Yaz sıcağında turizm ve turizmle ilişkili sektörler ne kadar canlanırsa diğer sektörler de bir o kadar "tatil" havasına girer. O havaya girenlerin başında da siyaset gelir. Gerçi Başkan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, küresel ve bölgesel risklerin artması ve küresel toplantıların yoğunlaşması nedeniyle sürekli hareket halindeler ama iç siyasetin temposu bir hayli düşük.
Meclis çalışmalara ara vermiş, siyasi partiler de ilişkileri en alt seviyeye çekmiş durumda. Partilerin il merkezlerinde muhatap bulmak bile zor. Ama buna rağmen siyaset kulisleri yine hareketli ve tatil falan dinlemiyor. Bazen ortada gerçek bir gündem yoksa bile suni gündemler ortaya atılır ya da tarafların konuşulmaktan rahatsız olmayacağı ama birilerinin de geleceğe dair "pozisyon" hesabı yaptığı kulisler medyaya sızdırılır ve bu da siyasi haber sıkıntısı çeken televizyonlarda bile tartışma konusu yapılır.
Son günlerde CHP'de başlatılan, "Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bir araya gelecek" söylentileri tam da buna benziyor.
Kulisi yazanlara göre, böyle bir ilişkinin nedeni yeni genel başkan Özgür Özel'in AK Parti'yle kurduğu ama sürdürmekte zorlandığı "normalleşme" siyasetine Kılıçdaroğlu'nun çok sert tepki vermesi. Yani "İktidarla müzakere değil mücadele edilir" diye ortaya çıkması. Bu siyasi mücadelede İmamoğlu'nun nerede durduğu ise henüz meçhul. Bu flu duruma rağmen Kılıçdaroğlu'nun, kendisine kurultayda "hançer" saplayan, yerel seçimlerde de kendine yakın hiç kimseyi aday yapmayan iki siyasi aktörden birini seçmesi öneriliyor.
Bu önerinin Kılıçdaroğlu'na iletildiği ama hiçbir tepki vermediği ve sadece dinlediği söyleniyor. Bunun tam tersini, "İmamoğlu ile değil Özgür Özel'le hareket edelim" diyenler de varmış.
Çevresindeki büyük çoğunluk ise iki öneriye de katılmayanlardan oluşuyor.
İKİ HANÇERCİ
Yine kulis yöntemini kullanarak söyleyeyim; Kılıçdaroğlu dönemi CHP'sinin etkili isimlerinden biri, son kulisin belli bir medya tarafından köpürtüldüğünü ileri sürüyor ve şöyle diyordu:
"Kemal Bey, İmamoğlu ile bir araya gelmeyi izah edemez. Hangi gerekçeyle İmamoğlu ile bir araya gelecek? Ortada böyle bir durum yok zaten. İki 'hançerci'den birini mi seçecek? Böyle bir siyaset olmaz."
Daha ayrıntılı bir analizi ise İstanbul CHP'nin tecrübeli isimlerinden biri yaptı:
"Bu kulisin devreye sokulması bir hesaba dayanıyor. Arkasında da İmamoğlu ve medyası var. Çünkü İmamoğlu'nun parti içinde var olan güçlü 'hançerci' imajının düzeltilmesi gerekiyor. İmamoğlu'nun buna ihtiyacı var. Özel'in hükümetle kurduğu diyalog kamuoyunda olumlu bulunsa da parti içinde tepki topladı. İşte bu İmamoğlu için bir fırsat oldu ve devreye birilerini soktu."
Peki kimdi o birileri? Medyada, "CHP'de yönetici olarak görev yapan bir isim" kulis kahramanı olarak sunuldu. Kulislerde genç ve ataklığı nedeniyle adı öne çıkarılan milletvekili Deniz Demir olsa da CHP'lilere göre bu gerçeği yansıtmıyordu. Demir ismi bir örtü olarak kullanıldı. Esas aktörler ise dün Kılıçdaroğlu'na kurultayda İmamoğlu'nu divan başkanı yaptıranlardı. Onların ısrarla Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu'nun birlikte yemek yemelerini istemeleri hayra alamet değildi ve CHP'lilere göre bir "tuzak"tı.
Son sözü de yine o CHP'liye bırakalım:
"Kılıçdaroğlu hesap adamıdır. Bu hesabı bozar diye düşünüyorum. Ama eğer Kılıçdaroğlu o yemeği yerse aç karnını doyurmaktan öteye gitmez ve kendi eliyle hançercisini temize çıkartır."