Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırması emperyalizmin Türkiye'nin çevresinde nasıl kirli bir oyun kurduğunun açık göstergesi oldu.
Sadece Irak, Suriye, sadece Doğu Akdeniz, Libya yetmedi. Şimdi Kafkaslar'da çatışma çıkartıldı ki bölge huzur görmesin.
Emperyalizmin bunu yapması için elinde hem İsrail, Yunanistan ve Ermenistan gibi aparat devletleri var hem de DEAŞ, PKK ve FETÖ gibi terör örgütleri. Onların olduğu her yerde kaos var.
Bu yüzden sadece ülke olarak sizin barışçıl politikalar izlemeniz yetmiyor. Karşınızdaki güçlerin de "barış istemesi" gerekiyor.
Alın Azerbaycan örneğini... Azerbaycan, 30 yılı aşkın bir zamandır Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan çıkmasını bekliyor. Ama kimsenin umursadığı yok, çözüm için devreye giren Minsk Grubu (ABD, Rusya ve Fransa) bile tek olumlu adım atmadı
Dahası büyük ihtimalle ABD ve Fransa'nın kışkırtmasıyla Ermenistan yeniden harekete geçti ve Kafkasya'nın "Suriyeleşmesi" için Azerbaycan'a saldırdı. Bu kirli hesabı Azerbaycan'ın bozacağına şüphe yok ama şu gerçeği de artık içerideki siyasilerin görmesi gerekiyor: 100 yıl sonra derin bir iç bunalım yaşayan emperyalizm önce "bataklık" denilen Ortadoğu'da, sonra da Doğu Akdeniz ve Afrika'da yeni oyunlar tezgahladı. Şimdi buna Kafkaslar da ekleniyor. En önemli hedefleri de Türkiye.
İşte Türkiye son 10 yıldır çevremizde kurulan bu kirli oyunu bozmak için mücadele ediyor.
Ama ne yazık ki, bu gerçeği başta CHP olmak üzere içerdeki muhalefet görmek istemedi, istemiyor. Hatta "Ortadoğu bataklığına girersen böyle olur? Doğu Akdeniz'de ne işimiz var? Libya'ya neden asker gönderiyoruz?" gibi tam tersi çıkışlar yaptı.
Şimdi benzer bir süreci Kafkasya'da yaşıyoruz. Bu kez de Ermenistan, Azerbaycan'a saldırmasına rağmen yine Türkiye suçlanıyor. Ne ilginç değil mi?
Tek suçlayan da Batı kamuoyu veya Ermenistan olsa dert değil, işin içinde CHP'liler bile var.
Tıpkı Ortadoğu'da, Doğu Akdeniz'de, emperyalistler ve despotlar değil de Türkiye'nin suçlanması gibi.
Alın ABD'nin sesi olarak nitelenen CHP Dış Politika Danışmanı Ünal Çeviköz'ün sözlerini:
"Maalesef, bir yandan Türkiye'den Azerbaycan'a silah yardımı ve bazı söylentilere göre de bir takım milis ya da cihatçı grupların aktarıldığı şeklinde haberler var."
Çeviköz, bu sözlerinin çarpıtıldığını söylese de onun yalnız olmadığı çok açık. Aynı gün CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu da şaşırtıcı bir açıklama yaptı:
"Azerbaycan'a saldırı aslında Türkiye'ye de saldırıdır. Hedef Kafkasya bağlantımızdır. Beceriksiz iktidar bayrağımızda gözü olanlara cesaret vermiştir."
Gel de şaşırma! İlk cümlede doğru tespit yapan Kuşoğlu, ne yazık ki son dönemdeki dış politikadan kendini kurtaramıyor ve Ermenistan-Azerbaycan çatışmasında bile iktidarı suçlayacak bir yan buluyordu.
Bu aslında CHP'nin dış politikadaki öngörüsüzlüğünün bir yansımasıydı. Bu gerçeği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Eğer hukukun gereği yapılacaksa Ermenistan'ın işgal ettiği Azeri topraklarından çekilmesi lazım. Biz CHP olarak bunu her ortam da seslendiriyoruz" sözleri düzelir mi bilemem ama şunu biliyorum; Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırması sadece CHP'lilerin yanlış açıklamalarından dolayı değil bizzat Kafkasya'nın karıştırılmak istenmesi nedeniyle CHP'nin son dönem izlediği dış politikaları tartışılır yaptı ve parti içinde tepkilere yol açtı.
Arkası gelirse Türkiye için hayırlı olur.