Yine not tehditleri havalarda uçuşuyor. Biri alttan alta "indireceğim" mesajları sızdırıp piyasaları manipüle ediyor; biri "negatif izliyorum" diyor. Bir haftada ortaya çıkıyor ki "MB bağımsızlığı" bahaneymiş. Şimdi Türk bankalarına kulp takmaya çalışıyorlar. Peki bu Moody's, S&P ve Fitch uzmanlarının Türkiye'nin 24 Haziran'daki seçimlerini etkilemeye çalışmak dışında başka bir işleri yok mu? Günde iki defa açıklama yapabildiklerine göre yok. Allah'tan bugün tek başına bir parti iktidarda, 24 Haziran'dan sonra da yeni sistemle koalisyon ihtimali kalmıyor.
Düşünsenize İtalya gibi olsaydık. Aylardır hükümet kurulamasaydı. Cumhurbaşkanı, umut bağlanan 81 yaşındaki ekonomiste bakanlık görevi vermeyip kriz çıkarsaydı. Hükümeti kurma ihtimali ya euro karşıtlarının ya da IMF'cilerin elinde olsaydı. Hem de Türkiye'de 2001 krizinin müsebbiplerinden biri olan bir IMF'ci. Avrupa'nın en yaşlı (nüfusun % 28'i 60 yaş üstü) ve en borçlu (kamu borcu 2.3 trilyon euroyu aşıyor) ülkelerinden biri olsaydık. Bize neler yaparlardı, neler?
Peki İtalya'ya ne yapıyorlar? İzliyorlarmış. Sadece "çifte standart" demeyelim. 2011-2012'de not kırarak piyasaları manipüle etmek ve ülke ekonomisini 234 milyar euro zarara uğratmak suçuyla bunlara dava açan ülke hangisiydi? İtalya. Başka söze gerek yok herhalde.