Bu seçimleri etkileyen birçok parametreden söz edilebilir. Kimi ekonomik krizi, kimi beka tartışmasını, kimi adayların profilini öne sürebilir. Kuşkusuz hepsinin oy vermede katkısı oldu. Ancak şu iki şeyin özellikle büyükşehirlerde etkili olduğunu düşünüyorum. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2015'ten bu yana, partisinin oy kaybetmesini göze alarak sürdürdüğü ittifak siyaseti. Bunun bir ayağında İP ve SP, diğer ayağında ise HDP vardı. Her üç partinin varlığını sürdürmesi için Kılıçdaroğlu, terörü makulleştirme ve sağa kayma suçlamasını bile göze alarak elinden geleni yaptı. Sonuçta istediğini de elde etti.
CHP, İstanbul'da belediye meclisinde 3 milyon civarında oy alırken, büyükşehirde 4 milyonu geçen bir oy aldı. Aradaki 1 milyona yakın oyun gerekçesi ekonomi veya daha iyi bir şehirde yaşamak değil, tamamen AK Parti karşıtlığı ve etnik milliyetçilik. Tıpkı 7 Haziran seçimleri gibi.
Oy kaydırmalar, sahtekarlıklar bir yana büyükşehirlerdeki bu değişim HDP, İP ve SP oylarıyla gerçekleşti. Onların İstanbul'da belediye meclisinde aldıkları oy toplamı 861 bin. Bunu CHP'ye eklediğinizde büyükşehir oyu çıkıyor. Kılıçdaroğlu boşuna HDP, İP ve SP'ye güzellemeler yapmadı.
Acaba onların kaybetmeyi göze alıp, CHP'ye kazandırmalarının nedeni neydi? Sadece AK Parti karşıtlığı ya da AK Parti'nin izlediği stratejinin onları birleştirmesi mi yoksa işin içinde başka şeyler mi var? Önümüzdeki süreçte bu sorunun cevabı aranacak.