CHP'nin başını çektiği muhalefet cephesi ısrarla 2023'e varmadan seçim olacağını söylüyor. Bu beklenti nedeniyle de sürekli dış politikada "yalnızlaştık", ekonomide "battık, bittik" propagandası yaparak seçimi öne almaya çalışıyor. Ancak, hayat muhalefetin umduğu gibi akmıyor. Hem anketlerde Başkan Erdoğan'a güven yüzde 50'nin üstünde seyrediyor hem de muhalefet cephesinde HDP sendromu "Millet İttifakı"nı sarsmaya devam ediyor.
Bu da muhalefetin enerjisini "şiddet örgütüyle ilişkisi" nedeniyle sorun olan HDP'yi ittifakın içinde tutmaya yöneltiyor.
İşte bu nedenle muhalefet cephesinde yer alacak partilere "siyaset mühendisliği"yle yeni roller veriliyor ve yeni iç ve dış dostlar arası ilişki geliştiriliyor.
Yeni rollerin ilk ipuçlarını "Millet İttifakı"nın önemli partneri İYİ Parti'nin son kongresinde gördük. Çok farklı yorumlara yol açsa da görünen o ki, İYİ Parti yola çıkarken üstlendiği "Merkez Parti" olma rolünü terk edip, rotayı "milliyetçi" alana kırıyor. Aytun Çıray ve Hasan Subaşı gibi eski merkez sağcıların İP'ten tasfiye edilmeleri boşuna değil.
Meral Akşener selam gönderse bile bu durumda HDP'yle milliyetçi rol üstlenen İP'in aynı ittifak içinde yer almaları mümkün değil. Aynı şekilde, bugünlerde açık destek verse bile CHP'nin de HDP'yle açık ittifak yapması giderek daha da zorlaşacak.
O zaman yeni bir partinin devreye girmesi, hem "merkezi" doldurması hem de Millet İttifakı'nı HDP yükünden kurtarması gerekiyor. Siyaset kulislerinde bu rolü üstlenecek en hevesli partinin Ali Babacan'ın Deva Partisi olduğu söyleniyor. Her konuşmasında "Demirtaş'ın temsil ettiği partinin önü açık olmalı" diyen Babacan ve arkadaşları da buna hazırlar ve itiraz etmiyorlar.
Hem HDP'yi kucaklayan mesaj veriyorlar hem de HDP'nin güçlü olduğu Doğu ve Güneydoğu'da "kardeş parti" gibi çalışıyorlar.
Bölgede, Deva Partisi'nin birçok il ve ilçe yönetimlerinin oluşmasında geçmişte HDP çevresinde siyaset yapan çok sayıda insanın görev aldığı konuşuluyor.
Bu yeni role göre Millet İttifakı'nda yer alacak her partinin oy alabileceği sosyoloji de belirlenmiş.
Buna göre; CHP'ye Atatürkçü-laik sosyoloji ve Alevi kitlesinden, İYİ Parti'ye milliyetçi sosyolojiden, Deva Partisi'ne merkez sağ ve liberallerden, HDP'ye sol ve Kürt seçmenden, Saadet Partisi'ne hala Milli Görüş çizgisini sürdürenlerden, Gelecek Partisi'ne ise AK Parti'de tutunamayanlar ve küskünlerden oy alması rolü verilmiş durumda.
Karşımıza yeni roller de verilse, ittifak içinde yer alan SP, Deva ve Gelecek partilerinin hala yüzde 1'lerde dolaştığı, CHP'nin yüzde 25'in altında seyrettiği, toplama parti İP'in hala toparlanamadığı, HDP'nin ise hala şiddetle arasına mesafe koyamadığı ve giderek bütün partilerin birbirine benzediği bir muhalefet tablosu çıkıyor.
Dünyanın altüst olduğu tuhaf zamanlardan geçerken, sivil bir anayasaya sahip olamayan, kurumları darbe kodlarıyla hareket eden bu ülkede, siyaset mühendislikleriyle siyaset yapan bu muhalefet tablosu ne yazık ki umut vermiyor.
Türkiye'nin belki de en büyük şanssızlığı bu...