CHP İstanbul'daki ilçe kongreleri ilin, il kongresi de genel başkanın ve parti meclisinin belirleneceği büyük kurultayın bir provası gibi ve bu yüzden inanılmaz bir kongreler savaşı yaşanıyor. Ön planda görünen iki grup var: "Genel merkezciler ve değişimciler..." Yani kongrelere de seçim öncesinden başlayan "Kemalci-Ekremci" kavgası damgasını vuruyor.
Geçen hafta sonu bu kavganın çok sert yaşandığı İstanbul'un Bakırköy'den Çekmeköy'e uzanan birçok ilçesinde kongre yapıldı. CHP dışındaki partiler bile nasıl bir sonuç alınacağını merak ediyordu. Daha çok da İP Genel Başkanı Meral Akşener, "Fatih"inin zaferini bekliyordu.
O merakı ilk giderenler ise başta Halk TV ve Odatv olmak üzere İmamoğlu medyasıydı. Daha neyin ne olduğu belli olmadan harekete geçip zafer ilan ettiler:
"İstanbul seçimlerini değişimciler kazandı."
Peki gerçek böyle miydi?
CHP kongrelerini yakından izleyen, hatta çıkan sonuçları az çok öğrenen biri olarak tebessüm etsem de gerçeğin tersyüz edilmesine şaşırmadım. Şaşırmadım; çünkü İmamoğlu ve medyası her konuda böyle algı operasyonu çekmeyi siyasi bir başarı zannediyor. Oysa ortaya siyasi bir aks koyamadıkları gibi "delege avı" konusunda da başarısızlar. Dahası kiminle dans ettiklerinin bile farkında değiller.
Karşılarında CHP'yi dizayn etmiş, deve dişi gibi siyasi aktörleri elimine etmiş, HDP ile İyi Parti'yi, ırkçılık noktasına gelmiş Zafer Partisi'ni bir araya getirmiş, hatta CHP'lilere FETÖ'cülükle itham ettikleri siyasi aktörlere oy verdirmiş bir Kemal Kılıçdaroğlu vardı ve onunla dans etmek kolay değildi.
İstanbul ilçe kongrelerinde bu farkı çok daha net gördük.
Kongresi yapılan 12 ilçenin büyük çoğunluğunu "Kemalciler" kazandı. Mesela, İmamoğlu'na yüksek sesle itiraz eden Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu'nun delege olmaması İmamoğlu medyasını sevindirmiş ve manşet atmışlardı. Oysa Bakırköy İlçe Kongresi'ni kazanan, Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre'nin ekibiydi ve Kerimoğlu da Emre ile siyaseten anlaşamadığı için baştan delege olmayacağını açıklamıştı. Çekmeköy'de de Battal İlgezdi'nin listesi kaybetmişti; ama kazanan yine "Kemalci" Abdullah Der'in ekibiydi. Anlayacağınız yarışan iki liste de "Kemalci"ydi.
Benzer bir şey Esenyurt, Avcılar, Silivri, Çatalca ve Büyükçekmece'de de oldu. Bazen başkanlar farklı olsa da delegeler ağırlıkla "Kemalci"ydi. Bu arada ilginçtir İmamoğlu medyası nedense, 40 yıldır Büyükçekmece'yi yöneten belediye başkanı Hasan Akgün'ün delege olamamasına hiç değinmedi.
Ekremcilerin açık kazandığı tek ilçe ise Başakşehir'di. Başakşehir''de İBB otobüslerinin meşhur "ihalecisi" Özgür Karabat'ın ekibi kazanmıştı.
Bu kongrelerde kafaları karıştıran asıl güç odağı ise güce göre rota değiştirme hesabı yapan siyasi aktörlerdi. Bunların en başında da Erdoğan Toprak geliyordu. Toprak, Beşiktaş ve Bağcılar kongrelerini kazanarak pazarlık gücünü bir hayli artırdı. Genel merkez kendisinden yana görse de Toprak'ın asıl niyetini kurultayda göreceğiz.
İkinci sırada da Oğuz Kaan Salıcı ve Canan Kaftancıoğlu ekibi var. Gerçi onlar "Kemalcilerle" hareket ediyor; ama güç için özel çaba harcadıkları da bir gerçek.
Bu tabloya bakınca CHP'nin parti içi güç savaşlarından yara almadan çıkma ihtimali yok. Çıtayı yükseltip genel başkanlığa aday olduğunu açıklayan İmamoğlu'nun durumu daha da vahim.
Hiçbir şey olmamış gibi kös kös geri dönüp İBB başkanlığına aday olması da, riske girip genel başkanlığa yürümesi de zor. Siyasi derinlik olmayınca havaya girilse de lider olunmuyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz