Turizm sezonu başlarken Rus heyetin incelemelerde bulunduğu tarihte Antalya'daydım. 40 milyar dolar gelir beklerken geçen yıl 11 milyar dolara sevinmek zorunda kaldığımız turizmde pandemiyle ikinci yılımızı yaşıyoruz. Bu yıl tablo 2021 yılından daha iyi olacak gibi görünüyor ama yine de istediğimiz seviyelerde değil elbette. Kısıtlamaların da etkisiyle sezon 1 Haziran'da başladı. Ukraynalılar ve yerli turist ağırlıkta. Moldova, Kazakistan, Almanya ve Kiev üstünden gelen Ruslar da dikkat çekici yoğunlukta. Bugünden itibaren o beklenen Rus turistin gelişiyle tekrar turizm heyecanı başlayacak gibi görünüyor.
Pandemi öncesine bakalım. Türkiye, Dünya Turizm Örgütü verilerine göre 2019 yılında 52.5 milyon ziyaretçi sayısıyla dünya altıncısı oldu. Gelir olarak bakınca 34.5 milyar dolarla 13. sıradayız. Dünyada bu kadar önemli bir turizm ülkesiyken Rus heyetin otellerde çay tabaklarını incelediği bir fotoğraf tabii ki hoşumuza gitmiyor.
Pandemide ihracatta dönüşümü gerçekleştirmeye başladık. Hem pazar çeşitliliği hem de katma değerdeki artış en büyük ticari partnerimiz AB'nin tüm kan kaybına rağmen gerçekleşti. Turizmde de tüm kısıtlamalar bize değişim fırsatı sağlıyor. Yelpazeyi genişletmek, gelir artırıcı projeleri hayata geçirmek, turizm bölgelerini tekrar ele almak için fırsat.
Nirvana Otelleri Ceo'su Korhan Alşan ile sohbet ettik. Alşan diyor ki "Antalya çok önemli bir turizm merkezi. Ruslar'ın kararlarına bağlı olmamamız lazım. Turizmin ülkeler bazında da çeşitlendirilmesi gerekir. Turizm Bakanı Ersoy'un bir süredir uğraştığı bölgesel tanıtıma daha fazla hız verilmeli.
Charter turizminden tarifeli turizme geçmemiz lazım. Otellerin dışında şehirlerimizin de turistin gezmek istediği cazibe merkezi olması gerekir."
Alşan, turizmin deneyimli isimlerinden biri. Nirvana otelerinin sahibi Kilit Holding ise 18'i Antalya'da sahip olduğu 20 otelle turizmin önemli yatırımcılarından biri. Turizmde böyle deneyimli isimlerin dertlerinin, otellerinin doluluğu değil de Türkiye'nin hakettiğine ve potansiyeline ulaşması olması önemli.
Ne yapılabilir? Örneğin turizm şehirlerini dünyada örnekleri olduğu gibi turizm kurullarının yönetmesi planlamayı hızlandırabilir. Belediye başkanları belediyecilik görevlerini yapsınlar ama yatırımlar yani açılacak dükkandan yapılacak tesise kadar karar bu kurullarda olsun. Böylece sadece otellere teslim edilmiş şehirler ya da herkesin kafasına göre mekan açtığı bölgeler yerine turistin her yerini gezebileceği kimliği olan turizm destinasyonları ortaya çıkar. Gidin bakın, güzelim turizm beldelerimizi otellerin dışında dolaşın. Çok az bölgenin kendine has bir kimliği var. Yan yana 10 tane çantacı, 5 tane derici... Tuhaf ışıklandırmalar, değişik tabelalar. Bunlar bir ihtiyaçtan mı yoksa ilk yatırım yapanın para kazanmasına imrenilmesinden mi açılmış? Bu kadar değerli bir coğrafyada herkesin kafasına göre takılmasının önüne geçilmesi gerekir. Kimi kendi renkli dünyasını yansıtmış kimi belediye başkanının vizyonunu. Bakın Yunan adalarına kim belediye başkanı olursa olsun mimariyi, kentsel dokuyu bozamaz. Fransız Rivierası'nda bir turistik köyde balkonunuzda solmuş çiçek tutsanız ceza alırsınız. Kurallar tamamen turizmin sürdürülebilirliği üzerine inşa edilmiş durumda. Bu nedenle turizm bölgeleri için klasik belediyeciliğin bir kenara bırakılıp kamudan, özel sektörden hatta belki marka danışmanlarından oluşan özel kurulların oluşturulması ve tekrar şehirlerin planlanması gerekir.
Hazır pandemi bize bir fırsat sunmuşken turizmdeki dönüşümü de sağlamalıyız. Derdi bu ülkenin geleceği olan tecrübeli isimlerin hepsi bu taşın altına elini koymalı.