Çağımızın belki de en derin sorunu göçmen meselesi.
Bugün sıcak bir biçimde dünyanın birçok bölgesinde yaşanan göç meselesinin arka planında dünyadaki gelir adaletsizliği, vekâlet savaşları ve terör gerçeği var. Yakın gelecekte buna iklim meselesindeki değişim nedeniyle su ve gıda krizi de eklenecek.
Ama ne yazık ki dünyanın böyle sorunlu olmasında büyük payı olan gelişmiş ülkeler, bu gerçeği görmüyor, görmek istemiyor. Hatta tam tersine "dünyaya demokrasi vaat ederek" kandıran -bizde de buna inananlar var- ABD, dünyayı karıştırmaya devam ediyor. Ukrayna, Tayvan gibi yeni çatışma alanları yaratıyor.
Kapılarına göçmenler dayandığında da tıpkı Yunanistan'ın Akdeniz'de yaptığı gibi öldürmeyi de iyi biliyorlar. Değerler üreten Batı'nın iflası bu... Öyle bir iflas ki, bırakın ırkçı-sağcı partileri, solcu partiler bile göçmen katliamıyla övünüyor.
Geçen ay İspanya'nın Kuzey Afrika'daki toprağı Melilla (Fas sınırında) kentine girmeye çalışan düzensiz göçmen akınında en az 37 göçmenin öldüğü iddia edildi. Sayının çok daha fazla olduğu söyleniyor. Bu vahşetin fotoğrafları insanı dehşete düşürüyor. Ama İspanya'nın solcu Başbakanı Pedro Sanchez'in hiç umurunda değil.
İspanyol Sosyalist İşçi Partili (PSOE) Başbakan Sanchez, göçmen akınını, "Toprak bütünlüğüne saldırı" diye niteleyip onca insanın katledilmesine değinmeden şöyle diyordu:
"Güvenlik güçleri olağanüstü ve mükemmel bir iş çıkardı. O sınırda meydana gelen her şeyden sorumlu tutulacak biri varsa o da insan ticareti yapan mafyalardır."
Gördüğünüz gibi Avrupa solu da iflasın eşiğinde. O sola en anlamlı cevabı da bir gazeteci yazar olan Ruben Sanchez verdi:
"Aşırı sağın bir lideri bile bunu demezken, Pedro Sanchez dedi. Ne rezalet. Ne büyük utanç..."
'NEDEN ÜLKENİZDE KALIP SAVAŞMIYORSUNUZ?'
İspanya'daki fotoğraf kadar sarsıcı olmasa da bizde de göçmen karşıtlığı giderek ürküten bir noktaya geldi. Irkçı bir parti bu konuda ipi koparmış durumda. Eee tabii bu ülkenin solcu ya da sosyal demokrat olduğunu söyleyen partisi CHP ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İyi Parti'nin kadın genel başkanı Meral Akşener, ısrarla göçmen karşıtlığı yaparsa, ırkçısının da işi düşmanlığa vardırması kaçınılmaz.
Güya merkez partileri bunlar ama işleri güçleri göçmen karşıtlığı... Her ikisi de sık sık şu yalanları siyaset gündemine taşıdı: "Suriyelilere hastanelerde bedava bakılıyor, üniversitelere sınavsız giriliyor, bizim gençlerimiz onlar yüzünden işsiz..."
Ama en insafsızı Suriye'de bir iç savaş yaşandığı gerçeğini görmezden gelen şu ithamdı: "Neden ülkenizde kalıp savaşmıyorsunuz?"
Aynı insanlar dönüp kendi ülkeleri için de şunu söyledi: "Otoriter bir rejim var, insanlar mutsuz ve ülkeyi terk ediyor..."
Hatta birileri marifetmiş gibi, "Türkiye bir doktor daha kaybetti" gibi ülkesini terk edenler üzerinden siyaset yaptı.
İyi de madem bu ülke kötü yönetiliyor, otoriter bir rejim var, o zaman neden kalıp mücadele etmiyorsunuz? Doktor, mühendis veya bir siyasetçi olarak... Üstelik bırakın iç savaş koşullarını, size göre bile halen "demokratik bir zemin" varken... Kimin, kiminle savaştığının belli olmadığı bir iç savaş ortamından kaçanları aşağılayanların, dönüp kendilerine bakmaları gerekiyor.
Onlarla empati kurmadığınız belli de, bari kendi ülkenize yabancılaşmayın...
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz