İYİ Parti'de nereye dokunsanız FETÖ sesi geliyor. FETÖ demek Gladyo ve ABD demek. Dahası dünden bugüne uzanan kirli ve karanlık ilişkiler ağı demek.
Baksanıza bizzat partinin kurucusu ve İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ biraz dokununca, parti tel tel dökülmeye başladı.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'yla dayısı Enver Altaylı ilişkisi de giderek genişledi. İYİ Parti yönetimi sorunu dayı-yeğen ilişkisine hapsetmeye çalışsa da sorun çok daha derin. Şimdi ticaret ve siyasetle iç içe geçen yeni ilişkileri de ortaya çıktı. Dün SABAH gazetesinde Kenan Kıran, Buğra Kavuncu'nun ortak olduğu bir şirketin izini sürdü ve çok çarpıcı bilgilere ulaştı.
"Buğra Kavuncu'nun, FETÖ'den tutuklanan eski MİT mensubu Enver Altaylı'nın kardeşleri Taha ve Cemal Altaylı'yla ortak olduğu anlaşıldı. Üçlünün, 2003 yılında kurulan Usta Dış Ticaret Anonim Şirketi'nin yönetiminde bulunduğu da ortaya çıktı. İBB'nin seçim kampanyasını yürüten CHP İstanbul Gönüllüleri'nin kurucusu ve CHP Gaziantep eski Milletvekili Ahmet Karahan'ın kızı Dilşat Arpacıoğlu ve eşi Ali Haluk Arpacıoğlu da ortaklar arasında yer alıyor."
İşin ucu sadece İYİ Parti'ye değil, CHP ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na kadar uzanıyor. Bu tablo açık açık Akşener'in Buğra Kavuncu adında neden ısrar ettiğini gösteriyor.
Aslında Akşener'in ısrar ettiği sadece Kavuncu değil, başkaları da var. Onlardan biri de İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem. Onu TV tartışmalarında kendisini "tarafsız hukukçu" olarak sunmasıyla tanıdık. Sonra bir gün o "tarafsız hukukçu" karşımıza İYİ Parti'nin Hukuk, Adalet Politikaları Başkanı olarak çıktı.
Onun öyküsü de Kavuncu'nunki kadar soru işaretleriyle dolu.
Adı önceki gün yine Ümit Özdağ eksenli Leyla Zana, FETÖ ve 15 Temmuz gecesi attığı tweetlerle gündeme geldi. Böylece İYİ Parti bir kez daha karıştı. Nasıl karışmasın ki... Erdem'in aile ve FETÖ ilişkileri de dudak uçuklatacak cinsten. Şimdi gelin iki gazetecinin, Celal Emre Çelik ve Erdem Atay'ın birlikte hazırladıkları o geçmişe gidelim:
Koalisyonlarla yönetilen 1990'lı yıllar Türkiye'nin en zor yıllarıydı. Aydınların katledilmesi, faili meçhul cinayetler ve iflasın eşiğine gelen ekonomi. Onlarca banka hortumlandığı için finans sistemi çökmüştü. Yurtbank, Egebank, İhlas Finans ve karanlık bir cinayete kurban giden Nesim Malki'nin KKTC merkezli Tuncabank bunlardan bazılarıydı.
Bu bankaları anmamızın nedeni hepsinin Genel Müdürlüğünü ve CEO'luğunu Mehmet Sami Erdem'in yapmış olması.
Bu da kim diyebilirsiniz ama biraz bekleyin. Ona, finans camiasında "yüzde 10 Sami" deniyormuş. Şu iki nota bakın; Erdem'in batık Yurtbank'tan kredi verdiği isimler arasında o dönem DYP Milletvekili olan Meral Akşener de varmış.
Bir de "öğrencisinin" kim olduğunu söyleyelim: İmamoğlu tarafından İBB genel sekreteri yapılan Can Akın Çağlar.
Şimdi gelelim Mehmet Sami Erdem'in kim olduğuna... Herhalde biraz anlaşıldı, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem'in babası.
Akraba olmak elbette suç değil. Ancak söz konusu FETÖ ise şüphelenmemek de elde değil. Bu kadar tesadüf olabilir mi?
İki gazeteci işi tesadüfe bırakmamışlar ve şu bilgiyi de paylaşmışlar:
Geçen yıl Adana'da görülen FETÖ/ PDY davasında yargılanan Adana Ticaret Borsası eski Başkanı Muammer Çalışkan, "FETÖ Üyeliğinden" 5 yıl hapis cezasına çarptırılır.
Bahadır Erdem'in babası Sami Erdem, FETÖ'den tutuklanan Çalışkan'ın öz be öz dayısı.
Biliyoruz ki FETÖ akraba ilişkisine, evliliklere her şeyden fazla önem veriyor. Bunun en çarpıcı örneği de 15 Temmuz'un önemli sanıklarından Akın Öztürk'ün damadını kendine şakirt yapmasıydı.