Aslında siyasetin gündeminde İYİ Parti'nin FETÖ'yle ilişkisi hep vardı. Daha kurulurken bu gölgeyle kuruldu. Hatta İYİ Parti'nin en önemli kurucularından ve partinin şu andaki en güçlü ismi Koray Aydın bile bu gerçeği görmüş ve şöyle demişti:
"Bütün illerde cemaat mensupları (FETÖ'cüler) Meral Akşener üzerinde bütünleşiyor ve onun mitinglerine yoğun ilgi gösteriyor."
Şimdi yine partinin kurucularından ve İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, bu iddiayı bir adım ileri götürüp İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'yu FETÖ'cülükle suçluyor. Bunu yaparken de milliyetçi cephenin çok iyi bildiği eski MİT'çi, CIA bağlantılı Enver Altaylı'yla bağına dikkat çekiyor. Bu basit bir bağ kurmak değil. Ortada güçlü bir siyasi kanaat var. Çünkü Altaylı-Kavuncu ilişkisi bir hayli geçmişe dayanıyor ve Türkiye'nin CIA bağlantılı kirli tarihiyle yakından ilişkili.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Bugün tartışılan bütün bu iddiaları, Kavuncu-FETÖ ilişkisi dahil iki yıl önce bu köşede yazdım. Altaylı ile ilgili iddialarım savcılık iddianamesiyle, Kavuncu'ya ilişkin iddialarım da bizzat İYİ Parti'nin kurucusu Ümit Özdağ'ca doğrulandı.
Bu noktada sözü, Enver Altaylı'yı izlememde rehberlik eden bir ismi, Uğur Mumcu'yu saygıyla anarak onu savunanların suskunluğuna getirmek istiyorum.
Gerçekten de başta Uğur Mumcu'nun takipçisi olmakla övünen Cumhuriyet gazetesi olmak üzere, solda yer alan partiler veya siyasi aktörler, İYİ Parti'nin FETÖ'cülükle suçlanması karşısında suspus oldu.
Mumcu'nun yıllarca yazdığı Enver Altaylı konusunda tek satır yazı yazan veya siyasi demeç veren yok. Her yazısında emperyalizmin ve onun istihbarat örgütleri CIA ve BND'nin kirli oyunlarına dikkat çeken Uğur Mumcu'nun gazetesi Cumhuriyet bile ne yazık ki günlerdir tartışılan, konuşulan bu konu hakkında tek kelime etmedi. Sırf Mumcu'nun hatırasına saygı gereği iz süren bir köşe yazarı bile yok
Sadece şunu söylediler: "İYİ Parti'ye operasyon yapılıyor."
Neden İYİ Parti'de sert tartışmalara yol açan FETÖ konusunu ele alıp işlemiyor?
Ve neden, İP'in içinde yaşanan bir tartışmayı bile iktidarın operasyonu olarak sunuyor?
Bu soruların neden sorulmadığını, Yazar Nihat Genç, sözü Mumcu'nun yazdığı Gladyo'ya ve kirli ilişkilerine getirerek şöyle diyor:
"Şimdi Cumhuriyet gazetesinin yerinde olsam, Uğur Mumcu'nun hesabını sorarım. Bu adamlar Gladyo'dur. Soğuk savaşta onlarca şey yaptılar. Papa suikastından yüzlerce aydının öldürülmesine kadar bunların hesabı sorulmalı. Bunları sormayacak mı? Sormuyor, ne diyor; 'İYİ Parti'ye operasyon çekiliyor'. Yani ittifak uğruna İYİ Parti'yi koruyor. İYİ Parti'yi korumayın, iyi insanları koruyun."
CHP ve Cumhuriyet gazetesinin bu tavrı aslında yeni de değil. Altaylı ne zaman gündeme gelse, Cumhuriyet gazetesi Mumcu'nun kemiklerini sızlatırcasına süreci sessizce izledi. Sadece onlar da değil, ne yazık ki "milliyetçiler" de bu olup bitenlerden bir ders çıkartmadı.
Bu açıdan Yeniçağ yazarı Ahmet Gürsoy'un şu sözleri çok şey anlatıyor:
"Eski MİT mensubu, FETÖ'cü, CIA ve Alman ajanı her ne halt ise Enver Altaylı denen adam ve benzerleri, hepimizle çelik çomak oynuyormuş da haberimiz yokmuş. O günün kuşağı bizler, yaşlarımız 60'a 70'e geldiğinde; etiyle, kemiği ile ihaneti gördük. Meğer o günlerde Uğur Mumcu ihaneti bize haber vermiş, lakin biz anlamak istememişiz."