de diyorum. Eee yazımız da buydu zaten, o dedi, bu dedi, ben dedim.