CHP'de klasik deyimle kılıçlar çekildi ve nihayet iki taraf da fikrini açık etti. İki taraf da "değişimde" ısrar ediyor ve bunu da "samimiyetle" dile getiriyordu. İnanıyorlardı yani.
Biri, "Sen gidersen değişim olur" derken öteki, "Ben zaten değiştim ve her şeyi de değiştirdim" diyordu.
Nedense, CHP'liler de sanki bu iki siyasi aktörü hiç tanımıyorlarmış gibi "büyük bir siyasi değişim" beklentisi içindeydiler.
Hatta eski CHP milletvekili, gazeteci Barış Yarkadaş hayal kırıklığını "Dağ fare doğurdu" diye duyuruyordu.
Kısaca, CHP'de seçim öncesi yokmuş gibi üstü örtülen Kemal Kılıçdaroğlu- Ekrem İmamoğlu kavgasından söz ediyorum.
Bu kavga daha İmamoğlu İstanbul seçimlerini kazandığı ve "o makama" göz koyduğu gün başlamıştı. Geçmişte CHP içinde bir ayağı da medyada olan "Kemalciler-Ekremciler" kavgasını çok yazdım. Her şey çok açıktı; fitili sonradan ateşleyen isim İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'di. İmamoğlu'nu "Fatih" ilan etmesi, Saraçhane'de "çak" yapması, "kazanacak aday" diye ısrar etmesi boşuna değildi. Bunları da hiç saklamadı.
Zaman zaman biraz mecburiyetten ilan edilen ateşkesler ise göstermelikti.
Nihayet bugün büyük seçim yenilgisi yine CHP'lilerin deyimiyle İmamoğlu'nun CHP içinde gerçek bir "hizip" olduğunu ve siyasi bir hat oluşturmadığını, ikili oynadığını açığa çıkardı.
Ama yine de İmamoğlu kaybettiği hâlde kaybetmemiş gibi davranıyor ve CHP'lileri "değişime davet" ediyordu.
Hem de o makama talip olup başaramayan, cumhurbaşkanlığı yardımcılığı alıp meydan meydan dolaştığı hâlde yenilen bir siyasetçi olduğu halde. Şimdi gözü CHP Genel Başkanlığı'nda ama işi hiç kolay değil. İnanılmaz bir tepki var. Aslında Kılıçdaroğlu'na da tepki var ama o bu konuda tecrübeli ve dayanıklı.
'SİZ ÖNCE KAFANIZI DEĞİŞTİRİN!'
Ayrıca yeni bir siyaset üretmesi, yeni bir şey söylemesi gereken de İmamoğlu'ydu. Ama o yine hiçbir şey söylemeden sadece o makamı istiyordu:
"CHP'de değişim, Türkiye'de değişim, iktidar için değişim sürecine katılımınızı, görüş ve önerilerinizi bekliyoruz..."
Bir CHP'li, "Akıllı bir siyasetçi bu kadar farklı koltuklar için kendini tartıştırır mı? Bence siz önce kafanızı değiştirin" derken, asıl sert eleştiri gazeteci Barış Yarkadaş'tan geldi.
Önce İyi Parti göndermesi yaptı: "Geride kalan 4 yıl İyi Partili görüntüsü verip son yıl ise CHP'liymiş gibi davranamazsın. Kimmiş bu değişimi yapacak kişiler? Niye ortaya çıkıp 'Biz varız' demiyorlar."
Sonra da asıl meramını anlattı: "İmamoğlu'nun bu çağrısı hiçbir sonuç vermez... Çünkü CHP tabanı ile İmamoğlu arasındaki duygusal bağ çoktan koptu."
İSTANBUL KONGRESİ BELİRLEYECEK
Gerçekten de bağ çoktan kopmuş ki, CHP içindeki Kemalci-Ekremci gruplar arasında derin bir kavga var. Daha düne kadar Kılıçdaroğlu'nun gözdeleri Ali Öztunç, Bülent Tezcan, Engin Altay, Veli Ağbaba, Muharrem Erkek gibi isimler grup toplantısına bile katılmadı.
Ama asıl kavga alanı İstanbul... İstanbul'da kongreler süreci başlarken ilginç bir ittifak dikkat çekiyor. Düne kadar birbirlerine karşı sert mücadele eden Canan Kaftancıoğlu-Oğuz Kaan Salıcı ile Battal İlgezdi ve Bülent Kerimoğlu dörtlüsünün ittifak yapıp İmamoğlu'na karşı mücadele edecekleri kesinleşmiş gibi. Bu dörtlüye Erdoğan Toprak'ın da katıldığı biliniyor. Yerel seçimler de yaklaştığı için diğer belediye başkanlarının da büyük oranda bu ekibe destek vereceği öngörülüyor. Bu durumda İstanbul kongresi "Ekremciler" için hayal olabilir. Çünkü İstanbul'u kaybeden Ankara'yı haydi haydi kaybeder.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz