G20 zirvesindeki fotoğrafa dikkatli bakın. Küresel kriz altında ezilen dünyayı ayağa kaldırmasını beklediğimiz liderlerin fotoğrafı... Bu köşede pek çok kez yeni dönemde "ülkelerin en büyük avantajının sorunları çözebilecek bir liderinin olması" diye yazdım. Maalesef pek çok ülkede sorunların çözümü sadece merkez bankası başkanlarına bırakılmış gibi duruyor.
G20 fotoğrafı ise bize bu konuda ne kadar avantajlı olduğumuzu gösteriyor. Dünyanın tüm liderleriyle diplomasi halinde, barışı konuşan ve başta tahıl koridoru nedeniyle teşekkür edilen bir lideri var Türkiye'nin. Bundan önceki pek çok G20 zirvesinde Erdoğan'ın mesajları dikkat çekiciydi. Sessizlerin sesi olmayı seçtiği için. Emekçinin, işçinin, dünyanın bir köşesinde unutulmuş fakirin sesini hep Erdoğan taşıdı 20 büyük ülkenin gündemine.
Endonezya'da da enerjiden sonra dünyanın zorlanacağı bir başka konuyu gündeme getirdi. Gıda... Güvenlik, ticaret, savunma, enerji, teknoloji alternatifi olan konular... Ama açlık insanlığın korkulu rüyası. Türkiye bu içinde bulunduğumuz küresel kriz döneminde bu konuyu çok önemsedi. Erdoğan da hep altını çizdi. Enflasyon var, maalesef ürün pahalı ama raflarda ürün eksikliği, gıda yoksunluğu yaşamıyoruz. Erdoğan zirvede herkesin ilgi gösterdiği, teşekkür ettiği liderdi. Bunu dünyanın bu kritik sorununa dikkat çekerek kullandı: "Dünya, buğday, ayçiçeği yağı ve mısırda olduğu gibi pirinçte de kriz yaşanması ihtimaliyle karşı karşıyadır. Dünya gübre piyasası da süratle istikrara kavuşturulmalı. Aksi takdirde, önümüzdeki yıl daha büyük bir gıda krizi yaşayacağız."
Erdoğan bir gıda krizi olasılığını da engelleyebilecek en önemli lider olduğunu zaten tahıl koridoru konusunda da gösterdi. "Tahıl anlaşmasının devam edeceği kanaatindeyim. Putin ile görüşeceğiz. Gübre ve amonyak nakliyatını da görüşeceğiz" sözlerine Kremlin'den de anlaşmanın uzatılması için yoğun çalışma olduğu, Erdoğan ve Putin arasında kısa süre içinde görüşme olabileceği mesajı geldi. 2022 yılında sona yaklaşıp 2023 yılına hazırlanırken, dünyanın fotoğrafı maalesef pek iç açıcı değil ama çözüm sağlayabileceğine inandığınız bir liderin olması büyük avantaj.
***
ALTIN GÜNÜ YERİNE BORSA GÜNÜ
Bugünlerde herkesin gündeminde Borsa İstanbul var. Endeksin geçen yıldan bugüne kazancı %180'i buldu. Bir aylık kazanç %31. Bankacılık ve sınai endeksinin yıllık kazancı %171, sınaide aylık kazanç %36. Bist ulaştırma endeksi yıllık %413 primli. Bazı hisselerde aylık kazanç %170, yıllık kazanç %1850'ye ulaşıyor. Dünyanın hiçbir borsasında böyle bir kazanç olmadığı gibi yatırımcı için de altın, mevduat ve döviz karşısında alternatiflerine fark atan bir enstrüman olarak öne çıkıyor. Hal böyle olunca kadınların altın gününün yerini de borsanın aldığını duyuyorum. İki kadın bir araya geldiğinde artık hisse konuşur oldu. Bu durum bir yandan borsa açısından iyi bir havanın yakalandığını gösteriyor ama bir yandan da yatırımcı için finansal okuryazarlığın önemini arttırıyor. Çocuklarının isimlerine göre hisse seçmek ya da bir hisse yükseliyor diye hep yükseleceğini zannetmek büyük hayal kırıklığı yaratabilir. Hayatında hiç hisse senedi almamış olanlar hisse almak için tavsiye peşinde koşuyor. Açıkça söylemek gerekir ki evinizi satarak, kredi çekerek hisse almak büyük yıkımlar da getirebilir. Burada güveni korumak için Borsa İstanbul'a da iş düşüyor. Vatandaşı bilinçlendirmek için halk günleri düzenlemek, basit seviyede finansal okuryazarlık kursları vermek belki yeni yatırımcıyı manipülatörlerin eline düşmekten korur.