Bütün dünya Biden aklının 3'üncü dünya savaşını çıkarıp çıkarmayacağıyla uğraşırken, CHP'liler de birbirini yemekle uğraşıyor.
Üstelik bir iki cephede değil, 4-5 cephede birden "yeme savaşı" sürüyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, genel başkanlığı elinde tutmak için hem eski başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na hem de kendisini o makama getirdi diye başında Demokles'in kılıcı gibi sallanan Ekrem İmamoğlu'na karşı "dik" durma savaş veriyor. Bu yüzden de siyaset üretmeye vakti yok.
İmamoğlu ise "Değişimi ben başlattım, siz nereden çıktınız?" havasında hem Özel'e hem de bugüne kadar siyasi risk üstlenmeden siyaset yapan Mansur Yavaş'a karşı diş biliyor ve onları durdurmak için her yolu deniyor.
Mansur Yavaş'ın durumu da farklı değil. O, esas hedefinin İmamoğlu olduğunu biliyor ve onun hanesine artık yazacak hiçbir çabanın içine girmiyor. En son kendisine yönelik Saraçhane medyasının yaptığı saldırılara karşı da ciddi bir hazırlık içinde. Harekete geçerse ortalık toz duman olur.
Kılıçdaroğlu'na gelince... O arkadan "hançerlendiği" duygusuyla hepsinden nefret ediyor ama ilk hedefe koyduğu isim CHP'nin en zayıf halkası Özel oldu. Döne döne ona saldırdı, hatta dolaylı biçimde de olsa "Sarayın adamı" algısını yaydı.
Bu tablo doğal olarak zayıf halka Özel'i zorladı. Bu yüzden Özel, başlangıçta kendine özgü "normalleşme" siyaseti izlerken artan baskılar sonucu hem İmamoğlu'na hem de DEM'e teslim olan bir siyaseti seçerek agresifleşti.
İmamoğlu da bu fırsatı kaçırmadı ve bir kez daha kendisine sığınan Özel'i avucunun içine aldı. Artık her dediğini yaptıracak noktadaydı. Bir süredir CHP kulislerinde bu konu çok konuşulmaya başladı. Denilenlere göre İmamoğlu ile Özel, İstanbul'da buluşmuş ve bu buluşmada iki önemli karar alınmış.
İlki, bu ikilinin artık Kılıçdaroğlu'na karşı açık tavır almaları kararıydı. Bunu da Kılıçdaroğlu'nun, bugün başlayacak olan mahkemesiyle ilgili attığı, "Safları sıklaştırın..." tweet'ine İmamoğlu'nun verdiği sert tepki ortaya koydu.
Kılıçdaroğlu'nun "Safları sıklaştıralım" çağrısına "hançerci" İmamoğlu neredeyse bütün CHP'lileri öfkelendiren bir tepki verdi: "Bizim safımız belli, bu milletin yanı..."
Bir anda ortalık karıştı. CHP içindeki "Kemalciler" isyan hareketi başlattı. Bir CHP'li şöyle diyordu: "İnsan bu kadar vefasız olmamalı. Kemal Bey, İmamoğlu'nun davası için her türlü desteği verirken o hainlik etti."
Eski Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu da Kılıçdaroğlu'na sahip çıkarken hedefinde İmamoğlu vardı: "Senin yoluna taş koyan alçaklara, sırtından hançerleyen hainlere gövdemizi siper edeceğiz."
Kavgaya bir ucundan Mansur Yavaş da katıldı ve mahkeme salonuna gideceğini açıklayarak İmamoğlu'ndan farklı bir tavır koydu.
Anlaşmanın ikinci maddesi çok daha vahimdi. Kulislerde İmamoğlu'nun ikili görüşmede Özel'den CHP'nin MYK'sında görev yapan birkaç ismi atmasını istediği konuşuluyordu.
"Bu da nereden çıktı?" demeyin, İmamoğlu'nun CHP MYK'sını tamamen ele geçirmek istediği herkesin malumu. İmamoğlu da Özel'in sıkıştığının ve giderek yalnızlaştığının farkında. Bu yüzden hem bir genel başkan gibi geziler yapıyor hem de CHP yönetiminde görmek istemediği Özel'e çok yakın Ensar Aytekin, Burhanettin Bulut, Ali Mahir Başarır ve Umut Akdoğan gibi isimlerin uzaklaştırılmasını istiyordu.
Özel bu talebi yerine getirir mi yoksa oyalama taktiği mi izler bilemem ama bilinen bir şey var ki o da CHP içi savaşın artık bugüne kadar İmamoğlu'na tek laf etmeyen Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasında geçeceği gerçeği. Asıl kirli çamaşırlar o zaman ortaya dökülecek.