Ankara'da özellikle CHP kulislerinde klasik bir seçim öncesi havası yaşanıyor. Genel başkan yardımcısından çaycısına herkes, sanki yarın seçim olacakmış gibi bir ruh hâli içinde. İşin garip tarafı milletvekili, il başkanlığı hesapları yapanlar bile var.
Doğrusu bu çok şaşırtıcı değil; çünkü genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu da şimdiden cumhurbaşkanı olmuş havasında. Kazanır mı kazanmaz mı bilemem ama CHP içindeki adaylık yarışını kazandığı çok açık. CHP'liler bundan çok eminler ve bu ruh hâliyle 3 Temmuz'daki 6'lı masa toplantısına gidileceği söyleniyor.
Orada olacaklar konusunda da kaygılı değiller. Onlara göre başta İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener olmak üzere diğer liderler de Kılıçdaroğlu'nun adaylığına sıcak bakıyor.
Bunun nedenini de bir CHP'li şöyle açıklıyor: "Hiçbiri kendilerinin siyasi hayatını da bitirecek yeni bir aday istemez."
Bu cevap ister istemez İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ve onun iddialı çıkışını, Akşener'in ona yönelik övgü dolu sözlerini akla getiriyor.
AKŞENER, İMAMOĞLU'NU KULLANDI MI?
CHP Genel Merkezi'ndeki havaya göre artık İBB Başkanı İmamoğlu'nun adaylık meselesi bitmiş görünüyor. İmamoğlu'na yönelik Akşener'in övgülerinin ve söylediği "Ancak Ekrem İmamoğlu burada kendi taca ya da auta atmıyor" sözlerini hatırlattığımda bir CHP'liden şu cevabı alıyorum:
"Önce şunu söyleyeyim; Akşener kendi partisini kalıcı kılmak için, uzak bir ihtimal olan, 'Ben başbakan olacağım' demeyi bile göze aldı. İmamoğlu'na övgü düzmesinin nedeni de yine partisini ayakta tutmak ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi olanaklarından yararlandırmaktı. Akılcı bir siyasetti bu..."
Sonra da sözü İmamoğlu'na getirerek şöyle diyor:
"Şunu çok açık söyleyebilirim; İmamoğlu'nun adaylık işi bitti artık. O atılmak istemese de Ankara onu taca attı. Bundan sonra büyük ihtimalle genel başkanlık için Oğuz Kaan Salıcı ile uğraşacak ama o işe de daha çok zaman var ve köprülerin altından çok sular akar."
Bu arada şaşırtıcı gelebilir ama CHP Genel Merkezi'nin gündeminde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş diye bir isim yok. Adaylığı hiç konuşulmuyor. Ankara'da Yavaş ismini gündemde tutmak isteyen bir grup olsa da onların CHP Genel Merkezi'nde ve örgütlerinde bir karşılıkları yok.
CHP'deki bu netleşmenin bir işareti de son günlerde küçük de olsa HDP'yle yaşanan gerilime, alttan alarak cevap vermesi gösteriliyor. Kılıçdaroğlu, HDP'yi 6'lı masaya katmadan yanında tutmak istiyor. HDP de bu fırsatı kaçırmıyor, en zayıf noktasında yakaladığı CHP'yi Ahmet Türk üzerinden sıkıştırıyor, bir anlamda açık pazarlık yapıyor.
KAFTANCIOĞLU'NUN DA İŞİ BİTTİ
Ankara CHP kulislerinin ikinci sırasında da İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu meselesi var. CHP'liler bu meselenin de bittiği görüşünde. Onlara göre, Kaftancıoğlu için il başkanlığı artık geride kalan bir görev. Belki bir süre siyasi inatlaşma nedeniyle fiili olarak yürütebilir ama eninde sonunda o görevi bir başkasına bırakacak.
Bu biliniyor ama korkulan şey bunun yol açacağı sonuçlar. Çünkü yeni il başkanı meselesi iller düzeyinde yeni kongrelerin, hatta kurultayın yapılmasına kadar uzayabilir. Bu ihtimal seçimde adaylık nedeniyle küçük olsa da yine kaygı yaratıyor.