1985 yılında Sydney Pollack'ın yönettiği Meryl Streep ve Robert Redford'un başrollerini paylaştığı Out of Africa filmi Türkiye'de Benim Afrikam ismiyle gösterilmişti. O filmle, dünyanın batısı Afrika'ya sömürgecilik dışında, maceraya çıkılacak kıta olarak bakmaya başlamıştı. Hatırlayın kemikleri sayılan fakir çocuklar, safariler ve futbol pazarına köle misali satılan gençlerden başka neydi Afrika? Değişime gözlerini kapayanlar bugün Afrika'ya da hala aynı gözlüklerle bakıyorlar.
Yazmasam olmazdı. Sırf muhalefet yapmak, önüne ne gelirse eleştirmek için yaşıyor ki bazıları, "Erdoğan neden Afrika'ya gitti?" diye kendilerinden geçtiler. İnanılır gibi değil. Oysa bu geziyi Afrika'nın en büyük sömürgecisi Fransa, ABD hatta tüm Avrupa ve Çin de yakından takip etti. Hem de "Türkiye Afrika'da gücünü arttırıyor" korkusuyla.
Bilmeyenlere anlatalım. Afrika dünyanın hem ekonomi hem de nüfus olarak en hızlı gelişime açık bölgesi. Dünyanın önündeki iki büyük krize karşı, yani enerji ve gıda konusunda, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle inanılmaz fırsatlar barındırıyor. BM'nin Dünya Nüfus Tahminleri Raporu'na göre, dünya genelinde 7,6 milyar olan nüfus, 2030 yılında 8,6 milyara, 2050 yılında 9.8 milyara ve 2100 yılında 11.2 milyara ulaşacak. En büyük nüfus artışı Afrika'da olacak. 2050'ye kadar dünya nüfusuna 2.2 milyar insanın eklenmesi bekleniyor. Bunun 1.3 milyarı Afrika'dan. Yüzyılın sonunda, Afrika'nın sadece genç nüfusu Avrupa'nın beklenen toplam nüfusunun iki katına çıkacak ve dünya gençliğinin neredeyse yarısını temsil edecek.
Afrika şu anda 25 yaşın altındaki nüfusun yaklaşık % 60'ına sahip ve dünyanın en genç kıtası. Dünya mineral kaynaklarının yüzde 50'sini barındırıyor. Buna karşın dünya ticaretinden aldığı pay yüzde 3.2. 2000'den bu yana Sahraaltı Afrika ekonomisi reel olarak iki kat, dolar cinsinden ise dört kat büyüme kaydetti. Gelecek tahminlerine göre Afrika'nın ekonomik varlığı 2027 sonunda yüzde 34 artarak 3,1 trilyon dolara ulaşacak. Dünyanın en büyük ikinci altın üreticisi olan Güney Afrika, aynı zamanda elmas, manganez, platin gibi yeraltı kaynaklarıyla da zirvede yer alıyor. Nijerya ise kıtanın en büyük petrol ihracatçısı ve en büyük doğal gaz rezervlerine sahip ülke konumunda. Önümüzdeki yüzyılda nüfusu 3 katına çıkarak dünyanın en kalabalık 3. ülkesi olacak.
Afrika'ya dostluk elini uzatan Türkiye'nin bugün 43 ülkede büyükelçiliği bulunuyor. THY 39 ülkede 61 destinasyona uçuyor. THY ilk seferleri yapmaya başladığında uluslararası havacılık arenasında "çılgınlık yapıyor" diye karşılanmıştı, bugün hepsi rekabet etmeye çalışıyor. Türkiye son 20 yılda öyle bir Afrika açılımı gerçekleştirdi ki Erdoğan 30 Afrika ülkesine gitti. Yıllarca sömürüp, zenginliklerinden yararlanıp bu zengin kıtayı fakirliğe mahkûm edenlere karşı yatırımlardan, işbirliğinden, ekonomik bağımsızlıktan bahsetti. Hatta en son dünyadaki aşı adaletsizliğine karşı Afrika'ya aşı bağışlanacağını açıkladı. Yani Erdoğan, "Dünya 5'ten büyüktür" sözünü icraatıyla da güçlendirip dünyanın ekonomik adaletsizliğine karşı bir duruş sergiledi. Şimdi buna dışardan tepki gelecektir de. Hani her sözleri adalet, barış, kardeşlik olan içeridekilerin sorunu ne? Onu anlayamıyorum.