Siyasi açıdan 2022 yılı, 21. yüzyılın en kritik yılı olarak tarihe geçecek. Son gününü yaşadığımız bu yıl, ABD hegemonyasındaki küresel sistemi sarsan Rusya- Ukrayna Savaşı, ABD-Çin gerilimi ve ABD'nin AB'yi etkisiz kılma hesaplarıyla devam ederken, Türkiye hem küresel düzeyde hem de kendi içinde yeni bir yolculuğa, Türkiye Yüzyılı yolculuğuna çıkıyor...
Bu yolculuğa dış politika açısından Başkan Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin Rusya-Ukrayna Savaşı'nda oynadığı barışçıl rol ve "Daha adil bir dünya mümkün" siyaseti damgasını vurdu.
İçeride de buna paralel bir siyaset izlendi. Birikmiş ve eski Türkiye'den kalan ne kadar sorun varsa hepsi tek tek çözülmeye başlandı. Hedef, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına yani Türkiye Yüzyılı'na prangalarından kurtularak girmekti. Altyapıdan teknolojiye, enerjiden tarıma, savunma sanayiinden teröre karşı verilen mücadeleye, EYT meselesinden asgari ücrete kadar atılan bütün adımlar, yeni yüzyıla hazırlığın işareti.
İçinde dünya çapında bir mühendislik eseri olan Yusufeli Barajı'ndan İstanbul Havalimanı'na, Çanakkale Köprüsü'nden güneş paneli fabrikalarına kadar yüzlerce yatırıma seçim yatırımı gözüyle bakanlar bu nedenle gerçeği gölgeliyor ve yanılıyor. O yanılgı muhalefetin aklını öyle köreltmiş ki, küresel enerji literatürüne giren Karadeniz'deki 710 milyar metreküplük doğalgaz keşfine bile "yalan" diyebiliyor.
Bir ülke için bundan daha büyük talihsizlik olabilir mi? Dışarıda küresel güçlerle boğuştuğunuz yetmiyormuş gibi bir de içeridekilerle boğuşuyorsunuz. Garip olan bu siyasi zihniyetin hiç değişmemesi... Dün rahmetli Menderes, Boğaziçi Köprüsü'nü yapmak için çalışmaya başladığında, zamanın CHP lideri İsmet İnönü "yıkılır" diye karşı çıkmış, yerine gelen rahmetli Ecevit ise onu aratmamıştı:
"Bu köprüden mutlu azınlık, zenginler geçecektir."
Bu çizginin aydınları ve gazetecileri de farklı değildi. Sadece Cumhuriyet gazetesinin kurucu babalarından Nadir Nadi'nin şu sözleri ibretlikti:
"Bu köprü, sağcıların köprüsüdür."
Aradan 50 yıl geçti, bugün "CHP'yi değiştirdim" diye övünen Kemal Kılıçdaroğlu, ne yazık ki kendisini değiştirmeyi unutmuş ki, o çizgiyi devam ettiriyor ve yapılan her şeye, yerli otomobil Togg'a bile karşı çıkıyor:
"Oturdular büyük gösteriler yaptılar, işadamları bir araya geldi, bakanlar ve cumhurbaşkanları bir araya geldi, otomobil üretiyoruz dediler. Nerde? Milleti kandırmak için."
Bu durumda Sevgili Salih Tuna'nın tanımıyla "kafasını kaybeden adam"lardan Engin Özkoç'un Karadeniz doğalgazı için "Yalandır" demesi şaşırtıcı değil.
***
VE SAHNE GENÇLERİN
Önceki akşam, Atatürk Kültür Merkezi'nde gençlik coşkusu vardı. Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın düzenlediği "Gençler Arası Kültür ve Sanat Yarışmaları" galasında 2 bini aşkın genç bir araya geldi. Hem ödül aldılar hem de Manga konseriyle eğlendiler.
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, gecede yaptığı konuşmada 30 bine yakın gencin bir yıl boyunca tüm hünerlerini sergilediğini belirterek şöyle diyordu:
"Gençlerin bu başarıya ulaşması çok büyük bir gurur ve heyecan vesilesi. Dereceye girsin ya da girmesin canla başla çalışıp 'Ben de varım' diyen ve bu uğurda alınteri döken tüm gençlerimiz bizim gönlümüzde çok kıymetlidir ve çok özeldir. Tüm yarışmalara katılan gençlerimizi gönülden kutluyorum."
Sunuculuğunu Eser Yenenler'in üstlendiği gala gecesine, AK Parti İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadak, Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Karagöz, yazar Ümit Meriç, sanatçılar Nevra Serezli, Fettah Can, İbrahim Sadri, Şükriye Tutkun ve Sinan Akçıl da katılarak gençleri yalnız bırakmadı.
Cumhuriyet'in 100'üncü yılını kutlayacağımız 2023'ün ülkemize ve dünyaya barış, huzur ve sağlık getirmesini diliyor, hepinizin yeni yılını kutluyorum.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz