Bayram sonrası yine oldukça sıcak bir gündemin içinde bulacağız kendimizi...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, haftaya Birleşmiş Milletler Zirvesi nedeniyle New York'ta olacak.
Başkanlık yarışının yaşandığı ABD'de 15 Temmuz'dan sonra gördüğümüz fotoğraf değişmiyor bir türlü.
Teröre -FETÖ ya da PYD fark etmiyor- karşı tavrın bir türlü netleşemediğini görüyoruz. Çünkü ABD belirsizlikten fırsatlar yaratmayı iyi biliyor. ABD'nin dış ilişkilerindeki bu belirsizlik yönetimi, ekonomi yönetiminde de var aslında. FED de uzunca bir süredir "faiz artırımı" belirsizliği yaratarak dünya ekonomisini hem oyalıyor hem de istediği şekilde yönlendiriyor. Bu her alandaki belirsizlik ve samimiyetsizlik seçimlere kadar sürecek gibi görünüyor.
Bu nedenle aslında Erdoğan'ın ABD'den çok BM Zirvesi'ne katılan diğer liderlerle yapacağı görüşmeler, siyasetin olduğu kadar ekonominin de gündemi olacak.
Çin'deki G20 Zirvesi'nin hemen ardından bu zirvede de hem 15 Temmuz hem FETÖ ile mücadele hem de Türkiye ekonomisinin sarsılmaz istikrarı bir kez daha dünya gündemine getirilecek.
***
Malumunuz 15 Temmuz sonrası gayrimenkulden tekstile her sektör, çalışmayı memleket meselesi olarak gördü. Hem yeni projelere hayat verdi hem de dünyadaki muhataplarına Türkiye gerçeğini anlattı. Bu toplantılar ne kadar etkili oluyor? Bir kulaklarından girip diğerinden çıkıyor mu anlatılanlar? Biraz Avrupa havası yokladım.
FETÖ'nün algı operasyonlarında, lobicilikte hâlâ gücü olduğu doğrudur.
Çünkü oradakiler de buradan kaçanlar da kurtuluşu onları etkilemekte buluyor.
Ancak bir gerçek var ki Türkiye'de nasıl herkes FETÖ ile isminin uzaktan yakından yan yana gelmesine katlanamıyorsa AB'de de aynı hava esmeye başlamış. Özellikle parlamenterler, işadamları görüşme isteklerine kapıları kapatmaya başlamışlar.
Darbe girişiminden 2 ay sonra yüzlerce toplantıdan sonra AB'deki değişen bu havayı ABD'ye de taşımalıyız.
ABD'nin,
AB'nin samimiyetsizliklerine karşı içinizden geçenin "Kendileri bilir" deyip kapılarımızı kapatmak olduğunu biliyorum.
Ama bu dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmak hedefimizse bunu yapamayız.
***
Son 10 yıla bakın.
Dünyadaki tabloda en dikkat çekici olan şey "belirsizlik." Hedefleri net olanları da belirsiz
bir ortama çekmeye çalışıyorlar.
Nobel Fizik Ödüllü Feynman der ki "Bilim insanları şüphe ve belirsizlikle iş görmeye alışıktırlar. Ben bu deneyimin bilimin ötesinde de genişletilmesi gerektiğine inanıyorum.
Daha önce çözülememiş bir problemi çözmek için kapıyı bilinmeyene aralık bırakmak ve kimsenin bilmediği olasılıklara fırsat vermek gerekir." İşte bu tabloda hedefleri belli olan ve ısrarcı olanlar kazanacak.
Hedefimiz belli ise belirsizlikler bize ancak kazandırır.
Mücadeleye devam.