İYİ Parti'de kongrede oluşan liste ve bazı önemli isimlerin çizilmesi deprem etkisi yarattı. Özellikle çizilenlerin öfkesi dinmek bilmiyor. Genel Kurul iradesi netleştiği için bu öfkenin işe yaramayacağı çok açık. Çizilen çizildiğiyle kalacak gibi görünüyor. Çünkü İP'de yeni bir dönem başlıyor.
Olup bitenleri de en net biçimde CHP'den İYİ Parti'ye geçen Aytun Çıray özetledi:
"Bu listede asıl hedef merkez siyasetçilerin tasfiyesidir. Demirel'in doktoru.. İsmet Sezgin'in yeğeni. Ve bendeniz bunun işaretidir. Başarıp başaramadıklarını göreceğiz. Onlar da görecek. Samimiyet ve ilkeler testidir bu!"
Bu isimlere Antalya eski belediye başkanlarından Hasan Subaşı'nı da eklemek gerekiyor.
Üstü çizilenler tablosunda sadece "merkez siyasetçiler" yok, "milliyetçi" geçmişten gelen hatta Ahmet Çelik gibi adeta İP'in yayın organı olan Yeniçağ gazetesinin sahibi var.
Burada ilginç olan geride kalanlar arasında ağırlık "ülkücülerde" olsa da hala "merkez sağcı" siyasetçilerin de varlığıdır. Bu da isyancıların elini zayıflatıyor. Çünkü bir toplama parti olan İYİ Parti'de kavga ideolojik değil, grupsaldır. Parti içinde birden fazla grup çatışıyor. O yüzden de giden gittiğiyle kalacak gibi.
Bu sonuç da tesadüfen ortaya çıkmış değil. Geçmişe dayanan ama gelecek öngörüsü de olan bir grup planı söz konusu. Dikkat edilirse, parti içinde hiç kimse Akşener'in devleti de suçlayan "İki yumruk arasında" tespitine ve etnisite üzerinden HDP'ye selam gönderen konuşmasına değinmiyor. Tartışma daha çok "Biz neden dışlandık" ekseninde sürüyor. Bunun da bir tek nedeni var; İP olarak siyasetteki "kilit" pozisyonu korumak.
Bugün sağ-muhafazakar ve sağ-laik kesimden oy alan İP, HDP'den çok daha fazla "kilit" parti rolündedir.
İşin asıl püf noktası da burası. Son dönemde hiç üzerinde durulmayan sürpriz bir gelişme yaşanıyor, HDP ile Deva Partisi arasında sıcak bir ilişki gelişiyor. Dahası önceki gün de yazdım, İP'in dolduramadığı "merkezi" Deva Partisi'nin doldurması isteniyor. Bu durumda İP kendine yeni bir pozisyon arıyor. Önümüzdeki günler bunu daha net göreceğiz. Bu da ittifak hesaplarını altüst edebilir. İYİ Parti, HDP yüklü "Millet İttifakı"nda tartışmalı bir role mi soyunacak yoksa "Cumhur İttifakı"nın yanında yer alarak bambaşka bir tablonun oluşmasını mı sağlayacak?
Kongrede seçilemeyenlerden biri, bu açıdan ilginç bir olasılığa dikkat çekiyor
"Rahmetli Demirel'in çok güzel bir lafı var; 'Barışmasını bilmiyorsan küsmeyeceksin.' Bu nedenle Devlet Bey'in son hamlesini yabana atmamak lazım. Bu gidişatın -Ben katılmasam da- MHP-İYİ Parti yakınlaşmasına yol açmayacağını kimse söyleyemez. Ortaya yüzde 20'lik bir parti çıkar ki bütün siyasi dengeleri altüst eder. Bu ihtimali kimse yok saymamalı."
İYİ Parti'de kılıçların çekildiği bir zaman diliminde nedense o partinin önde gelen ismi Müsavat Dervişoğlu hiç ortalarda yok.
İsmail Koncuk, Yavuz Temizer ve Aytun Çıray, açık açık Koray Aydın'a karşı savaş naraları atarken, partinin her konuda konuşan ismi Dervişoğlu'nun ortalarda gözükmemesi, nerede durduğunun bilinmemesi ilginç değil mi? Kongrede çizik yiyen eski GİK üyelerinden biri şöyle diyor:
"O devlete yakın biridir. Koray Aydın'la da anlaştığı için hiç sesi çıkmıyor, çıkmaz da."
Siyasette her an her şey olabilir deniliyor ya İP'de de her an her şey olabilir.
Olup bitenleri de artçı depremlerin şiddeti belirleyecek. Sürprizler şaşırtıcı olmayacak.