Hükümet hem tüketim hem yatırım açısından art arda adımlar atıyor. Ekonominin tekrar yüksek oranlı büyümeyi yakalaması için tavizsiz bir tavır.
Özellikle 15 Temmuz'un ardından gördük ki - bazılarının zannettiği gibi - düşmanlar "gölge" değilmiş. Hem siyasi hem ekonomik olarak yılmadan çalışmak gerekiyor o nedenle. Yurtta ve dünyada algıyı yönetmek de çalışmak kadar başarının önceliklerinden...
15 Temmuz darbe girişiminin ardından tek ses olup ilk harekete geçen sektör olan gayrimenkul sektörü, çalışmak kadar yaptığını anlatmak için de kararlı. Bu da rakamlara yansımış görünüyor.
Temmuz ile ağustos arasında konut satışında %41'lik bir fark var. Alışverişe çıkar gibi ev alınır mı? Sadece kampanyalar, faiz indirimleriyle açıklanamaz bu. Türk halkı hem ülke ekonomisine sahip çıkıyor hem de darbe girişimi sonrası resmen "Ülkemi terk etmem" mesajı veriyor dünyaya. Yabancıya satış konusunda doğal olarak bir önceki yıla göre bir miktar düşüş var. Ama gayrimenkul sektörünün yeni hedeflerini dinleyince bunun da kısa sürede aşılabileceğini görüyorsunuz. Çünkü, hedef sadece konut satmak değil ülkenin büyümesine de katkı sağlamak.
GYODER Başkanı Aziz Torun ile konuşurken öğrenme şansı buldum. Üst segmentteki projeleri bir araya getirip yurtdışında road showa çıkmayı planlıyorlar. Ve GYODER olarak bir tanıtım fonu oluşturmak için çalışıyorlar.
Torun, "Bu konuda bizim bir ülke politikası oluşturmamız lazım. Çok yoğun tanıtım kampanyalarına ihtiyaç var. Önce ülkeyi, sonra şehirleri sonra da projeleri tanıtmamız gerekiyor" diyor.
Sektör, artık yabancıya konut satışının bir ihracat kalemi olarak görülmesini istiyor. Torun, "Diğer sektörler nasıl ürünlerini yurtdışı fuarlarında tanıtırken ihracat desteklerinden yararlanabiliyorsa biz de yararlanmalıyız. Ekonomi Bakanlığı buna sıcak bakıyor ama mevzuatın değişmesi gerekiyor" diye konuşuyor.
İhracatçı sayılsa da sayılmasa da yılda 4.5 milyar dolarlık yabancıya satış gerçekleştiriyorlar.
İstikrar devam ettiği sürece hedefin Londra örneğinden yola çıkılarak 15 milyar dolarları bulması işten değil.
Hammaddesinin yüzde 80'i ithalata dayalı birçok sektör ihracatçı sayılırken yüzde 90'ı Türkiye'nin taşı toprağı, insan gücü olan sektörün de sayılmasında bir sakınca olmaz herhalde.
Hatta makine, deri gibi gayrimenkul sektörü için de bir tanıtım grubu kurulabilir.