Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

AK Parti’nin şehirlere sözü

Başkan Erdoğan'ın açıkladığı yerel seçim manifestosunu izlerken, gazetecilik yaptığım yıllar boyunca yakından izlediğim şehirleşme sorunlarımızı bir kez daha düşündüm. Maalesef başta İstanbul olmak üzere Anadolu'nun birçok kadim şehrini, son 50-60 yılda birbirine benzeyen ucube şehirlere dönüştürmüştük.
Şehirlerimiz, gecekondularla kuşatılan, çöpleri vahşi bir şekilde depolanan, ulaşımı yetersiz, suları akmayan, metrosu olmayan ve mimari kimliği tahrip edilen "mega köyler" gibiydi. İnsanlar, sadece başlarını sokacak bir evlerinin olmasını, sularının akmasını ve çöplerinin toplanmasını istiyordu. Bu hizmetlerin yapılabilmesi uzun yıllar aldı.
Şimdi ise ne çöplerin toplanması, ne suların akması, ne ulaşımın metrolar, metrobüsler, köprüler ve tünellerle zenginleşmesi insanlara yetmiyor. Hele TOKİ evleri gibi birbirine benzeyen soğuk yüksek yapıları asla kabullenmiyorlar. Doğal olarak daha yaşanabilir, daha çevreci, daha akıllı ve planlı şehirler talep ediliyor. Çünkü şehir sosyolojisi değişti ve bu sosyoloji artık bütün bu süreçlere katılmak istiyor. Dün neden yapılmadı, ya da yapılamadı sorusunun cevabı da biraz burada saklı.
Siyaset, çoğunluğu şehirlerde yaşayan toplumdan yükselen bu talebe, bu büyük değişime cevap vermek zorunda... Siyasetin görevi bu. Bunu da siyaset yolculuğuna yerelden başlayan Başkan Erdoğan ve partisi iyi biliyor ki, yıllardır hem yerelde hem de genelde iktidar.
2002 öncesini bir yana bırakıyorum, 2004'ten bu yana üç dönemdir büyük oranda şehirleri yöneten AK Parti, bugün yerel yönetimde sıçrama yapacak yeni bir dönemin eşiğinde.
Dün Ankara'da Başkan Erdoğan, partisi adına topluma bu büyük sıçramanın sözünü verdi. Yerel seçim manifestosu olarak sunduğu 11 madde deyim yerindeyse tam bir şehir anayasası örneği. Ayrıntılarını Sabah'ın haberlerinde bulacağınız bu maddelerden önemli bulduğum üçünün altını çizmek istiyorum. "Şehir Planları, Halkla Birlikte Yönetim, Tasarruf ve Şeffaflık"
Bu üç maddenin önemini ise şu ortak tespit özetliyor:
"Yapılan çalışmalar konusunda ilgili tüm kamu, özel sektör ve STK temsilcilerine başvurup, en geniş uzlaşmayla alacağız. Milletimizin hayat kalitesini artıramayan hiçbir işe vakit ve kaynak ayırmayacağız"
Yeni şehir sosyolojisi bunu talep ediyor ve AK Parti de toplumdan yükselen bu talebi doğru okuyarak, siyasetini bunun üzerine kuruyor. AK Parti, bugüne kadar yerel yönetimlerde önemli işlere imza attı. Ancak büyük şehirlerde, şehri boğan yoğun ve yüksek yapılaşmaya bir son nokta koyamadı. Başta İstanbul Ataköy ve sahil şeridi olmak üzere Bomonti'den Mecidiyeköy'e Maslak'tan Ataşehir'e TOKİ eliyle yaptırılan çok sayıda yüksek yapının yükünü şehir taşıyamaz durumda. Bu gerçeği, Başkan Erdoğan da "İstanbul'a ihanet ettik" sözleriyle birkaç kez dile getirdi.
Bu açıdan 31 Mart seçimleri şehirlerin yeniden inşası için bir fırsat sunuyor. AK Parti de yerel manifestosuyla şehir yöneticilerinin önünü açtığı gibi bürokratik vesayet bahanelerini de ortadan kaldırıyor. Böylece şehir yöneticilerinin şikayet ve bahane dönemi bitiyor. Onları tarihi bir sorumluluk bekliyor.
Başta Külliye olmak üzere bütün gözler de onların üzerinde olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA