Türkiye ekonomisi için yapılacak en kalıcı reform terörle mücadelede elde edilecek başarı...
Bir yandan terörle mücadeleye ayrılan kaynak ülkeye kazandırılacak bir yandan da güvenlik nedeniyle etkilenen sektörler hızla atağa geçecek.
Bunun en önemli adımlarından biri de Fırat Kalkanı Operasyonu...
Terörü evinde vurmak, bir anlamda ekonomiye de kalkan olacak.
Tek vücut olmuş Türkiye'nin tavrı net... Aslına bakarsanız başta sosyal medya olmak üzere birçok alanda sulandırılmaya çalışılsa da bu tavır hep aynıydı.
"Nereden gelirse, kimden gelirse gelsin terör terördür." O yüzden dünyanın neresinde teröre bir kurban verildiyse önce Türkiye sesini çıkardı.
"Biz bu acıyı biliyoruz" dedi.
Oysa kendi başına geldiğinde dünyayı ayağa kaldıranlar çoğu zaman teröriste "terörist" bile diyemedi. Hatta kendi üniformalarını çıkarıp onların paçavralarını bile giymekten yüksünmediler.
Darbe girişimini anlamaları için bile "anlatmak" gerekiyorsa zaten söz de tükeniyor.
Türkiye, Suriye operasyonuyla eskilerin deyimiyle "kendi göbeğini kendi kesmeye" kararlı olduğunu gösteriyor.
Sivrisinek üreticilerine "Bataklık kurutmaya geldim" diyor.
Bakın bu kendi ürettikleri sivrisineklerin artık sıtmaya çevirdiği dünyada terörizmin maliyeti giderek artıyor.
Bir araştırmaya göre son 15 yılın en yüksek düzeyinde... Küresel şiddetin dünya ekonomisine getirdiği yük 14,3 trilyon dolar. Yani dünya milli gelirinin yüzde 13,4'üne ulaşıyor.
Terörün Türkiye'ye 30 yıllık maliyeti 1.2 trilyon dolar olarak ifade ediliyor.
IMF araştırmasına göre Türkiye, teröre en çok maruz kalan 122 ülke arasında 7. sırada. Bu yüzden her yıl alabileceği uluslararası yatırımın dörtte üçünden mahrum kaldı.
Yani terörün yarattığı etki olmasa Türkiye, toplam 378 milyar dolar daha doğrudan yabancı yatırım çekebilirdi.
Bu tabii terörün görünen maliyeti. Bir de içimize sızmış FETÖ gerçeği var. Oraya giden kaynağı şu anda hesap edebilmek zor.
Çünkü sadece organik bağı olan şirketler söz konusu değil.
Bir de çıkar elde etmek için, kamu ihalelerini kazanabilmek, yurt dışında yatırım fırsatları elde edebilmek için bağış yaparak itibar kazandığını düşünen şirketler var.
50 milyar dolarlık bir yapı varsa karşımızda bu da terörün maliyetine yazılmalı.
Kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyen, F.G. yazılı "özel hediye" saatleri itibar nişanesi olarak gören ama devir değişince "kandırıldık" diyen bu kesimin ülkesine kazandıracakları da vardır herhalde.
Yani terörle mücadele sadece gider azaltıcı değil, gelir artırıcı da bir reform olacak.
Sadece maddi kaynak değil bir de insan kaynağı olarak bakın. Kaybedilen canların maliyeti tarifsiz elbette.
Geleceğimizi, bu dünyanın çocuklarını katlediyorlar.
Bombaları oyuncak gibi verip çocukların eline, yaşıtlarını öldürtüyorlar.
Fırat Kalkanı ile başlayan bu yeni dönem, geleceğimizin yaşaması, refah içinde yaşaması için de önemli bir adım olacak.
Bu yaz yıkamadıkları Türkiye, sonbaharda bölgesinin en belirleyici gücü olmaya doğru ilerliyor.
SADECE BİR KÖPRÜ DEĞİL
Darbeye, teröre kafa tutan bir halkın "en zor yazı" olarak tarihe geçecek 2016'da açılan 2. büyük köprü...
İstanbul'un 3. Köprüsü...
Tarih "Yeni Türkiye" hikayesini yazdığında "acıya umutla direnenler" yazacak şüphesiz. Güçlü Türkiye inancını kaybetmeyenlerin köprüsü çünkü bu.
Nihayet vatan sevdası paydasında buluşan bir neslin, bugünden geleceğe, mutsuzluktan cesarete köprüsü...
"Bu topraklardaydık" dedirtmeye çalışanlara inat, "Hep bu topraklardayız"a köprü..