Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÖZLEM DOĞANER

Türkiye’nin Yüzyılı’nı yerel yönetimler inşa edecek

Bir ülkenin büyümesi ve kalkınması önce yerel yönetimlerin çağa ayak uydurması ve vatandaşı kucaklamasıyla başlıyor. Altyapı çalışmalarından ulaşım modellerine, dijitalleşmeden spora, turizmden inovasyona Türkiye'nin dört bir köşesinde atılan adımları, A Haber'in düzenlediği ve yoğun katılımın olduğu 21. Yüzyıl Belediyeciliği Yerel Yönetimler Zirvesi'nde dinleme fırsatı bulduk. Anlatılanlar Türkiye'nin değişimine yerel yönetimlerin nasıl imzalar attığının bir göstergesi ama daha da önemlisi gelecek planları... Aslında yerel yönetimlerin tüm hedefleri Türkiye'nin Yüzyılı'nın da yapı taşlarını oluşturacak.
Zirvede konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, sadece ulaştırma sektörüne yapılan yatırımın üretime 10 kat, milli gelire 6 kat etki sağladığını söyledi. "183 milyar dolarlık yatırım karşılığında 1 trilyon 138 milyar dolar üretime etkimiz olmuş. Bu yatırımlar sayesinde 1 milyon kişiye de istihdam sağlıyoruz. Bundan sonra da büyük hedeflerimiz var. 2053'e kadar 197 milyar dolar yatırım yapacağız. 28 milyon istihdam sağlayacağız" dedi.
Elbette kentleşme kadar kırsal kalkınmanın da büyük önemi var. Ama dünyanın giderek şehirleştiğini de gözardı etmeden yeni planları yapmak gerekiyor. Bu anlamda dünyanın nereye gittiğini biraz anlatalım. 2011'de dünya nüfusunun %50'si şehirlerde yaşıyordu. 2030'da nüfusun %60'ı, 2050'de ise %70'i şehirlerde yaşayacak. 2050'ye kadar 1 milyar yeni konut yapılacak. Şehir içi yolcu taşımacılığı 2050 yılına kadar %60-70 oranında artacak. Dünya genelinde pandemi nedeniyle toplu taşıma sistemleri yolcularının %80'ini kaybetmişti.
Şehirler dünya üzerinde %2 oranında yer kaplıyor. 2030'da bu oran %10'a çıkacak. Bunun için 1.2 milyon kilometre biyoçeşitliliği olan alanın şehirleşmesi gerekecek. Şehirlerdeki GSYİH'nın %44'ü şu anda biyolojik çeşitlilik ve doğa kaybından dolayı risk altında. Dünya genelinde 21 ülkeden 600 milyon insan susuzlukla karşı karşıya. 2030 yılına kadar yaklaşık 700 milyon insan yoğun su kıtlığı nedeniyle yerinden edilecek.
2020 yılında dünya çapındaki uluslararası göçmenlerin sayısı 272 milyondu. 2050'ye kadar ise bu göçlerin 200 milyondan fazlası iklim değişikliği nedeni ile gerçekleşecek. 2030'da enerji üretimi %33, 2050'de ise %50 artacak. 2050 itibarıyla elektrik üretiminin neredeyse %90'ı yenilenebilir kaynaklardan oluşacak. Türkiye ise 2021 yılında yenilenebilir enerji üretiminde Avrupa'da 5., dünyada 12. sırada yer aldı.
Türkiye'de 2020 yılında 30,9 milyon tonu tehlikeli olmak üzere toplam 104.8 milyon ton atık oluştu. 2020 yılında belediyelerde 32.3 milyon ton atık toplandı. Çöplerin %55'i ise gıda atığından oluştu.
Dünyada 2000 yılında %6,4 olan internet erişim oranı, 2020 yılında %60'a ulaştı. 2030 yılında ise dünya nüfusunun %90'ından fazlası internete erişebilecek. 2020'de 6,4 trilyon GB veri üretildi. 2030'da yaklaşık bu değerin 10 katı veri, 2050'de ise en az 1.000 katı veri üretilecek.
Bu yeni yüzyıla baktığınızda her ne kadar dijitalleşme ve teknoloji öne çıkıyor gibi görünse de en değerli kaynak, insan kaynağı olacak. Bugün Türkiye'nin nüfusunun, %26.9'u çocuklardan, %49.9'u kadınlardan, %9.7'si yaşlılardan oluşuyor. Engelli nüfus oranı ise %13. Dünyaya baktığımızda nüfusun %15'i engelli, %9.8'i yaşlı ve %30'u çocuk. 2030 yılına kadar 60 yaş ve üzeri kişilerin %46'sından fazlası engelli olacak. 2050'de 60 yaş ve üzeri 3 katına; 80 yaş ve üzeri 5 katına çıkacak.
Yani planlarımızı yaşlanan bir dünyada diri ve üretken kalmak üzerine kurmamız şart.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA