Hukuk ve ekonomi reformları ile birlikte Türkiye yeni çağ için yeni bir sayfa açtı. Şimdi bu reformların uygulamalarını takip edeceğiz. Reform metni, dijitalleşme, sürdürülebilirlik, inovasyon gibi çağın kavramlarının hayatımıza ne denli hızla gireceğinin işareti gibi. Yeni dönemde oyun kuruculuğa niyetleniyorsak kuralları yazdığımız gibi ekonominin tüm aktörlerinin de benimsemesi gerekiyor.
Şirketler değişime ayak uydursa da peki buna uygun çalışanlar var mı? Her ne kadar dijital dünyayla hayatımızın her alanına robotlar girecek sansak da insan kaynağı belki de hiç olmadığı kadar değerli olacak.
Sabancı Holding CEO'su Cenk Alper ile konuştum. Malumunuz Sabancı Holding, 2050 yılı sürdürülebilir planlarını hazırladı. Hatta 2021 için 'Sürdürülebilir bir yaşam için, öncü girişimlerle Türkiye ile dünyayı birleştiririz' vaadinde bulunuyorlar. Sabancı Topluluğu'nun 2021-2025 stratejisinde odaklandığı ana başlıklardan biri de "İşin Geleceğine Uyum". Uluslararası bir danışmanlık şirketiyle topluluğun tüm şirketlerinde detaylı bir çalışma yapıldı ve yarın kamuoyuyla paylaşılacak.
Nedir işin geleceği? Alper şöyle anlatıyor: "Pandemide herkes eve gidince 'Uzaktan çalışma işin geleceğidir' gibi bir kavram oluştu. Esnek çalışma, çalışanların hem fiziksel hem ruh sağlığına dikkat etmek, çalışanları yeniden yetkilendirmek aslında işin geleceği. Artık toplumsal etkiyi sıfırlamak için işten çıkarmak iş dünyasının elindeki araç değil. Çalışanlarınızı yeniden eğitmek, onlara yeni yetkinlikler kazandırmak ve işlerinin devamlılığını sağlamak çok önemli. Yeni nesli daha iyi anlamak, çalışma hayatı uzayanlara da tutarlı bir şekilde iş sağlayabilmek önemli. Bir yandan dijitalleşmeye bakabilmek, bir yandan sürdürülebilirliğe bakabilmek işin geleceği. İçinde bulunduğumuz topluma, kadınlara, engellilere, gençlere katkıda bulunmak aslında işin geleceği."
Türkiye'nin en köklü holdinglerinden birinin bu değişim adımları emsal değer taşıyor.
Değişimden kaçabilme şansımız yok. Nasıl değişeceğiz? Artık hem işverenin hem çalışanların bunu planlaması lazım.
***
FİNANSTA YENİLİĞE NE KADAR AÇIĞIZ?
Reform paketinin en dikkat çekici kısımlarından birisi de finansman kaynaklarını çeşitlendirme adımları... Erdoğan'ın bahsettiği yeşil, sosyal ve sürdürülebilir tahviller şu anda dünyada en popüler borçlanma araçları. Büyüklüğü 1.5 trilyon dolara ulaştı. Sadece 2020 yılındaki toplam hacim 500 milyar dolar. Türkiye'de ise şu anda kullanıcı sayısı iki elin parmakları kadar. 4,5 milyar dolarlık bir büyüklük... Bunun 3 milyar doları bankaların çıkardıkları tahviller, bonolar ve kullandıkları kredilerden oluşuyor. Önemli bir potansiyel var ancak Türkiye'de reel sektör bu anlamda oldukça muhafazakâr davranıyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz