49 gün sonra Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz da geldi.
Ve dedi ki "Bilmiyorduk. O yüzden geç tepki verdik." Türkiye dünyanın gerçek yüzüyle 15 Temmuz'da tanıştı zaten.
Ama her şeye rağmen ekonomimizi büyüteceksek bu samimiyetsiz dünyayla da ilişki kurmamız gerekiyor.
Birçok ülkede darbe girişimi sürecini anlatan Türkiye İhracatçılar Meclisi bu hafta sonu Türkiye'de görev yapan büyükelçi ve konsolosları ağırladı.
Hem kendi ülkelerine bu süreci doğru anlatmaları hem de ticaret kanallarının iletişimle beslenmesi önemli.
Ama daha önemlisi toplantının Çanakkale'de yapılıyor olması.
Şehitlikleri gezen büyükelçiler, 15 Temmuz ruhunun kaynağını da öğrenmiş olacaklar.
Ülkelerine gönderecekleri raporlara "Dur Yolcu" yazarlar herhalde.

Ekonomi öncelikli
Darbe girişimlerinin önündeki en büyük kalkan ekonomi...
Ekonomi iyiyse halk da arkanızda.
Bakın örneği Brezilya'dan. Latin Amerika'nın en büyük ülkesi krizde. Senato, Devlet Başkanı Rousseff'i azletti. Rousseff "Bu bir darbe" dedi. Latin Amerika ülkelerinin liderleri durumu "ABD darbesi" olarak yorumladı.
Tanıdık izler var.
Ama satır arasındaki şu notu atlamayalım.
Rousseff'in seçmeni "Ekonomimiz kötü" diyerek liderlerinin gidişini kötü karşılamıyor.
Siyasi istikrarı ayakta tutanın ekonomik istikrar olduğu açık.
Türkiye, Çin'deki G20 Zirvesi'nde demokrasisiyle, ekonomisiyle dünyaya ders veren en güçlü konuk...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da en güçlü dosyası ekonomi olacak.
Başbakan Yıldırım açıkladığı hükümetin 100 günlük performansında ekonominin altını çizdi. Diyarbakır'da açıkladığı yatırım paketi de yine bu nedenle çok değerli.
FETÖ ya da başkasını bertaraf etmek istiyorsak ekonomiyi hiçbir zaman ikinci plana atmamamız gerekiyor.
Türkiye ekonomisinde atılan her adım siyasi istikrarın da altını çizecek.